Synesthesia [ChanBaek]

八

ChanYeol aynadaki turuncu saçlarına bakarak gülümsedi. Turuncu ona beklediğinden daha çok yakışmıştı.

Jongin'e teşekkürü ettikten birkaç dakika sonra Jongin  ona, sevgilisinin aradığını o yüzden gitmesi gerektiğini söyleyip ChanYeol'a telefon numarasını verdikten sonra evden ayrılmıştı. ChanYeol fazla uzun olmasa da eski arkadaşıyla konuşmayı sevmişti. Kesinlikle boş bir zamanında onunla tekrardan buluşacaktı.

Saç boyasının yastığına akmamasını umarak yatağına yattı ve yastığına sarılarak uyumaya çalıştı.

~

Bu sırada BaekHyun, uyuyamadığı için bilgisayarıyla uğraşmaya karar verdi.

Bilgisayar açıldığında, ekrandan yayılan parlaklık BaekHyun'un sinirle gözlerini kısmasına sebep olmuştu. İnternete girdi ve arama motoruna "sinestezi" yazarak arattı.

Sinesteziyle ilgili pek çok şey biliyordu. Aslında bu dünyadaki her şey hakkında az çok bir bilgisi var denebilirdi. Araştırmayı severdi ve ileri derecede fotoğrafik bir hafızaya sahip olması onun derslerinde de oldukça başarılı olmasını sağlıyordu.

BaekHyun bu özelliğini seviyordu. ChanYeol'un aksine o lanetlenmiş değil, kutsanmış hissediyordu.

BaekHyun, hızla çıkan sonuçlardan bir çoğunu geçti ve ilgisini çeken -yani onun bilmediği- hiçbir şey olmadığını görünce sıkıntıyla iç çekti.

Bilgisayarın saati 1:58 AM'i gösteriyordu ve BaekHyun hâlâ uyumak istemiyordu.

Bu yüzden birkaç dakika boyunca ChanYeol'un twitter ya da onun gibi bir hesabı olup olmadığını bulmaya çalıştı. Onu bir süredir platonik olarak uzaktan sevse de daha önceden hiç stalklamamıştı.

ChanYeol'un bir twitter hesabı olduğunu görünce gülümseyerek linke tıkladı. Tweetlerinin çoğu Chris Martin'in ne kadar mükemmel olduğu ya da favori gruplarının şarkı sözleriyle doluydu.

BaekHyun o geceyi, saat 3'e gelene kadar ChanYeol'un tweetlerini okuyarak geçirdi.

Tam bilgisayarı kapatıp uyumaya hazırlanacakken sayfayı son bir kez yenilemeye karar verdi.

Profil fotoğrafını değiştirmiş olduğunu görünce fotoğrafa tıklayarak büyülttü. Saçlarını turuncuya boyamıştı.

BaekHyun, uyuyana kadar turuncunun nefret gibi bir anlama gelip gelmediğini düşündü.