47.TÜRKİYE'YE DÖNÜŞ...

2.4K 70 27
                                    


"ECE,BENİM MASAL..."

Bu ses sanki bir rüya gibiydi genç kız için... O aldığı mektuptan sonra açılmayan telefonlar, Onu öylesine korkutmuştu ki;
Sanki kardeşini bir daha göremeyecek gibi hissetmişti. Ve umudunu da yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştı.

En sonunda şaşkınlıktan kurtulup  sesini bulabildiğinde, daha fazla bekletmemeye çalışarak cevap verdi;

"Masal Bu gerçekten sen misin?"

Masal bu soru üzerine gözyaşlarına hakim olamazken, Aynı zamanda Ece'nin sesini bu kadar zaman sonra ilk defa duymak mutlu etmişti kendisini;

"Evet Ece'mmm, benim kardeşim..."

Bu kez hıçkırıklarını bastıramayan  taraf Ece olmuştu. Çünkü o kadar Uzun zaman olmuştu ki Masal kendisine böyle seslenmeyeli.

"Masal... Ben mektubunu aldım, O kadar kortum ki seni kaybettim diye, Çok aradım ama bir türlü ulaşamadım sana."

Genç kadın ise bir anlığına hangi mektup diye düşünse de, Sonradan hem kocasına hem de Ece'ye yazdığı mektuplar gelmişti aklına. Onları ameliyattan iki gün önce göndermişti. 

"Ben... Size yalan söylemek zorunda olduğum için özür dilerim. Sizi merakta bırakmak değildi niyetim. Olurda sizi bırakmak zorunda kalırsam... Sizde benimle beraber mezara girin istemedim."

Ece için ise bunların artık hiçbir önemi yoktu, Çünkü şu anda Ona Masalın sesini duymanın  verdiği huzuru ve mutluluğu hiç kimse veremezdi.

Bunca zaman kardeşinin öldüğünü zannedip kahrolmuş, Sonrasında gelen bir telefon ile de hayata yeniden tutunmuştu. Şimdi Masala ne için kızıp kırılabilirdi ki;

"Bunların hiçbir önemi yok Bir tanem... Sen yaşıyorsun ya Aradın ya, bu önemli sadece... Şimdi nasılsın?"

Masal uzun zamandan sonra ilk kez huzurla nefes alarak gözyaşlarını sildi, Çok ağlamıştı ve artık ağlamayacaktı.

"Ben iyiyim... Hem de çok iyiyim Senin sesini duymak o kadar huzur verdi ki, Yanımda gibisin şu an... Ece biliyor musun artık burada kimsesiz değilim."

Genç kız ise bir anlığına afallamıştı. Ama sonrasında Demir'in oraya gitmiş olabileceği umuduyla mutlu olarak sormuştu hemen;

"Demir mi geldi yoksa Meleğim, Kavuştunuz mu?"

Masal ise duyduğu isimle içinden "KEŞKE" diye geçirmiş ama bunu sesli söylememişti.

"Yok Demir gelmedi, Orada değil mi yoksa!!!"

Bunu söylerken bile içindeki korkuyu gizleyememişti, Öyle ki bu sesine bile fazlasıyla yansımıştı.

Bunu fark eden Ece yalan söyleyerek Kardeşini rahatlatmak istemiş ve onu daha da strese sokmak istememişti, 

"Yok hayatım burada... Nerede olacak başka , Evinizde seni bekliyor. Sen öyle sorunca takıldım sana öylesine. Yoksa kocan bize emanet."

Genç kadın Ece'nin söyledikleriyle derin bir nefes alarak gözlerini kısa bir anlığına kapatmıştı. Ama içindeki hasret öylesine yoğundu ki Artık canını yakıyordu Demirsiz olmak.

Aklındakileri her ne kadar verecekleri tepkiyi bilmese de Anne ve babasına söylemeyi kafasına not eden Kadın dikkatini yeniden Ece'ye yöneltti;

"Masal... sen daha ne kadar kalacaksın orada, Seni çok özledim..."

Masal bunun üzerine ufak bir tebessüm ederek boşta kalan elini kalbine götürmüş ve Ece'yi hissetmeye çalışmıştı.

"Bende... bende Seni çok özledim. En yakın zamanda döneceğim Türkiye'ye..."

BİR YALAN UĞRUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin