ölü şerif

    ÖLÜ ŞERİF

  

   Meksika'da adını daha önce duymadığınız küçük bir köy vardır. Bu köy çölün ortasında sayılır. Haritalarda görünmeyecek kadar önemsizdir. Öğlenleri havanın en sıcak olduğu saatlerde etrafta kimseleri göremezsiniz. Köylülerin sıcaktan etkilenmemek için dışarı çıkmadıklarını ya da tatlı bir öğlen uykusunda olduklarını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Evlerinin içini görebilseydiniz eğer herkesin tamamen uyanık olduğuna , sıkıca kapanmış ahşap panjurlarının ardından dışarıyı dinlediklerine ve korkarak sessizce dualar etmekte olduklarına şahit olurdunuz. Neredeyse korkularının koklayabilirdiniz bile. Bir atın ayak sesleri gök gürültüsü gibidir onlar için. Küçük çocuklar gibi koşup yataklarının altına saklanırlar. Neden bu kadar çok korkuyorlar bunu anlayabilmek için hikayeyi baştan dinlemelisiniz.

     Bu küçük köy büyük değişimlerin eşiğindeydi. Köyün hemen dibindeki kazı çalışmalarında altın bulunduğuna dair fısıltıları duymayan kalmamıştı. Kurnaz yatırımcıların bu toprakları satın almaları ve madenler kurmaları yakındı. Toprak ucuzdu ve tepeden birikip gelen temiz yer altı suları vardı. Köyün potansiyeli göz kamaştırıyordu. Böylece bir anda köy nüfusa yaklaşık dört katına çıktı ve 400 kişi oldular. Her geçen gün de bu sayı artıyordu. Nüfusun artmasıyla birlikte etrafta düzensizlik artışı oldu. Düzensizlik kaosa dönüştü ve kaos korkuyu doğurdu. Daha önce hiç şerifi olmamıştı bu köyün. Şerife ihtiyaçta olmamıştı. Ama şimdi durumlar farklıydı. Bu köye acilen silah kullanmasını iyi bilen ve güçlü kuvvetli bir şerif lazımdı.

   Billie adında bir genç köy meclisi denen yaşlı grubun önünde gönüllü oldu. İyi kalpli bir genç olduğu yüzünden okunuyordu. Fakat henüz çok gençti ve çokta çelimsizdi. Meclis onu reddetti. Billie ise kararlıydı. Silahını çekti havaya gümüş bir para attı ve tek atışta parayı vurdu. Meclis yaşlılarını böylece etkilemeyi başardı. Billie yatacak bir yer ve yemeğin yeterli olduğunu herhangi bir ücret talep etmedğini söyledi. Şerfi olmaktan gurur duyacağını da ekledi. Köy meclisini oracıkta ikna ediverdi. Köy halkı başlarda çelimsiz şerife şüpheyle baksa da çok geçmeden ona ısındılar. Çelimsiz şerif zamanla köylünün saygısını ve hatta sevgisini de kazanacaktı.

   Çelimsiz şerif sabahları tüm köyü dolaşıyor , herkese teker teker günaydın diyor onlarla selamlaşıyordu. Köylünün sıkıntılarını dinliyor onlara yardımcı olmaya çalışıyordu. Herhangi bir sorun ya da kavga çıkarsa olayı tatlı dille çözüyordu. Güvenliği ve düzeni sağladı. Köy kilisesinin inşatına yardım etti. Akşamları da güneş batmadan önce çocuklarla birlikte biraz top oynuyordu. Böylece çelimsiz şerife artık kimse çelimsiz şerif demiyordu. Onun lakabı artık genç şerif olmuştu.

    Herşey uzunca bir süre güllük gülistanlıktı. Taa ki o karanlık güne kadar. Altın dedikodularını duyan göçebe bir çete köye uğradı. Billie korkmuş görünmüyordu. Çeteye geldikleri gibi gitmelerini ve köylerinde bir sorun istemediklerini söyledi. Çete lideri Billie'yi küçümser. Tüfeğini genç şerife doğrultur fakat şerif daha hızlıdır. Silahını çeker ve tüfek ateş almadan çete liderini vurur. Çete lideri ölür. Çete üyeleri köyü terkeder. Köyü terkeden çete yeni liderlerini seçer. Yeni lider kurnaz birisidir ve bir planı vardır.

    Çete üyeleri silahlarını ve atlarını bırakırlar. Köye sivil kılığında gelirler. Böylece dikkat çekmezler. Köylülere bir çift lafları vardır. Şerifiniz iyi bir silahşör. Fakat köyü tek başına daha ne kadar süre ile savunabilir ? Bir sonraki çetede şansı yaver gitmeyebilir. Genç şerif ölünce de çete köyü yağmalayıp yakabilir. Yarın öğlen vakti tekrar geleceğiz. Şerifi bize teslim edin. Ona zarar vermeyeceğiz. Sadece köyden süreceğiz. Köyünüzü de biz koruyacağız. Adil olacağımıza dair size söz veriyoruz. İyi düşünün. İşte böylece korku tohumları ekilmiş oldu ve köylülere daha iyi bir seçenek sunuldu.

