2.Bölüm

15.1K 388 133
                                    

Cumanız mübarek olsun :)
Bölümler her hafta cuma günü gelecek ama bazen haftada iki bölümde gelebilir okunma sayısına bağlı...

°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Kaç saattir ağlıyorum bilmiyorum ama en sonunda gözlerim kapanmaya başladı.

Sabah uyandığımda işe gidecek halim yoktu o yüzden patronu arayıp izin istemeye karar aldım.

Kaan Bey aranıyor...

"Alo yağmur?"

"Alo Kaan bey, rica etsem bana bir-iki gün izin verseniz? Bu halimle işe gelebileceğimi zannetmiyorum."

"Ama yağmur işe başlayalı bir ay olmadı izin vermem imkan-" sözünü tamamlayamadan arkadan birkaç hışırtı geldi.

"Ya da tamam bir hafta kafanı dinleyebilirsin."  teşekkür edip telefonu kapattım. Banyoya geçip yüzümü yıkadım. Kendime baktığımda bitmiş bir yağmur gördüm aynada, kimin umrunda? Yarın annemin cenazesi vardı ve ben onu oradan alıp doyana kadar koklamak istiyordum. Ona geçmişte dediğim şeyler için o kadar pişmandım ki... Keşke geçmişe dönüp o zaman ları düzeltebilsem.

Geçmiş

Yatakta uzanıp tavanı izliyordum. Bir kaç dakika sonra annem gelip yanağıma kocaman öpücük kondurdu. Her gün yanıma gelip yatmasından sıkıldım ama kalbi kırılmasın diye de bir şey diyemiyorum.

"Kenara kaysana kızım" al işte şimdi bir sürü laf..

"Anne git babamın yanına?"

"Niye ya ben kızımın yanında yatmak istiyorum."

"Anne farkındaysan tek kişilik yatak!"

"Artık kızımızı da sevemiyorum iyi kayma kenara falan gidiyorum" bide şu tripleri!

"Bay bay kapıyı kapatmayı unutma!" kapıyı kapatıp odadan çıktığında bende annemin bana geçici olarak verdiği telefonuma döndüm.

Şimdi

O günden sonra daha anneme kötü davranmamıştım ama ondan önce çok kalbini kırmıştım şimdi o kadar pişmandım ki.

Odadan çıkmak istemesem de babamın şekeri vardı ve aç kalmaması gerekiyordu. Banyodan çıktığımda babamla karşılaştım. Elinde bavulu görmesem normal karşılardım ama o bavul da neyin nesi?

"B-baba o ne? "  dedim bavulu göstererek.

"Katil bir kızla yaşayamam ben."  ne diyordu bu adam?

"K-katil mi? Nasıl yani" bana tiksinircesine baktı ve devam etti konuşmasına

"Biz sana doktor ol dedik ama sen bizi dinlemeyip hemşire olmayı seçtin ! Şimdi doktor olsaydın annenin ameliyatına sen girerdin. B-belki o yaşayabilirdi başka insanın eline kalmadan kurtulabilirdi ama dur tahmin edeyim ameliyata girip sadece
annene baktın ve Allah a dua ettin dimi? Sen zaten kaza sonucu oluştun! Biz çocuk istemiyorduk teyzen ve biz aynı evde kalacaktık ama teyzen annenin hamile olduğunu öğrenince Ordu ya gitti senin doğmanı her şeyden çok istiyordu, o yüzden hep annene karşı geldi aldırma konusunda! Şimdi sen olmsaydın annen o lanet yere gidip ölmeyecekti!" babamın her kelimesi kalbimi deliyordu. 

"Baba mantıklı konuşamıyorsun, doktor olsam bile o ameliyata asla giremezdim. Bu yasak!"

Babam yüzüme bile bakmayıp kapıya yürüdü. 

"On dakika içinde eşyalarımızı toplamaya gelecekler. Vicdanın  rahat ediyorsa bu evde kalmaya devam et! Git annenin yemek yaptığı mutfakta yemeğini yap! Git annenin vazgeçilmez koltuğunda oturup televizyonunu izle ama asla üzülme senin buna hakkın yok!" sonra ise kapıyı çarpıp çıktı evden.

Gülüşümdeki Hüzün (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now