BÖLÜM 2: BANA YENİ BİR DÜNYA YARAT!

134 46 78
                                    


Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir.

Amiel Suche

İkinci konumuz ise, 'BANA BİR DÜNYA YARAT.' Sevgili yazar adaylarımızın yazılarını okuyoruz.

İlk yazımız kalemini yüreğinin ve aklının birleşimi ile kullanan ...

SADIK EFE KARTAV
@kitapflix

Düşünsenize, babanız ve evladınız size aynı bir çocuk şarkısında olduğu gibi 'bana bir masal anlat' diyor. Tabi cümlede ufak bir değişiklikte bulunuyor bunu söylerken: Bana bir dünya anlat baba! Peki, siz ona ne cevap vereceksiniz?

Gerçekleri onun yüzüne vurmayı mı yoksa sıfırdan iyilik temelleri üzerine kurulu bir dünyayı anlatmayı mı tercih edeceksiniz? Sanırım ben sizin aklınızdan geçen yanıtı tahmin edebiliyorum: Bir ütopya kurmak!

İyi güzel ama, yaratacağımız ütopya, neleri içerisinde barındıracak? Tabiki de iyiliği, güzelliği, mutluluğu... Asla da bünyesinde karanlığa dair pis şeyleri bulundurmayacak. Mükemmel değil mi!
Hele şunları bir düşünsenize:

Trafik kazaları hiç yaşanmıyor. Yayalar da şoförler de kendilerine çizilen kuralların dışarısına çıkma eğiliminde değiller. Ve daha da önemlisi herkesin birbirine duyduğu bir saygıdan söz edebiliyoruz! Artık kimsenin en sevdikleri, parçalanmış arabalardan yapılan metal tabutlarda sıkışıp can vermiyor...

Yalancılık, ikiyüzlülük, gammazcılık gibi kavramlar kullanılmaya kullanılmaya toplumlar içerisinde anlamlarını yitirmiş haldeler. Öyle ki güven denen kaide, dengeli bir şekilde insanlık içerisinde oturmuş halde. Aksini kimse iddia edemiyor. Tüm kötülük ögeleri içi boş efsaneler şekline gelmiş, ancak arada esameleri okunuyor.

Savaşlar yaşanmıyor. Namlular kırılıp, silahlar ayaklar altına alınalı çok uzun zaman oldu. Öldürmek denilen eylem, tarihin sayfalarında tozlardan boğulup öldü. Neticede öldürmek eylemi yine kendisini öldürdü, başkası değil! Düşmanlar arasında kardeşlik hakim geldi, sınırlar yok edildi. Dikenli teller yerlere atılırken Berlin'de yapılan eylem bir misyona dönüştü. Anlayacağınız, duvarlara binalar haricinde ihtiyacımız yok bizim!

Hayali bile bu kadar muazzam iken, çocuğunuzun böyle bir dünyanın varlığına inanç kazandığını düşünebiliyor musunuz? Sizce o çocuğun içinde taşıdığı insan sevgisiyle bizimkiler boy ölçüşebilir mi? Hiç zannetmiyorum. Ama... O iyilik yumağı kişi gerçek dünyayla karşılaşırsa ne olacak?

Tam anlamıyla bir felaket! Felaketten de öte, yaratacağı düş kırıklığının boyutlarını tarife değil kelimeler, ruhlarımız bile kafi olamaz.

"Hani yalan yoktu? Hani kimse birbirini öldürmezdi? Hani güven? Nerede bu bahsettiğiniz insanlık? Nerede sorarım size! Ama şaşırmamalıyım, sizde şu lanet düzenin tıkır tıkır işleyen çarklarından ibaretsiniz. Anne... Baba..."

Diyeceğim odur ki hayaller tek başına hiçbir işe yaramazlar. Elbet gerçekliğe dayanmak zorundadırlar. Aksi halde niyet ne olursa olsun sonuçları asla iyiye sirayet etmez. Bu yüzden de yeni bir dünya yaratmak, düş dünyalarımızı zehirler. Eğer karanlığı yok etmek istiyorsak bunu içinde bulunduğumuz dünyaya yansıtmaktan başka çaremiz yoktur...

İLKNUR ÇİFTÇİOĞLU
⁩ @bohemlikli

Ne yer ne gök var burada: Bir şemsiyenin altındayım. Tıpkı diğerleri gibi. Boşlukta adımlayan ayaklarım ilerledikçe; bu insanların biblolaşmasına şahit oluyorum. Küçülmüş bedenleriyle yanıma gelen bibloları alıyorum çatıma. Bazı renklerin ise mecaz palete katıldığının da elbette farkındayım. Yeni bir dünya istesem de kutuplaşma doğuyor! Siz daha meydana gelen şeyi bile kavramadan oluşum, kendini tamamlıyor. Düzen bu. Fikirler, evresini süzgeçle serpiyor ve himaye arıyor. Aramaya da gerek kalmıyor kimi zaman. Çünkü birilerinin direkt etkileme kümesinde yer alarak işi kolaylaştırabiliyorsunuz. 'Peki şimdi nasıl devam edecek? ' diye soramadan yüzlerce farklı renkte şemsiye birbirlerine karşı hücuma geçmiş vaziyette. Hiç değilse bu kez bir mucize olmalı ve insanlar ortak paydada buluşmalı! Konuşamazdık, duymayacaklardı nasılsa. Tek yöntemi var: Şemsiye rengine göre anlayabilirdik kimin neyi savunduğunu. Orada bir beyazlı var: "Cinsel istismar suçtur. " diye düşünüyordu. Üzerine yürüyenlere karşı siper aldık. Beyazlı ile bir olup yeşilin yanındaydık: Bu şemsiye altındakilerinin "Doğaya zarar verme." sloganını yakamazlardı.

DÜŞ YOLCULUĞU YAZILARIWhere stories live. Discover now