1. Bölüm

137 7 1
                                    

Koşuyordum. Bir silah sesi. Çığlık. Ve birden bire ayağıma bir acı saplandı. Ve o çığlık. Tekrar duydum
-''SEOHYUN!!''
Onun çığlığı olduğunu biliyordum. Sadece kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Eğer yere düşersem,paniklerdi. Ben kendimi bırakmadım ama o lanet beni itti. Bacağıma bir odun saplandı,ve gözlerimi acıdan açamaz hale geldim. Kafamı kaldırıp,bacağına koydu. Şarkı söylemeye başladı. Sesi o kadar güzel di ki... Ağzımdan 2 kelime çıkabilmişti,
-''Seni seviyorum...''

Nefes nefese uyandım. Terler içinde kaşmıştım. Rüya olduğunu anlamam için 10 dakika boyunca,sadece benim olduğum resimlerle dolu duvara bakmak zorunda kaldım. Aslında o fotoğraflar yırtıktı,ailem yırtmıştı. Sadece benim olduğum kısımları yırtıp diğer kısımları çöpe atmışlardı. Şimdi ise yanımda değillerdi. Ben eğitim için Kore'ye gelmiştim. Onlar ise Çinde kalmıştı. Bu sıralar bu tip rüyalar çok görüyordum. Ve hep aynı ses. Sesi çok güzeldi. Taeyeon kapıyı açıp;
-''Uyandın mı uyuyan güzel?'' dedi. Yüzümde bir tebessüm oluştu ve küçük bir gülücük kaçtı.
-''Hadi üzerini giyin okula geç kalıyoruz.''
-''Tamam kalkıyorum unni :3'' dedim salak bir gülümsemeyle. Kafama yastık fırlattı ve kahkaha atarak odamdan çıktı. Gülümsedim ve okul formamı giydim. Elimi yüzümü yıkadım ve çantamı hazırlamaya başladım. Birden bire kulaklarımı bir fısıltı sardı.
-''Seohyun,iyi misin meleğim?'' Yine aynı ses. Gözlerimi kapadım ve yere oturdum. Tekrar bir görüntü oluştu gözlerimin önünde. Sahilde arkası dönük,sarı saçlı bir çocuk vardı. Adımı söyledi. İlerlerken birden bire durdum.
-''Seohyun,iyi misin? Neredesin? Beni bul. Ve ya benim seni bulmama izin ver...'' Gözlerimi açtım çünkü korkmuştum. O kimdi? Ve adımı nereden biliyordu? Beni tanıyor muydu? Taeyeon gözlerimi açtığım an gördüğüm tek insandı. Sormak istedim. Onun kim olduğunu.
-''Ne oldu? Yoksa bir şey mi hatırladın. Bana anlat,ben seni küçüklüğümden beri tanıyorum.'' dedi bana.
-''Ben. Şey.. Sarı saçlı bir çocuk tanıyor musun? Yani eskiden benim tanıdığım birisi var mıydı?'' dedim. Taeyeon duraksadı.
-''Hatırlamış olabilir misin ki?'' dedi.
-''Neyi?'' dedim.
-''Yüzünü gördün mü diye sordu.''
-''Hayır,sadece bir sahildeydi,arkası dönüktü ve kumlara oturuyordu. Yanına gidicektim ama adımı söyledi. Ben ise öylece durdum. ''Seohyun,nerdesin,benim seni bulmama izin ver...'' gibi şeyler söyledi sadece.''
-''Sonra ne oldu?'' dedi.
-''Bilmiyorum,korktum ve gözlerimi açtım.'' dedim.
-''Tamam,hadi kalk okula geç kalıcaz zıpla.'' dedi gülümseyerek. Azda olsa rahatlamıştı sanki. Çantamı aldı ve kalktı. Kalkmama yardımcı oldu ve çantamı bana verdi.

Okuldaydık. Birine çarptım ve yere düştüm. Kime çarptım. Yine aynı sesi duydum;

-''Seohyun?'' duraksadı...

