~CHAPTER 1~

8.7K 481 532
                                    

İnsanların duyguları vardır. Bu duygular kırılabilir, incinebilir, hayal kırıklıkları olabilir. Kırılan duygular ne bir özürle telafi edilebilir ne de bir minik hediye ile düzeltilebilir. İnsanların duyguları hassastır, onları kırmayın...

     Ben Marinette Dupain-Cheng. Collage Francoise Dupont lisesinde öğrenciyim. Aynı zamanda sürekli alay konusu olan, eziklenen, dışlanan, kimsenin arkadaş dahi olmak istemeyeceği bir kız. Neden mi? Çünkü okuldaki diğer kızlar kadar harika bir vücudum, pürüzsüz tenim, uzun ve dolgun saçlarım, manikürlü tırnaklarım, mini elbiselerim yok. Onun yerine 130 kiloluk bir vücudum, sivilceli ve lekeli tenim, seyrek ve kısa saçlarım, sürekli stres altında kalmanın verdiği rahatsızlıktan dolayı yenmiş tırnaklarım ve kilomu daha az gösterecek salaş kıyafetlerim var.

     Aslında liseye geçene kadar bunların hiçbiri benim için bir kusur değildi. Liseye geçtiğimde karşılaştığım ortam benim hayal ettiğim gibi olmadı. Güzel arkadaşlıklar beklerken içine düştüğüm 'mükemmel' arkadaşlıklar zamanla okula gitmek istememin tek nedeni oldu. Vücudum üzerinden yapılanları başta şaka olarak algılamak istesem de öyle olmadığını biliyordum. Sadece çevremdeki insanlarla aram bozulmasın diye sesimi çıkarmadım. Bu hakaretlere ses çıkarmamam da eziklenmeme neden oldu ve sonunda kimse kalmadı.

    Başta unutulur, geçer diyordum unutulmadı ve geçmedi. Yokuş aşağı yuvarlanan bir kartopunun giderek büyüyüp çığa dönüşmesi gibi katlanarak büyüdü. Zamanla bu çığa omuz atmalar, hakaretler, parmakla sanki hastalıkmışım gibi gösterilip gülmeler eklendi. Ve bu, onlar bilmese bile benim hayatımı mahvetmişti. Belki ben yine ben olsaydım, insanlar benim bu halime saygı göstermeyi bilselerdi hayatımın aşkı ile en ufak bir fırsatım olurdu. Belki de Adrien ile en azından arkadaş olurdum.

     Adrien Agreste. Fransa'nın en ünlü modeli, en yakışıklı insanı, kızların gözdesi... Güneş gibi parlak saçları, zümrüt gibi yeşil gözleri, kusursuz teni, fit vücudu her yerde dikkati üzerine çekiyordu. Evet böyle bakınca ne kadar imkansız bir aşk daha doğrusu ümitsiz bir platonik olduğum görünüyordu. 

<><><><><>

     Yine okula gitmek için evden çıktım. Okul çevresine yaklaştıkça kınayan göz sayısı da bir hayli artıyordu. Kaldırıma çıktığımda ise insanlar beni sollayarak geçiyorlardı. Söylentileri duymamak için bu sefer kulaklıkla müzik dinliyordum. Birinin benim omzuma dokunması ile irkildim. Beni tanıyan pek yoktu ve heyecan yaratmıştı bu bende. Arkamı döndüğümde kalbim ağzıma gelmişti. Adrien ve sevgilisi Lila... bana dokunan da Lila'ydı.

''E e e-fen-dim-m'' dedim heyecanla. Ben Adrien'den yanıt beklerken sevgilisi Lila konştu.

''Hey yağ fıçısı. Koca kaldırımı tek başına kaplamışsın. Çekil de yürüyelim'' dedi. Yüzümün kızardığını şimdiden hissediyordum. Ve utanmıştım da. Adrien'in yanında aşağılanmak hoşuma gitmemişti. Ses çıkarmadan yola indiğimde Lila'nın bana 'patates' dediğini ve Adrien'in de gülerek onu doğruladığını duymuştum. Elimle gözümü silerek yürümeye devam etmiştim. Ne yapabilirdim ki? Benim kaderim de buydu...

Selamlar! Yeni kitabı nasıl buldunuz? Umarım beğenirsiniz. Arkadaşlarınızı etiketlemedi ihmal etmeyin! Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

I'M FATTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang