4'

167 18 11
                                    

BU BÖLÜM godnessofmischief İKİZİME İTHAF EDİLMİŞTİR.

'Thomas

Thomas, Dylan ile beraber oturmuş dışarıda yağan karı izliyordu. Dylan mızmız bir tonda "Hadi ama Tommy böyle oturup duracak mıyız? Eğlenelim biraz." dedi ve yüzüne masum bir gülümseme kondurdu. Thomas tek kaşını kaldırıp "Aklından ne geçiyor senin?" diye sordu. Dylan "Dışarı çıkalım?" Yüzünde yalvarır gibi bir ifade vardı. Thomas koruyucu bir anne edasıyla "Dylan olmaz. Önceki çıkışımızda hasta olmuştuk ve 1 hafta yataktan çıkamamıştık." diye karşılık verdi. Dylan aynı bakışla "Lütfen Tommy Lütfen "
dedi. (Yazar Notu 1: James'e ve Wes'e burdan gönderme.) (Yazar Notu 2: Bu bölümü yazarken ne hissettiğimi bende bilmiyorum. Herkesten özür dilerim...)

Thomas, Dylan böyle yapınca isteğini geri çeviremiyordu. Zaafı vardı bu söze karşı. Dylan'da bunu bildiği için Thomas'ın istediği şeyi kabul etmesi için hep böyle söylerdi. Thomas "Peki tamam." dedi küçük bir gülümsemeyle. Dylan Thomas' a hızlıca sarılıp küçük bir çocukmuşçasına "Heyyoo" diye bağırdı. Thomas "Dylan he-hey öldüreceksin beni şimdi" dedi. Dylan bırakıp "Ah, çok özür dilerim Tommy" diyerek ayağa kalktı. Thomas'ın elini tutup cekiştirmeye başladı. "Eee hadi o zaman Tommy, dışarıda kar kalmayacak böyle devam edersek." dedi. Thomas "Tamam tamam geliyorum çekiştirme." diyerek güldü.

Thomas kolunda hissettiği acıyla gözünü açtı fakat gözüne dolan ani ışık yüzünden tekrar kapattı. "Dylan" diye zar zor seslendi. Hemşire "Beyefendi iyi misiniz?" diye sordu. Thomas tekrar "Dylan" diye seslendi. Hemşire "Beyefendi?" diye tekrar seslendi. Thomas "Neredeyim ben? Dylan nerede? " diye art arda sorular sıraladı. Hemşire "Şuan hastanedesiniz. Dylan bey de aynı şekilde." dedi.
Thomas "İyi ama neden? Ne oldu bize? Biz dışarı çıkacaktık?"
Hemşire "Beyefendi galiba rüya gördünüz Dylan bey kaza geçirdi. Siz ise tansiyonunuz düştüğü için bayıldınız." dedi.
Thomas hemşirenin söyledikleriyle her şeyi hatırladı. Dylan'ı hastaneye getirişi, o kadını ve sonrasında bayılışı dahil her şeyi..

Başını aceleyle hemşireye doğru çevirip "Dylan nerede şuan?" diye sordu. Hemşire "Dylan bey hâlâ ameliyatta." dedi. Thomas hemen koşarak odadan çıktı. Arkasından hemşirenin bağırma sesini duydu ama Thomas umursamayıp koşmaya devam etti.

Birkaç karmaşık koridordan geçip sonunda ameliyathanenin önüne geldiğinde dışarıya bir hemşire çıktı. "Acil ARh+ kan gerek uyan var mı?" diye bağırdı. Thomas "Benim ki uyuyor, ben verebilirim." dedi. Hemşire Thomas'ı kan alma odasına götürdü.

Hemşire hazırlıkları yaparken yanlarına bir hemşire daha geldi. Gelen hemşire Thomas'ın az önce yanından kaçtığı hemşireden başkası değildi. Kan alacak olan hemşireye olanları anlattı. Kan alacak olan hemşire bunları duyunca "Beyefendi sizden kan alamayız. Bu Dylan beyi riske atar." dedi. "Dylan için sadece 2 kişi varız şuan burada. Benden başka kan bulmanız imkansız, hemde durum bu kadar acilken"

Hemşireler birbirine baktı. Haklıydı. Dylan'ın durumu hâlâ kritikti. Zaten çok kan kaybettiği için fazla bekleyecek vakti yoktu hastanın. Bu yüzden kanı almaya karar verdiler. Hemşirelerden biri aceleyle kanı aldıktan sonra diğer hemşire kanı da alıp ameliyathaneye döndü. Kan alan hemşire işlerini halledip Thomas'a burada kalmasını söyledi. Ardından dışarı çıktı.

'Are you still mine?Where stories live. Discover now