[bölüm] ; 1

39 6 3
                                    

29 Temmuz 2019 ; 12.15 

not ; lütfen şu kenara başlama tarihinizi ve saatinizi bırakın, ricamı yerine getirmeniz beni mutlu edecektir.

şimdi,

boş yapma vakti .d

-

genç adam, arabasından inmiş ve kapota yaslanmış şekilde karşısında ki evi seyrediyordu. sadece bir ay uzak kalmıştı evinden, fakat bu otuz günün içinde bile çok özlemişti burayı.

girmeye çabaladığı şirket için, getirmesi gereken gerekli belgeler yüzünden isviçre'ye gitmişti. ve normalde, en fazla bir haftasını alması gereken belgeler, onun tam tamına bir ay'ını almıştı.
orada bulunurken, burada ki kimse ile iletişime geçememişti, çünkü telefonu ile alakalı sorunlar yaşamıştı. şöyle ki isviçre'ye gittiğiniz zaman, iletişim kurmak adına kullandığınız cep telefonunu oranın kendisinden almanız gerekiyordu.

yabancı aletleri kabul etmiyorlardı kesinlikle. yeni telefon almazsanız, yahut gidip telefonunuzu isviçre'de çalışması adına yeni kard alarak düzeltme zahmetine girmezseniz, bir hafta içinde kapanıyordu telefonunuz.
bu bir hafta içinde eğer ki bulabilirseniz, wi-fi kullanabilirdiniz, o şekilde en azından iletişime geçebilirdiniz. fakat sonrasında telefonunuz çalışmaz hale geliyordu.

taehyung, döneceğini bildiğinden, bunu yapma zahmetinde bulunmamıştı. zaten işi fazla uzamıştı ve bu sinir ediyordu onu. bir de saçma bir sistem yüzünden masrafa giremezdi. bir haftalık olan sürecinde, kahvaltısını yaptığı kafede ki garsondan wi-fi'ın olup olmadığı sormuş, olumlu yanıt alınca da şifresini girmiş ve wi-fi'a bağlanır bağlanmaz, kiraladığı evin sahibine — kim seokjin'e ulaşmaya çalışmıştı.

hemen hemen durumu mesaj ile izah ettikten sonra, içi rahat bir şekilde, işi ile ilgilenebilmişti. bir haftanın sonunda telefonu gerçekten de kullanılmayacak hale gelmiş ve artık kimseye ulaşamayacak dereceye gelmişti.

neyse ki, 29 günün sonunda işini bitirebilmiş, hatta çok iyi yapabilmiş ve belgelerini de, gerekli dokümanları da alarak evine dönmüştü. yurt dışında, evinden uzak kalmak, onu çokça yormuştu. evinde onu bekleyen birisi yoktu, yahut bu şehirde. o sadece, artık başlamak istediği işe sabırsızdı. alıştığı evini özlemişti. yalnızlığını özlemişti, sürekli onu saran.

isviçre'de kaldığı o otel, beş yıldızlı olsa dahi, on yıldızlı olsa dahi kendi evinin yerini tutamazdı elbette ki hiçbir zaman.

bagaj'dan, hafif olan bavulunu eline aldı ve evinin bahçesine adım attı.

evi çok büyük değildi fakat yine de bir dört kişilik ailenin sığabileceği, bahçeli güzel bir evdi. etrafı tamamen yeşilliklerle doluydu. farklı farklı türden olduğu belli olan bu çiçekler ve otlar evinin çevresini sarıyordu ve bu taehyung'a huzur veriyordu.

evinin giriş kapısına yaklaştığı zaman, tam anahtarını cebinden çıkarıyordu ki bir ses duydu.
garip bir ses..? kaşları çatılmaya başlarken, yavaş adımlarla evinin kapısının önüne bavulunu bırakmış ve dikkatli bir şekilde sola dönerek evinin diğer tarafında bulunan bahçeye doğru yönelmişti. şıpırdama sesleri, yaprak sesleri geliyordu, ve bir de, sanki birisi çatır çutur bir şeyi yiyormuş havasını veren ses.

evinin terasına geldiğinde yine dikkatli bir şekilde etrafı taradı gözleri. bir şey göremeyince derin nefes aldı ve gözlüklerini çıkardı. tek eli ile gözlüklerini tutarken, diğer elini yüzüne götürmüş, baş ve işaret parmağıyla gözlüklerini ovmuştu. aynı zamanda kendi kendine söylenmeyi ihmal etmiyordu.

“ tanrım, şimdi de halüsinasyon mu görmeye başladın? kim taehyung, dinlenmen gerekiyor gerçekten de. ”

gözlerini tekrardan açtığında, arkasını dönüp gidecekti ki, terasından bir kaç adım uzakta olan, yeşilliklerin arasında bulunan büyük ağacın altında beyaz bir şey fark etti. böyle tüylü, minik bir şey. ama hareket ediyordu bu! canlı bir şeydi.

onu korkutmamak adına yavaş ve dikkatli bir şekilde yaklaşırken hedefine, yine dikkatlice taradı o beyaz canlı şeyi.

bir,, bir tavşandı bu!

beyaz, tüylü ve minicik. o kadar tatlıydı ki, ve kendisini şuan da yiyor olduğu tavşan mamasına öyle vermişti ki, dibine kadar gelen adamı fark etmemişti bile.

taehyung, yavaşça eğildi ve gülümseyerek sağ eliyle tavşana dokundu. aynı zamanda, “ sen nasıl buraya geldin ki? bu mamayı nereden buldun hem? acaba seokjin hyung mu uğramıştı evin boş olacağını bildiğinden, hm? gördün mü böyle birisini? yakışıklı, uzun boyle ve geniş omuzlu?” kıkırdamış ve tam onu okşayacağı sırada arkasından bir ses duymuştu.

“ hey, sen! sakın tavşanıma dokunma.”

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

under the same roof ¦ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin