ve sen daha iki dakika önce başka bir fotoğrafçının postunu beğendin
neden
benden daha iyi fotoğraf çektiği için mi
:(
(05.45 pm)
soomin_01: az önce chan oppanın gönderisine yorum yaptın
ve bana yazmıyorsun
çok güzel gerçekten
sinirlenmek istemiyorum diyorum ama sen beni gerçekten deli ediyorsun
en azından görüldü at;(
(06.05 pm)
soomin_01: şimdi de story atıyorsun ve yanında biri var:D?
hani yine de şu an meşgulüm diyebilirsin
onu da demiyorsun
amacın ne
CİDDEN YETER
BİR DAHA YAZMIYORUM SANA
(06.30 pm)
soomin_01: tamam yazmayayım dedim de
canlı yayın açtın
ay cidden sinirlerim bozuldu şu an
(06.36 pm)
Soomin mesaj kutusundan çıkıp anasayfaya girdi ve sonra Jisung'un resminin üzerine tıkladı. Tıklar tıklamaz siyah bereli Jisung'u gördü.
Birkaç kızla birlikte Chan da yorum gönderiyordu. Soomin'in eli klavyeye gitse de bir şey yazamadan çekti elini.
"Bugün hava çok güzel ve ben de dışarı çıktım. Yanımda da Bora var."
Bora, siyah saçlarını savurup el sallamıştı. Soomin, Bora'nın açıkta kalan kol bileğindeki dövmeye baktı. İtalik yazı sitiliyle 'J' harfi yazıyordu. Soomin'in aklı sadece o isme gitmişti. Jisung
"Bora bize şarkı söylemek ister misin? Sesin güzel değil biliyorum ama eğleniriz." Jisunggülerek konuşmuştu. Bora ise somurtuyordu.
"Tamam ya şaka yapmıştım zaten." Jisung kızın saçını karıştırdı ve tekrardan ekrana baktı.
Bir süre sessiz kaldı. Yorumları okuyordu. Sonra tekrardan konuşmaya başladı. "Aslında, bugün Chan hyung da gelecekti. Bora'yı çok sevdiği için gelmek istemişti. Ama son anda bir işi çıktı. Hyung, keşke gelseydin. Sensiz eğlenceli olmuyor."
Soomin'in yüzü düşmüştü, ağlamaya başlayacak gibi hissediyordu. İnsanların onu unutmasından korkuyordu.
Daha fazla bakmaya dayanamayacağı için ekranı aşağı kaydırdı ve telefonunu kilitledi. Telefonunu da koltuğa bıraktı.
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
