'She's Pregnant'

2K 51 27
                                    

''Boynundaki kolye Justin'in annesinin'' diye tekrar etti.  Aniden Nora içeri girdi. Hemen yanıma oturup ''Naber'' diye sordu. Gözlerimi devirip ''Sen neden bu evdesin?'' diye sordum. Şaşırmış gibi davranarak ''Anlaşılan Justin sana söylememiş'' dedi. ''Neyi söylememiş'' dedikten sonra merakla cevabını beklemeye başladım. Sinsi bir şekilde sırıttıktan sonra ''Ben hamileyim'' dedi.

Kekeleyerek ''Y-yalan s-söylüyorsun.'' deyip ayağa kalktım. Nora kahkahayla gülerek ''Senin için acı bir gerçek'' dedi. Gözümden süzülen yaşı serbest bıraktıktan sonra koşarak aşaği indim. Herkesin önünde Justin'e yaklaşıp sert bir tokat attım. Ağızları açık bir şekilde bize bakan çete üyelerini umursamadan yüzüne tükürdüm. Ardından ses tellerimi yırtabilecek derecede güçlü bağırarak ''Sen orospu çocuğunun tekisin!'' dedim. Ağlamamı güçlendirip tam evden çıkmak için yeltenmişken arkamı dönüp boynumdaki kolyeyi kopartıp Justin'in suratına attım.

Evden dışarı çıktıktan sonra ağlamamı güçlendirip koşmaya başladım. Kendi evime vardığımda kapıyı açıp içeri girdim.  Odama doğru koşmaya başlayıp duş almak için banyoya girdim. Suyu ılık bir şekilde ayarlayıp içine girdim. Küvete uzanıp gözlerimi kapattım ve düşünmeye başladım.

Düşüncelerimden ayrılmama neden olan banyonun kapısı oldu. Sudan aniden fırlayıp bornozu üzerime aldım. Justin omuzlarımdan tutup duvara hızla çarpmamı sağladığında sırtımdaki acıyla yerde kıvranmaya başladım.

Yere düşmemi fırsat bilip suratıma indirdiği sert tokatla kendimi aniden bayılacak gibi hissettim. Elimi yanağıma götürüp yanağımı tutmaya başladım. Justin beni hızla kucağına alıp banyodan çıktıktan sonra beni yatağa fırlattı. Tekrar bir işkenceyi kaldıramazdım. Ne bedenim ne ruhum bunu kaldırabilirdi.

Justin beklenmedik bir şekilde yatakta oturur pozisyona gelmemi sağladı ve karşıma oturdu.

Nazikçe suratımı tuttuktan sonra yüzüme biraz daha yaklaşıp ''Sana söyleyecektim.'' dedi. Yani inkar etmeden Nora'nın hamile olduğunu söylüyordu. ''Nora'nın hamile olduğunu bile bile neden tekrar bana geldin?'' diye sordum. Derin bir nefes aldıktan sonra ''Lex, o bir sürtük ve kim bilir hangi pezevenkle yatıp bebeği bana kakalamaya çalışıyor. Bebek doğduğunda hemen babalık testi yaptırıcaz.'' kendinden o kadar emin konuşuyordu ki bebeğin onun olmadığına neredeyse inanacaktım. ''Bana yaptığın bunca şeyden sonra sana güvenmemi sağlıyorsun. Ama Justin, sen benim için bittin. Senden nefret ediyorum'' dedim.

Gözlerinin içine bakarak ondan nefret ettiğimi söylemiştim ve nedenini anlamadığım gariplikte bu içimi acıtmıştı.

Ayağa kalkıp Justin'in karşısına geçtim ve ''Git Justin.'' dedim. Yanıma gelip tüm vücudumu kollarıyla sardığında içimde parçalanan bir şeyler hissetmiştim.

Karnına ellerimi koyup yavaşça ittim. Hiç zorlamadan benden uzaklaştı. ''Lex. Bana neden tokat attın?'' dedi. Endişeyle ''Justin, çık ve git burdan, bedenim senin yaptığın işkencelere daha fazla dayanabilecek güçte değil.'' dedim.

İlk önce beni sertçe kendine çekip dudağımdan öptü ardından ne olduğunun farkına varmama zaman vermeden suratıma hızlıca vurdu. Yere düştüğümde bulanık gören gözlerimin en son gördüğü şey odadan hızla çıkan Justin'di.

Uzun süredir wattpad'le olan bütün ilişkim kesilmişti. Zorda olsa yeni bir bölüm yazabildim. Lütfen beni affedin. Çok özür dilerim. Umarım beğenirsiniz.

Heartbreaker (ASKIDA)Место, где живут истории. Откройте их для себя