Terslik Var

987 127 459
                                    

Bu şarkıdan da nefret ederim ha fksjdowkd (Can'ımın söylediği kısımlardan değil ayol)

Eijirou dediğinin farkına vardığı gibi nefesi kesilirken elleriyle ağzını kapattı. Dehşetli yüzü, karısına yanlışlıkla yemeğin tadının iğrenç olduğunu söylemiş bir adamı andırıyordu.

Katsuki bunun ne anlama geldiğini veya Eijirou'yu neden bu kadar korkuttuğunu anlamamıştı ama yeni arkadaşını çam devirdi diye kaybetmek istemiyordu.

Uçmanın arkasında ne olduğunu pek umursamıyordu, tek istediği şu yerden yükseği bir kez olsun oynayabilmekti. Salağa yatmak elbette ki yeterli olacak, bu aptalı kandırmaya yetecekti.

"Uçmak dediğin ağaçtan ağaca atlamak mı? Of yaa, ben çok iyiyim onda. Uçmak olsun bence."

Katsuki'nin tam da beklediği gibi, Eijirou kafasını kaldırdı. Faltaşı gibi açılan gözleri rahatlamayla hafifçe kapanmış, dudaklarından "ohh" diye bir nefes çıkıvermişti.

"Evet evet aynen ondan! Ve hayır uçmak olamaz, çünkü o zaman ebe için çok zor oluyo."

Katsuki onun aptal olduğunu biliyordu ama, rol yaptığını anlamayacak kadar aptal olmasını beklemiyordu.

"Peki o zaman, kim ebe?"

"Ben oluruum!"

Eijirou etrafta mutlulukla zıplarken Katsuki de ilk defa annesi dışında biriyle oyun oynayacak olmanın heyecanıyla tebessüm etti.

•••

"Ama yere değmiyordum ki!"

"Gördüm ben, şortunun ucu değiyordu!"

"Şort sayılmaz!"

"Neden? Benim tişörtüm değdiğinde saymıştık."

Eijirou ve Katsuki hararetli tartışmalarına devam ederken, ağaçların arasından beliren Mitsuki, yorgun gözleriyle çocukları süzüyordu.

"Katsuki, bu kim?" dedi kılıcını yavaşça kınından çıkarırken.

Katsuki, onu öldürecek onu öldürecek, diye iyi tanıdığı annesinin ne yapacağını tam 12'den bilmişti.

Oğluna yaklaşan her canlı ölümü hak ediyordu.

Eijirou'nun önüne geçip ellerini ve başını iki yana sallarken "Oyun oynuyorduk sadece, ona zarar verme!" diye bağırdı.

Mitsuki ise bir kaşını kaldırırken kılıcını hâlâ sımsıkı tutuyordu.

Az önceki enerjisi ve neşesi uçup gitmiş, o korkudan kıvrandığı haline geri dönmüş Eijirou ise öylece dikilmiş, boş bakışlarını Mitsuki'nin sol eliyle peşinden sürüklediği iki kocaman kırmızı ejderhaya yöneltmişti.

Tüm vücudu buz kesilmişti; gözleri donuk, ağzı hafifçe aralıktı. Hareket etmek ya da ağlamak için çaba sarf etse de nafileydi.

"Eijirou? Ne oldu?"

"Git ve saklan. Hemen geleceğim."

"Eijirou? Duyuyor musun beni?"

"Korkmana gerek yok, seni her zaman koruyacağım."

"Eijirou bak istiyosan ben ebe olurum, bir şey söyle."

Mitsuki'nin gözleri çocuğun donuk gözlerini takip edip peşinden sürüklediği devasa ejderha cesetlerine takıldı.

Mitsuki "Bunları tanıyor muydun?" diye sorduğunda Eijirou bu cümledeki geçmiş zaman kipinden nefret etti.

Katsuki tam bununla daha sonra uğraşmaya karar kılıp annesine neden Eijirou'nun kellesini uçurmaması gerektiği hakkındaki argümanlarını sunacaktı ki zavallı Eijirou'nun sıkı sıkı tuttuğu kumaşın serbest kalmasıyla buna ihtiyaç kalmadı.

Nadir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin