warzone | XII

210 26 19
                                    

"Bana gülüşünü gösterdin ve benim endişelerim gitti. Aşık olmak korkuyla tüm ruhumu doldurdu. Dedin ki: Hadi bebeğim her şey iyi olacak. Sonuna kadar aptal olmalıydım. Şimdi sana tekrar sahip olmayı umut ediyorum."


ansel elgort'dan, thief

nick jonas'dan, close

zayn'den, pillowtalk

katy perry, the one that got away


x

sabah: 07:40

Charles çıplak ayakları ile onların evinin içinde geziyordu içinde tarif edilemez bir haz duygusu vardı. Yakalanma korkusu ile tutkusu birbirine karışmıştı. Onu görmek istiyordu onu görmeliydi ona dokunmalı ve teninde ki bu tarif edilemez ateşi söndürmeliydi. 

"Yolunu mu kaybettin?" Erik'in güçlü sesi tüm holü doldururken Charles'in kalbi deli gibi atmaya başladı ve arkasını dönerek bebek mavisi gözlerini onunla buluşturdu. "Evdesin."

"Başka nerede olabilirim ki çocuk?" Erik'in üstü çıplaktı ve altında yeşil bir şort vardı biraz yorgun gözüküyordu ve saçı başı dağılmıştı.

"Bana çocuk diye seslenmeyi kes." Charles kaşlarını çatarak ona baktı böyle gerçekten de küçük çocuklara benziyordu.

"Neden çocuk değil misin?" Bunu söylerken Erik'in yüzünde ukala bir sırıtış belirmişti. "Burada ne arıyorsun?" Erik onun cevabını beklerken onu süzmeye başlamıştı.

"Neye bakıyorsun?" Charles'in içinde bir şeyler uyanmaya başlamıştı.

"Sana." dedi Erik oldukça düz bir sesle.

"Niye?" Charles ellerini göğsünde birleştirerek ona bakmaya başladığında Erik daha çok sırıtmaya başlamıştı.

"Bir şeye mi kızgınsın sen?" Erik duruşunu değiştirerek tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Tuhaf gözüküyorsun.

"Hayır. Evet. Belki"

"Neye olduğunu söylemek ister misin?" 

Charles omuz silkerek ona cevap verdikten sonra ona yaklaştı ve fısıltıyla konuşmaya başladı. "Benden uzak durduğun için sana kızgınım, bana bakıyorsun ama beni görmüyorsun benimle flört ediyorsun, sonra da hepsini kendi kafamda kurmuşum gibi yaklaşıyorsun. Buradasın, beni istiyorsun, bende seni istiyorum ama sen kendini gösterip yok oluyorsun sanki beni seni sevdiğim için cezalandırıyor gibisin." Charles tek seferde ona bu şekilde içini döktüğü için kendiyle gurur duyuyordu ve tepkisini ölçmek için gözlerini onun buz mavisi gözlerine dikmişti.

"Burada ne olduğunun farkında değil misin? Senin yaşında çocuklarım var." Erik bunu söylerken ona daha çok yaklaşmıştı, aralarında bir kaç santimlik bir boşluk vardı ve o konuşmaya başladığı an Charles onun dudaklarına bakmaya başlamıştı.

"Umurumda değil." Charles'in sesi zayıf ve yalvarır gibi çıkmıştı. "Lütfen öp beni."

"Hayır." Erik olumsuz bir şekilde cevap vermişti ama onunda bakışları Charles'in dudaklarına kaymıştı. 

"Beni öpmek istiyorsun." Charles bir elini onun yanağına yerleştirirken parmak uçlarına yükselmişti.

"İstemiyorum." Erik onun dokunuşu ile gözlerini kapatıp açarken, dudakları kendiliğinden aralanmıştı. 

Charles gülümsemeye başlarken dilini hafifçe dışarı çıkarıp onun üst dudağında gezdirmeye başlamıştı. "Evet istiyorsun." dedi tekrar fısıltıyla. 

the heart wants what it wants ✘ marvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin