"Hermione senin neyin var?" dedi Ron ciddi bir şekilde. Hermione Granger sabahtan beri (malum olay) gülücükler saçarak geziyordu.
"Pekala anlatıyorum, hazır mısınız?" iki oğlanın dikkatle dinleyen suratına baktı. Derin bir nefes aldı.
"Parkinson beni öptü!" sessizce söyledi ve kahkaha atmaya başladı.
"Ne?" Ron ve Harry aynı tepkiyi ortaya koydu. Ve ikisi de arkadaşının adına sevinip gülmeye başladı.
"Peki sen ne yaptın?" dedi Harry. Karşısındaki kız kızarırken öksürdü.
"Ben hızlıca kaçtım."
Ronald ve Harry aynı anda "Aptal." diye mırıldandı çağının en zeki cadısına.
...
"Parkinson!" dedi genç kız öpüşmelerinden sonra onu ilk gördüğü yerde. Gözleri kızarmış bir Pansy Parkinson ona döndüğünde tek kelime etmeden onu Astronomi Kulesine götürdü.
"Neden buraya geldik?" dedi sevdiği kız.
"Çünkü..." Hermione yavaşça ona yaklaştı.
"Çünkü Pansy, seni sevdiğimi bilmeni istiyorum."
ve kelimeler anlamını yitirirken yerini dudaklar aldı.
