3

210 14 76
                                    

"Majestelerinin suçu bu" diye söylendi yaşlı efendi.

"Ekselansları Prens Changkyun'un uğursuzluğu olarak nitelendiriyorum ben bunu"

Konferans salonunda hararetli bir muhabbet dönerken, Majesteleri kral Jonghyun odaya girdi ve ortamda kısa süreliğine sessizlik oluştu.

"Hoşgeldiniz majesteleri." Emri altındaki çalışanlar selamlarını eğilerek sunarken, Kral Jonghyun yüzlerindeki endişe ve huzursuzluğu görmezden gelmemişti ."

"Bugünün konusu ne?" sordu Kral tahtına oturur oturmaz.

"Majesteleri, bildiğiniz üzere Goguryeo Kralı yarın ilkbahar festivali için Silla'ya geliyor efendim. Hazırlıklar tamamlandı. Istediğiniz gibi olmasına özen göstereceğiz ancak bugün bir elçi gelip bir zarf bıraktı. Goguryeo kralı dans gösterileri dışında iki prensin karşı karşıya gelmesini istiyormuş."

Majestelerinin sol kolu olarak bilinen adam endişe ile başını salladı.
Jonghyun gözlerini yumdu.

"Bu isteğini geri çevireceğiz." Bu cevabı büyük bir kargaşa yaratmıştı..

"Ama majesteleri! Goguryeo ile aramızı iyi tutmak zorundayız. Baekje'nin bize heran savaş açabileceğini biliyorsunuz efendim. Goguryeo'yu kendimize düşman etmeyelim. Kuzey insanları bunu hiç hoş karşılamaz."

Jonghyun sessiz kalmayı tercih etmişti. Rahibelerden biri söz almak için öne çıktı.

"Genç prenslerin karşı karşıya gelip güçlerini göstermesi halk ve aileler tarafından eğlence olarak algılanabilir ama bildiğiniz üzere bir prensin kılıç tutuşu asilliğini ve gücünü gösterir. Halk, prensi 10 yıl önce gördü. Onu ilk halkınız ile tanıştırdığınız gün. O günden sonra insanlar prensi görmedi ve halk ekselanslarını merak ediyor. Prensin mağlubiyeti, Silla'nın mağlubiyeti anlamına gelir ve halkın güvenini kırar."

Ve yeniden huzursuzluk. Jonghyun düşündü. Changkyun'un kılıç tutamama sebebi kendisi idi ve oğlunu yarın öylece soğuk suya atıp, yaralanmasını izleyemezdi. Jonghyun Minho ile göz göze gelince arkadaşı ona içten bir gülümseme sundu.

"Majesteleri. Ortada büyük bir oyun dönüyor. Goguryeo'nun bize bu isteği bugün iletmesi şüpelendirici. Goguryeo'daki sivillerimizin anlattıklarına göre Prens'e silah eğitimi vermediğimizi duymuşlar. Onu bu yarışa hazırlamamamız için, isteklerini son gün dile getirdiler."

Herkes Minho'yu dikkatlice dinleyip, başını sallıyordu.

"O halde küçük bir okçuluk yarışması düzenleyeceğiz. Prenslerin yaşları kılıç savaşına uygun değil. "

Jonghyun'un kararı kabul edilse bile, herkesin yüzünde mutsuz bir ifade vardı. Prens'in ok'u tahta parçası ile buluşturması bile mucize olurdu.

_______________________________________

"CHANGKYUN" Changkyun aniden yerinden sıçrayıp arkasını döndü.

"Uff amca, korkuttun." Changkyun yeniden uğraştığı işe geri dönünce, amcası elindeki pahalı yelpazesi ile kafasına vurdu.

"SENI IĞRENÇ VELET. O kuş sana ne yaptıda ikiye ayırıp organlarını inceliyorsun. Satanist."

Changkyun kanlı elleri ile amcasını kovalamaya başladı ve bir süre sonra ona acıyıp durdu. Kahkahaları büyük olasılıkla tüm saray'da duyuluyordu.

"C-changkyun bir daha sakın bana kanlı ellerin ile dokunmaya çalışma."
Amcası nefes nefese kalmıştı.

"Odamdan çıkarken tüm kuşları kapımın önünde ölü buldum." dedi Changkyun ve yeniden işine döndü.

Prens ChangkyunWhere stories live. Discover now