Hızla eve gittik. Berk salonda otururken ben koca valizin için gerekli malzemeleri koydum. Mayo, bikini, şortlar, madiler... Hızla salona geçtim. "Berk ben hazırım." Telefonu cebine koydu ve oturmam için dizini gösterdi. Gidip dizine oturdum. "Öykü beni şu an o kadar mutlu ettin ki. Seni seviyorum." Boynuna ellerimi doladım. "Bende berk bende." Diyebildim. Hızla evden çıktık. Gene adamları bekliyordu. Bavulu onlara verdik. Arabaya bindik. Acıkmış mıydım. Olamaz çikolata krizi.
"Şey berk bişey söylicem. Ama korkma." Korku ve endişe ile bana baktı. "Noldu öykü?" Korkuyordu. "Berk acilen bana çikolata almalısın. Krizim var." Hızla ahmede talimat verdi. Bir anda kendimi çikolata müzesinin önünde buldum.
Londra'da çikolata cidden çok güzel. Hızla içeri girdik. Ben her çikolatadan yerken berk sadece beyaz çikolatayı yiyordu. Acaba bişey mi vardı. "Berk kakaolu çikolatada yesene." Kafasını hayır anlamında salladı. "Ben yiyemem çünkü tadı kötü." Salak mı bu? "Çıldırdın mı berk. Tadı çok güzel. Bir baksana." Çikolatayı ona uzattım. O hızla bir öpücük bıraktı dudaklarıma. "Hmm çok güzelmiş." Dedi. Şimdi kırmızının tonlarındaydım. Bukalemun gibiydim aynı. "Gitsek mi?" Kafasını salladı. Hızla berkin evine gittik. Onun bavulunu hazırlamasını beklerken bende biraz evi gezeyim dedim. Hızla odaları gezmeye başladım.
İlk katta bir oda kilitliydi. Açılmıyordu. Çok merak etmiştim o odayı. Hızla yukarı berkin odasına çıktım. Kapıyı açarken berkte belinde havlusuyla banyodan çıkıyordu. Ona şaşkaloz şaşkaloz bakıyordum. Hızla arkamı döndüm. "Berk giy şu üstünü." "Benim minik sevgilim. Sen bu vücudu hep göreceksin. Hadi aç gözlerini." Arkamdan elleriyle sarıldığını hissedenileyordum. Gözlerimi açtım. Açmamla duvara çarpılmam bir oldu. "Öykü seni istediğimi biliyorsun sevgilim. Ya sen?" Ne demeliydim ne demeliydim. "Tamam cevap verme. Ama hazır olunca söyle tamam mı hayatım." Kafamı salladım. O banyoya dönerken ben yatağa oturdum ve onu bekledim.
Banyodan çıktığında üzerini giyinmişti. Aslında onu istiyor muydum? Emin değildim. Ama ona aşıktım. Hızla beni kendine çekti. Resmen hint bakışmasını yaşadık. Üç saat baktı saçlarımla oynadı. Artık yeter da. "Berk. Yoruldum." Hayır bunu dememeliydim. Beni belimden kavrayıp kucağına aldı. "Berk bunu demek istemedim." Bana anlamsızca bakıyordu. "Berk uçak şey olacak." Bana yavaş yavaş yaklaşıyordu. Nefesi yüzüme daha çok çarpıyordu. "Ne olacak?" "Şey işte." Dahada yaklaştı. Artık çok yakındık. Bir anda kapı pat diye açıldı. Gelen mert'ti. Berk beni hızla yere indirdi. Mert bize şaşkınca bakıyordu. "Abi siz tatile gitmiyor musunuz?" "Gidiyoz ama gitmeden sana ahlak dersi vericem. Olum abi ve yengenin yani 'yeni evlenmiş veya sevgili olmuş' kişilerin odasına girilmez. Saf bebe. Eve sakın kız atma." Berk iyi konuşmuştu. Benden +1 like. "Ama abi sen atı-" " sus lan o senin yengen. Hem bizden sanane ben abiyim. Bunu unutma. Git barda eğlen ama işi büyütme." "Benim adım mert takılırım kızlarla hemde bir değil birden dazla. Unutma abi." "Şimdi ben seni o kızlar yerine s*kerim. Az bekle." Mert geri geri giderken berk onun üzerine gidiyordu. Hızla o ikisinin arasına girdim. Mert için siper oldum. "Berk bey sizin lisede yaptıklarınıza ne demeli. Hadi mert ileri çocuğum. Benden izin var." "Yaşa be yenge." Mert sevin çığlıkları atıyordu. Yanağımdan bir tane öptü ve koşarak aşağı indi.
Eyvah! Ya ben. Benide almalıydı. Kafamı kaldırıp berke baktım. Bana sinirli sinirli bakıyordu. Gözleri eteğime gitti. Eteğimi tuttu ve biraz aşağı çekti. "Acaba fabrikada kumaş mı bitti? Tüh nolacak ülkenin bu halı." Ne diyordu bu. "Hıı?" Elini omzuma attı ve beni odaya çekti. "Düşündümde biz senin aldığın eşyalara bir göz mü atsak." Kafamı hayır anlamında salladım. Oda beni taklit etti. Koşarak valizimin üzerine oturdum. "Ya berk özür dilerim. Cidden sadece merti korudum. O daha küçük." "Hm. O küçük. Sen çok büyüksün sanki. Tamam affedicem gel sarıl bana." Koşup ona sarıldım. Kokusunu içime çektim. Sanki ben mi kokuyordum. Onu biraz ittim. Badimi kokladım. Yok benim üzerim o kokuyordu. Hızla benden ayrıldı. "Uçakta bu şekilde rahat edemezsin. İstersen rahat giyin." Kafamı salladım. Onun üzerinde takım elbise vardı. "Sende giyin." Kafasını olumsuz anlamsa salladı. "Beni adamlarım böyle görmeye devam edecek." Kafamı sallayıp valizimden kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Lisesindeki Kızlar |Tamamlandı|
ChickLit"Hani vardır ya birçok yorucu şey yaparsınız dinlenmek için oturursunuz ama tekrardan iş çıkar. Eğer işi seviyorsanız yorucu değildir. Sevmiyorsanız o size işkence gibi gelir. Bazıları hep iyi kapılarda bekler. İşte bu aşktır. Sizce aşk sevdiğine ya...
