13

81.3K 5.9K 11.4K
                                    

Hepimiz mutfağa toplaşmış, bizi siklemez bir tavırla pencerenin önünde sigara içen yeni arkadaşımızı izliyorduk. Cemal ve ben bar taburesine oturmuştuk, Oğuzhan ve Bartu da arkada pankek yapıyorlardı. Oğuzhan gevşeği tavada daha yeni yeni donan sıvı pankek karışımına yüzünü sokmuş, o suratında katılaşırken oluşan bu pankek maskesiyle ortalıkta dolaşıyordu. Eksik kalmayan Bartu da klipte dansözün göbeğinden zeytin yiyen Serdar Ortaç gibi onun yüzünden böğürtlen yiyordu.

Yeni çocuğa hitaben "Bak, biz dördümüz çocukluktan beri arkadaşız." diyerek söze girdi evimizin ağır abisi Cemal. "Bir günde aramıza girmeni zaten beklemiyoruz-"

"O yüzden hiç girme." diye lafa karıştım.

Çocuk bana sikici bakışlarından birini attı. "Hele yarrama bak, ben çok meraklıydım size girmeye." Bu kadar açık sözlü olmasını beklemezken kaşlarımı usulca çattım. En azından evden atılmamak için çaba gösterseydi. Ya da ne bileyim, bana yaranmaya falan çalışsaydı. Ben daha önce hiç bu kadar gamsız bir ibne görmemiştim. "Aynı evde siz bana bulaşmazsanız ben size hiç bulaşmam. Bu durum benim de hoşuma gitmiyor ama bir hafta boyunca birbirimize katlanmak zorundayız."

"Valla biz gayet misafirperveriz de bu hayvanat inine birini alınca vahşileşiyor." diye araya girdi Bartu parmağıyla beni göstererek.

"İnime oklavayla girmezlerse neden vahşileşeyim?"

"Lan sevgilin hırsız maskesiyle gelmiş, benim suçum ne?"

"Hayatında baklava açan hırsız gördün mü hiç sayın zeka abidesi?"

"O anki panikle koşullar öyle gerektirdi işte, amma uzattın."

İçimden çocuğun güzel yüzüne yumruk atmak isteyerek "Bizim koşullar da maalesef bu evde barınamayacağını gerektiriyor." dedim sakin bir sesle. "O yüzden kardeş, tanıştığımıza memnun oldum ve güle güle."

Cemal kolumu dürttü. "Çocuk İstanbul'dan ta buraya gelmiş lan, biraz anlayış göster."

"İstanbul'dan Batman'a geçiş yapacak kadar ne yaşadın?" diye sordum anlam veremeyerek. "Bu nasıl bir beyinsizlik göçü?"

"Fotoğrafçıyım ben." dedi. "Her gezdiğim şehirde en az bir hafta kalıp sonra siktir olup gidiyorum."

"Batman'da ne fotoğraflamayı umuyorsun?"

"Örneğin sen." deyince hazırlıksız yakalandım. Cemal, Bartu ve Oğuzhan'ın da meraklı gözleri bana dönmüştü. Çocuk ise onlara aldırmadan beni kısık bakışlarla süzdü. "Çok karakteristik bir yüzün var. Her ne kadar içinde bir Batman kekosu yatsa da fotojenik duruyorsun. Manzara çekimleri dışında, model olarak seni kullanabilirim."

Bu dediğiyle biraz toparlandım. Taburemde dikleşerek hapşurunca akan sümüğümü Cemal'in koluna sildikten sonra "Nerde yayınlanıyor bu fotoğraflar?" diye sordum sesime ilgisiz bir hava katmaya çalışarak.

"Bloguma koyuyorum. Belki bilmiyorsunuzdur, İstanbul'da bayağı popüler bir site."

"Sen bize köylü mü demek istiyorsun?"

Sigarasını pencere pervazındaki saksıda söndürdü. "Evet, onu da derim de Batman'dan çok fazla ziyaretçim yok yani, ondan bahsediyorum."

"Superman'den var mı?" deyip Erol Taş gülüşü yaptı Bartu.

Çocuk bana sitemle baktı. "Arkadaşların da sana benziyor."

İlk önce aksi bir laf edecektim ama hemen sonra aklıma bir şey geldi. Ben ona daha önce hiç Batman esprisi yapmamıştım ki?

adaş • bxbWhere stories live. Discover now