𝙇𝙞𝙢𝙚𝙧𝙚𝙣𝙘𝙚 / 𝙟𝙟𝙠 (Ministory)

0.4

O gün aklımda hep o vardı. Akşam ses dersi için nota kitabımı alıp hızla şirkete koşturdum. Henüz başlamamış olduğunu görünce nefesimi düzene sokup sınıfa girdim.

Şirkette stajyerlere zorbalık çok olan bir şeydi. Garip karşılamıyorduk artık. Ama çoğu zaman kırıcı oluyordu. Mesela Yun'un sürekli kilosuyla dalga geçiyorlar. Kız elinden geleni yapmasına rağmen bunları duyunca geceleri hep ağlıyor. O grubun bir üyesi. Aynı zamanda oda arkadaşım.

Ben kitabımı çıkarıp yerime iyice yerleşmişken içeri giren ses hocamız ile kalkıp hep birlikte selam verdik. Ardından hoca konuşmaya başladı.

- Bu gün Sunbae'leriniz ile çalışacaksınız. Onlardan öğreneceğiniz çok şey var.

İçeri BTS ve simaları tanıdık gelen ama hiç tanışmadığım kişiler girmişti. Jeon'u gördüğümde gözlerimi masaya eğdim. Sebepsizce utanıyor ve korkuyordum. Bana kızmasından ölesiye korkuyordum.

Selam verdikten sonra sınıfa dağıldılar çünkü kişisel çalışma olacaktı. Kişi başına 2 kişi düşüyordu. Yanımda oturan Yun'a döndüm.

+ Bana geçen gün gösterdiğin hareketi denemek istiyoru-

-öhöm

Gelen öksürük sesi ile karşımızda duran Hoseok sshi ye döndük. Güzel gülümsemesi ile gözlerini bize dikmişti.

- İlk tanışalım sonra da başlarız hm?

Bende gülümseyerek karşılık verdim. Yanımıza bir sandalye çekmiş bize bakarken, Yun söze başladı.

- Ben Yun, Kim Yun. 18 yaşımdayım. Vokalim.

O bitirince gözler bana dönmüştü. Bende dudaklarımı araladım.

+ Ben de Bojo Gie. 19 yaşımdayım. Ana rapçi ve ana dansçıyım.

- Tanıştığımıza memnun oldum. Başlıyoruz o zama-

Sözünü arkasındaki Jeon bölmüştü. Geldiğini farketsem de gözlerimi Hoseok sshi'dem ayırmak istememiştim. Ondan gerçekten korkuyordum.

Kulağına birkaç şey söyledikten sonra gitmişti. Bu kadar hızlı şekilde söylediği 'acil' şey neydi merak ediyordum. Ama bunu dile getirmek yerine derse başlamayı tercih ettim.

————————————

Akşam yurda dönmüş yemekhanede yemek yemeğe başlamıştık. Yun kilo vermek için sadece bir elma yemiş benim yememi bekliyordu. İştahım yoktu ama kaburgalarım gözüksün istemiyordum. Pirinç kekinin yarısını yedikten sonra Yun'u dürttüm. Kalkacağımızı anlamış ayaklanmıştı. Bende tepsimi alıp boş arabalardan (bulaşık arabası) birinin üstüne koydum ve odaya doğru ilerledim.

Yatağıma uzanmış şarkı söylüyor bir yandan da çizim yapıyordum. Telefonuma gelen bildirim sesi ile telefonu elime aldım.

Mesaj kutuma girdim ve yeni gelen mesaja tıkladım.

Jeongguk; Senden nefret ediyorum.