51.Bölüm<<Soğuk>>

830 90 16
                                    

Keyifli okumalar

Küçük el çantasını bagaja koyduğumda geri çekilip kapağı kapattım. Ellerimi birbirine vurup hafifçe silkeledim. Gözüm kara bulutlarla dolu olan havaya kaydığında derin bir nefes alıp verdim. Anlaşılan bir kaç saat içinde güzel bir yağmur yağacaktı. İşim bittiğinde önüme döndüm. Bizimkiler otelin önünde toplanmış bizi izliyorlardı.

"Bensiz sakın bir halt yeyip eğlenmeyin! Beni de bekleyin."

Gülerek kızlara teker teker sarıldım. Geri çekildiğim de Alex hafifçe sırıttı.

"Bela geliyorum demez kızıl. Çok oyalanmadan biran önce dön."

"Elimden geldiğince erken dönmeye çalışacağım."

Onlara gülüp Savaş'ın yanına yaklaştım. O sırada da Utku ile Sefa da kızlara sarılmış arabaya biniyorlardı.

"Yeşilim?"

Elleri belimin iki yanını sıkıca sararken yeşilleri mavilerime kilitlenmişti. Boşta kalan ellerim belimi saran kolların üzerindeki yerini aldı. Ona yakın olmayı seviyordum. Yeşilleri her mavilerimle birleştiğinde oluşan o uyuşukluğu seviyordum.

"Utku'nun yanından ayrılmıyorsun! Eğer bir sıkıntı çıkarsa anında orada olacağımdan bir şüphen olmasın."

"Bir sorun çıkmayacak. Bana güven ve sadece bekle."

Ne desem diyeyim, o gözlerindeki tereddütü yok edemiyordum. Beni onsuz göndermekte oldukça tereddütlüydü. Ellerimi boynuna dolayıp sıkıca sarıldım.

"Sağ salim geri döneceğiz."

Yüzü saçlarımın arasında kaybolurken kesik nefesleri enseme doğru aktı.

"Umarım."

Geri çekilirken yanağına sert bir öpücük bırakmayı unutmamıştım. Onlara elimi sallayıp arabanın arka koltuklarına yerleştim. Sefayı bilerekten öne atmıştım. Zaten onun canına minnetti. Onca saati uyuyarak geçirmeyi planlıyordum. Ön koltukta pek rahat olamayacağım için de arka koltuklarda uzanarak uyuyacaktım.

Kapıyı çarpıp camdan hepsine tekrar el salladım. Kızlarda bana el sallarken Savaş ve Doğu hafifçe başını eğmekle yetindi. Arabanın hareketiyle gözümün önünden kaybolan sahneye son kez dönüp baktım. Giderek uzaklaşan bedenlerle derin bir nefes verip önüme döndüm.

"Nasıl hissediyorsun?"

Utku rahatlatıcı bir müzik açıp sesini rahatsız etmeyecek bir düzeye getirirken dikiz aynasından bana bakmıştı.

"Karmakarışık..."

Başını hafifçe sallarken buz grilerini yoldan ayırmıyordu.

"Kızlardan birini neden yanına almadın peki?"

Omuz silkerken "Eylem'in yanında kalmaları gerekiyordu. Kız daha ne olduğunu anlayamadan annesinin hapiste olduğunu öğrendi. Bu gerçek ona çok ağır gelmiştir." dedim.

Utkunun gözlerinde buna inanmadığı çok aşikardı. Kısa bir süre gözlerimin içine baktığında unutmaya başladığım ürperti bedenimden gelip geçti. Nedenini bilmediğim bir gizem halen daha yerli yerini koruyordu. Sorun Utku'ydu... Bu aralar sık olmasa da onunla ilk tanıştığımızda bana karşı tavırlarından onunda bir sırrı olduğunu anlamıştım. Ama işte bunun ne olduğunu bilmiyordum. O grileri her üzerime dikişinde beraberinde ürpertiyi de yanında götürüyordu.

KARANLIK SIRLARWhere stories live. Discover now