1~ Who's He?

71 1 0
                                    

"LARA KALK ÇABUK BUGÜN KAMPA GİDECEĞİZ VE 15 DAKİKA SONRA SERVİS GELECEK! YA KİME DİYORUM KALKSANA!"

"Ne var be başımda dikilmiş bağırıyorsun uyuyoruz burda."

"Ya Lara kaldır şu kıçını! 15 dakika diyorum sen daha çantanı bile hazırlamamışsın!"

"O lanet olası çanta hazır tamam mı?! Şimdi git başımdan servisin gelmesine daha yarım saat var Mina! Bir dakika ya senin araban yok mu?! Araba ile gitmeyecek miyiz?"

"Iıı şeyy.."

"Ne?"

"Ya üf tamam ama en fazla 10 dakika uyuyabilirsin sonra kalkıp üstünü değiştireceksin!"

"Hıhı. Hadi çık şimdi odamdan."

"Tamam. Kaldırırım seni."

"Sen kaldırma lütfen. Çünkü sen uyandırınca böyle küfür edesim geliyor. Ama seni üzmek istemem tatlı kız. Hadi şimdi işine."

Oh be bir rahat vermedi. Alt tarafı bütün 12. Sınıflarla kampa gidiyoruz. Gerçi Mina bu bir şeyi acele etmeden yaptığını görmedim.

Aptal Mina uykumu kaçırdı. Ne güzel uyuyacaktım. Zaten bildirim sesleri de bir susmadı. Hayır yani alt tarafı kamp yapacağız ne bu heyecan?

İnsanları asla anlayamıyorum. Hele ki okuldaki varlıkları. Tabii kesin 1 hafta okula gitmedim diye düzgün davranmışlardır.

Kendi okulum kadar değişik bir okul görmedim. Son sınıfların katlarına çıktığınızda her türlü şeyi görebilirsiniz, tabii alt katlarda neler oluyor pek bir fikrim yok.

Daha fazla bildirim sesine dayanamayacağım telefonu sessize alıp yataktan kalkıp rutin işlerimi hallettim.

Sonra üstümü giyinmek için kıyafet dolabımın önüne geldim. Üstünde 'See You Soon' yazan kapşonlu mavi sweetshirt ve siyah taytımı dolaptan çıkartıp giydim.

Asker yeşili çantamı bir kez daga kontrol edip komidinde duran powerbanki ve telefonumu elime alıp aşağı Mina'nın yanına indim.

"Oh! Ne çabuk hazırlandın."

"Çünkü uykumu kaçırdın Lee Mina!"

"Üf tamam be hemen ihaleyi benim üstüme at. Neyse bir şey unutmadın dimi çıkalım çünkü artık."

"Unutmadım. Hadi gidelim."

Kapıyı kilitleyip Mina'nın siyah BMW'sine doğru ilerledik.

Mina şoför koltuğuna ben ise yanındaki koltuğa oturup kemerlerimizi bağladık.

Mina el frenini indirip direksiyonu okula giden yola doğru kırdı.

Yaklaşık 3 dakika sonra Mina arabayı okul bahçesine park etti.

Bütün 12. Sınıflardaki öğrencileri tanıyordum. Sadece bir tane çocuk vardı Mark ile birlikte gülüşüyorlardı. Yani Mark'ın gülüp gülmediğini göremiyorum ama o çocuğun gamzelerine bakmak yeterli. Cidden belediye gelip çukur mu kazmış?

Neyse ne herkes sevgilisiyle takılıyordu ben hariç. Mark'ta bir süre sonra Mina'nın yanına gelip bir kenara çekmişti. Haliyle o çocukta tek kalmıştı.

Sürekli bana bakıyordu, baktığını fark ettiğim zaman da kafasını çeviriyordu.

Sanırım az önce cesaretini topladı çünkü bana yaklaşıyor.

"Merhaba"

"Merhaba"

"Ben Jung Jaehyun. Sen?"

"Park Lara. Tanıştığıma memnun oldum Jung Jaehyun."

"Bende. Um.. Bana sadece Jaehyun diyebilirsin."

"Peki Jun- yani Jaehyun. Sen de bana Lara diyebilirsin."

"Peki Lara."

"Sen yeni mi geldin? Daha önce hiç görmedim de."

"Evet. Geçen hafta Pazartesi geldim."

"Hangi sınıftasın?"

"12/1"

"Cidden mi? Aynı sınıftayız."

"Uh! Buna sevindim."

"Mark sanırım sana fazla ısınmış."

"Ah evet. Geldiğim günden beri benimle çok iyi anlaşıyor."

"Mark aslında insanlara çabuk ısınmaz. Aksine uğraşır."

Kendi kendime mırıldandım

"Mina'da o yüzden seviyor ya."

Jaehyun meraklı gözlerle bakıyordu

"Mina mı? Şu Mark'ın yanında ki kız mı?"

"Evet ayrıca benim en yakın arkadaşım ve ev arkadaşım ne kadar beni çıldırtsa da seviyorum onu."

"Aranızdaki ilişki eğlenceli gibi duruyor."

"Sorma. Ne eğlence, ne eğlence."

Bunu dedikten sonra ikimizde güldük.

Biz konuşurken okul servisi ile gidecekler servise biniyordu.

Ben de Mina'ya el kol hareketiyle gidelim artık tarzı bir hareket ortaya çıkardım.

Mina ve Mark bize doğru gelmeye başladılar.

Ma: "Ooo. Jaehyun bakıyorum okulun badgirlünü tavlıyorsun."

L: "Mark! Ağzının ortasına kürekle vurasım geldi yine!"

Ma: "Tamam vurma."

Mi: "Ya of hadi boş yapmayın daha doğrusu sen yapma Lara! Mark'ın dudakları kutsal."

Ma: "Hm. Öyle mi?"

Birbirlerine yaklaşmaya başladıklarında miğdemin bulandığını hissettim ve ilglerini çekip arabaya doğru ilerledim.

Jaehyun servise doğru ilerkerken onu durdurdum

"Nereye?"

"Servise."

"Bizimle gel servis çok sıkıcı hem bizimle kaynaşmış olursun huh?"

"Aslında olur."

"Hadi gel."

Refleks olarak elini tutup arabaya doğru yürüdüm.

Tam arabanın kapısına geldiğimizde fark ettim ki elimi hızla çektim. Arabaya bindik ve kamp alanına doğru ilerlemeye başladık.

                                 **
631 Kelime!

Selam bebeklerim! Yeni bir fic ile karşınızdayım :)

Umarım güzel yerlere gelen bir kitap olur.

Şu yıldıza tıklamayı unutmayın!

What Is Love? || Jung Jaehyun Where stories live. Discover now