    Köylüler gece olunca gizlice evlerde toplandılar ve tartıştılar. Genç şerifi seviyorlardı fakat çeteninde haklı olduğu noktalar yok değildi. Başka bir çete gelirse ? Billie ölsün istemeyiz değil mi? Çete üyeleri hem dürüst insanlar hem de söz verdiler. Şerife de herhangi bir zarar vermeyecekler. Böylece karar verilmiş oldu. Billie uyurken bir grup köylü üstüne atlayıverdi. Silahını aldı ve kıskıvrak yakalayıp onu bağladılar. Genç şerif şaşkındı. Köylüler ona durumu açıkladı ve kusura bakmamasını söylediler. Billie ne kadar yalvarsa da , yakarsa da , çeteye güvenmemeleri gerektiğini dinletemedi.

   Öğlen vakti olunca çete köye geldi. Atlarından indiler köylülerin elllerini sıktılar. Doğru kararı verdiklerini söylediler. Genç şerifi atlardan birinin arkasına oturttular ve bir çete üyesiyle köyün dışına yolladılar. Billie'yi bir daha gören olmadı.

   Köy halkı başta şüpheleri ve tedirginlikleri olsada çeteye kısa sürede alıştılar. Artık kalabalık bir grup onları koruduğu için daha güvende hissediyolarlardı. Gerçektende doğru kararı vermişlerdi ve herşey yolundaydı. Bir kaç ay sonra köy nüfusuda iki katı katına çıkmıştı tekrar. 800 kişi olmuşlardı. Maden kazıları da başlamıştı ve altın dedikoduları doğru çıkmıştı. Altın bulunuyordu bulunmasına da çete erzak gerektiğini söylüyor ve altınlardan bir kısmını istiyordu. Atların hasta olduğunu ve yeni atlara ihtiyaçları olduğunu söyleyip altınların bir kısmını istiyorlardı. Başlarda köylü rahatsızlık duymasa da zaman geçtikçe çete işin suyunu çıkardı. Nedensiz yere altınların yarısına el koyuyorlardı ve bütün gün barlarda alkol tüketip şarkı söylemeye başladılar. Gece oluncada sızıp kalıyorlardı. Köye tekrar düzensizlik hakim olmaya başlamıştı. Köylüler kararlarından pişmanlık duyup genç şerifi özlemeye başladılar.

   Ve bir öğlen vakti günün en sıcak saatinde genç şerif çıka geldi. Fakat bu tam olarak Billie sayılmazdı. En büyük farkı artık ona bakınca arkasında olan bitenleri görebiliyordunuz. Bir cam şişe gibi yada bir duman bulutu gibi saydamdı , kafasının arkasında da yara izi ve kan vardı. Köyün ortasında, güpe gündüz. Yaşayan bir atın üzerinde ölü bir şerifin hayaleti. Genç şerifi o halde gören her kimse ya düşüp bayıldı ya da arkasına bakmadan evine kaçtı. Evine kaçanlar kapıyı pencereyi kilitleyip gördüklerine anlam vermeye çalışıyordu. Hayaletler küçük çocukları korkutmak için anlatılan saçma masallardan ibaretti bu gerçek olamazdı. Yaklaşık bir kaç saat sonra bayılanlar ayıldı. Korkudan eve kaçanlar cesaret edip kafalarını camdan dışarı uzatabildiler. Billie'nin artık ortada olmadığını görünce rahatlayıp nefes alabildiler.   Kilisenin çanları çaldı. Köy halkı toplandı. Çok sesli , gürültülü , karman çorman amatör bir koro ilk provasını yapıyormuş gibiydi kilisenin içi. Herkes korkuyordu. Çetenin köye geldiği gün genç şerifi atıyla köyün dışana süren çete üyesinin cesedini bulmuşlardı. Yüzünde korku ifadesiyle kalbi duruvermişti. Billie sonraki gün öğlen vakti tekrar göründü. Billie gidince köy kilisede toplandı. Bu sefer çete lideri aynı şekilde ölü bulundu.

   Ne kadar şey denedilerse de genç şerif her öğlen vakti köye uğramaya devam etti. Çok geçmeden çete üyeleri köyü terketti. Köylüler , hayalet artık rahat edebilir diye düşünüyorlardı. Fakat sonraki gün öğlen vakti Billie tekrar geldi . Bu sefer o gece şerifi yakalayıp bağlayan insanlardan biri ölü bulundu. Artık köylüler köyü terketmeye başladı. İnsanlar pılını pırtını toplayıp bir daha dönmemek üzere gidiyorlardı. Köy nüfusu bir haftada 40 a kadar düştü. Ölümler o zaman durdu. Genç şerif ise her öğlen gelmeye devam etti. Her öğlen güneş tam tepeye gelince köy yolunun başında beliriyor. Herkes evlerine koşuyor. Genç şerif köy yolunu bir uçtan diğerine geçerken atının ayak sesleri ve kişnemeeri duyuluyor. Köyde kalan insanlar şerifin yüzüne bakmaya cesaret edemiyor. Arkasından bakabilenler ise kafasındaki kanlı yarayı görünce o kararı verdikleri güne lanet edip utançlarıyla yaşamaya devam ediyor.