Taehyung yavaşça araladı gözlerini. Yatakta sağa dönünce teninin başka bir tene değmesi ile irkildi. Şaşkınca açtı gözlerini. Olabilecekleri düşününce koca bir siktiri çekti. "Siktir!" Hemen üstündeki çarşafı kaldırdı. "Siktir!" Bir çıplak vücuduna, bir diğer bedene bakıp durdu. Endişe sarmıştı her yerini.
Bunu nasıl yapmıştı? Nasıl sinir krizi geçirmeden devam etmişlerdi? Hatırlıyordu. Fazla istekliydi. Çıplak bacağına tırnaklarını geçirdi. Sakinleşmesi gerekiyordu. Hafif doğrulup kim olduğuna baktığında, seokjin'i görmesiyle duraksadı. Dün geceyi hatırlamak için kafasını ovmaya başladı.
Sevişme kısmı dışında, buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. "Sikeyim! Hiçbir şey hatırlamıyorum." Utancından yataktan yavaşça doğruldu. Doğrulur doğrulmaz, kasıklarındaki ve belindeki mütiş sancıyla seslice inledi. Deliği çok sızlıyordu. Kasıkları, yürümesini yavaşlatmıştı. Sinirle söylendi.
"Şerefsiz ya! Nasıl soktuysa belimi doğrultamıyorum." Sesinin fazla çıkması yüzünden, seokjin'e baktı ama hala uyuyordu. Derin bir oh çekti. Şimdi o porno kılıklıyı çekemezdi. Yavaşça giyinmeye çalıştı. Çünkü her yeri acıyordu. Aynada boynunu görünce söylendi.
"Yemin ediyorum tam bir hayvanla birlikte olmuşum, yemiş resmen." Kafasını yana eğdi ve inceledi. Derin bir nefes aldı. Bunca zaman herkesten uzak duran kendisi, nasıl düşmüştü bu hale? Daha fazla burda durmak istemediği için üzerini giyinip çıktı.
Tam kapıyı kapattığı zaman seokjin tıkırtı sesine uyandı. Yatakta esnerken kafasını yanına çevirdi. Umursamaması gerekirken, taehyung'un gitmiş olmasına sinirlenmişti. "Kucağıma gelip beni azdıran kendisi. Şimdi ise kedi gibi sessizce gitmiş."
Kendi kendine söyleniyordu. Etrafı inceledi. Dün geceyi düşündükçe daha fazla istiyordu esmer tenliyi. Tadı aşırı tatlıydı. Yaşadığı dakikaları başkası ile asla tadamazdı. Sabah sevişmesi çok istemişti. Güne güzel devam etmek istemişti.
"Bunun bir bedeli olmalı değil mi küçüğüm?"
Odanın içinde dolanırken söylenmeyi ihmal etmiyordu. Yerdeki kıyafetlerini aldı. Üstünü giyinip odadan çıktı. Diğerlerine baktığında göremedi. Hemen arabasına atlayıp eve gitti. Güzel bir duş alıp okula geldi. Banklara doğru ilerledi. Hepsinin yüzü düşüktü. Yerine keyiflice yayıldı.
"Ne bu haliniz lan? Ayılamadınız mı hala?" Jungkook bu dediğine alayla güldü. "Başım çatlıyor hyung ama alkolden değil, sinirden." Sesindeki siniri anlayan seokjin, çattı kaşlarını. "Ne oldu?" Jungkook yüzüne bakıp sırıttı ama bu sırıtış farklı bir sırıtıştı.
"Dün taehyung ile ne yaptın?" Seokjin'in aklına dün olan görüntüler düşünce muzipçe sırıtıp, yutkundu. "Taehyung'a ne yaptın diyecektin galiba? Çünkü kendisi bana bir şey yapamayacak kadar zevk alıyordu." Tek kaşını kaldırdı. Sorma nedenini merak ediyordu.
"Neden sordun şimdi?" Jungkook sinirle ayağa kalktı. Bir o tarafa, bir bu tarafa olta attı. "Neden öyle mi? Jimin ile güzel bir gece geçirdim." Sakin olmak ve kalbini kırmak istemiyordu ama bu tavırlarına dayanamıyordu. Yıllardır uzaktan izlediği adam ile sonunda bir şeyler yaşayabilirdi.
"Sohbet ettik, her şey harikaydı ama sabah bana bir daha konuşmayalım, seokjin hyung'a söyle abimden uzak dursun diye mesaj atmıştı." Jungkook sesini çok fazla yükseltmişti. Sinirle yerinden kalktı seokjin. "Bana sakın sesini yükseltme jungkook! Kardeş falan dinlemem canını okurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In La Kesh ✓
Fanfiction"Geçmiş damarlarıma bir zehir gibi dolandığından beri, karanlıktaydım. Sonra sen geldin kalbime, evime, yatağıma ve geleceğime..." kim seokjin üniversiteli bir uyuşturucu baronu, kim taehyung yaralı bir dans öğrencisi.