-''Ah. Şey.Yani.İyi misiniz?'' kulaklarımı doldurmaya başlamıştı yine. O şarkı. Kulaklarımı çınlatmaya devam ediyordu. Ama sesi çok güzeldi. Eşyalarım yere saçılmıştı ve, o çocuk bana yardım ediyordu.

-''Merhaba. B-ben.'' dedi. Kafamı kaldırdığımda,yüzümü görünce duraksadı.Yüzü,o kadar tanıdık ve içten geliyordu ki... Sanki içimde,hiç bitmeyen bir özlem varmış gibi ona sarılmak istedim. Yardım için uzattığı elini yakalamak üzere olan kolumu tuttu ve beni kaldırdı. Ona sarılmak için kendimi tuttum,ama o bana sarıldı. Gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordum,çünkü benim de gözlerim dolmuştu... Kendimi onun yanında o kadar çok huzur içinde hissediyordum ki. Ama bir an önce kendimi ondan kurtardım. Selam verdim ve o ise, yerde ki çantamı alıp bana verdi;

-''Luhan.'' dedi. Luhan. Çok tatlı bir isimdi. ''Lulu'm'' demek geldi içimden.. Çantamı aldım ve;

-''Seohyun dedim. Selam verdi ve kayboldu. O kadar harikaydı ki... Sınıfa girdim ve çantamı koydum.
Aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Başım ağrımaya başladı.

''Kaçıyorum,ama gülerek. Koşuyorum,birinden kaçıyorum. Ve Luhan. Beni kovalıyor.
-''Seohyun! Hemen dur seni aptal! Seni öldürücem!'' diye bağırıyor. En sonunda bana yetişiyor. Kolumdan tutup beni kendine çekiyor ve...'''

Gözlerimi açtım çünkü daha fazla görmek istemiyodum. Sinir bozucuydu. Ama gerçek olam ihtimali vardı. Geçmiş hayatımda Luhan'ı tanıyormuydum? Bilmek bile istemiyodum. Belki de o şarkı,o ormada ki, sahilde ki çocukç Hayır olamazdıç Dışarıya çıktığımda kavga vardı. Kim olduğuna bakmak için daha yakına gittim Luhan. Ne Luhan'mı?! O mu?! Psikolog bana ''Birşeyleri hatırlaman için içinden geleni yapmalısın'' demişti. Kavgayı ayırmak için aralarına geçtim ama Luhan beni çekip;

-Sana kavgalarıma karışma dememişmiydim!? Ha!?'' dedi. Karşıdakini tutup içeriye götürdüler.

-''Şey ben,geçmişimi hatılamıyorum. Söylemiş olsan bile... Bir kazadan sonra,t...'' derken Luhan sözümü kesip;

-''Biliyorum,trafik kazası.'' dedi. İnsanlar uzaklaşmaya başladı.

-''Peki o olayın nasıl olduğunu hatılıyor musun?'' dedi. Gözlerine dalıp gitmiştim. Yağmur atıştırmaya başladı.Saçı terden ıslanmıştı ve dudağı kanaıyordu. Buyuk ihtimalle dudagina yumruk yemisti. Şimdi yağmur gerçekten yağıyordu. Saçlarımın tamamı ıslanmıştı. O ise sadece gözüme bakıyordu. Kalbim hızla atmaya başlamıştı. Biraz durduktan sonra gözleri doldu. Kafasını çevirip bana baktı. Elini anlıma koydu ve;

-''Ateşin çıkmış. Yüzün de kıpkırmızı. Önceden ölsen de hastalanmazdın.Artık çok çabuk hastalanıyorsun. Ayrıca,cevap vermiyorsun. Benimle gel.'' dedi Elimden tutup okulun kapsına götürdü ve üstü açık bir araba geldi. Şoför anahtarları Luhan'a verdi ve;

-''Şey... Efendim... Arabanın üstü kapanmıyor. Bu sorun olut mu?''dedi

-''Tamam taksi çapır ve evine git.'' dedi ve kapıyı açıp beni arabanın koltuğuna oturttu.

Saranghae yo!!Where stories live. Discover now