✧septem.

818 58 30
                                    

"Hayır Evans, bunları zaten temizledin! Artık şunları bırakacak mısın yoksa hepimizi rahatsız etmek mi istiyorsun?"

"Sirius! Elini oraya sürme! Daha yeni sildim.Ve james koltuklarda düzgün oturur musun? Arkandan tekrar toplayamam."

"Tabii Lily çiçeğim, hemen."

Lily Potter elinde bir temizleme bezi, diğer elinde ise bir temizlik ilacı ile evin eşyalarının tozunu alırken bu adamlara ortamı dar ediyordu.James her ne kadar kabullenmiş gibi görünsede bu işin hemen bitmesini istiyor, Sirius ise hem öyle görünmeyip hemde aynısını istiyordu.

Şeyi mi soruyorsunuz? Harry, Harry Potter'ı?
Ah, evet.
O ise yetişkinlerin içinde kalmış, boş duvara boş bakışlar atıyordu.yine bir şeyler düşünüyor, kafasında tartıyordu anlaşılan.

Aslında Harry böyle biri değildir, taa ki son olaya kadar.Bu onu çıkmaza sürüklemiş ve aklını zor durumlara sokuyordu.Şu an Lily ve Sirius tartışırken, ne onların sesini.., ne de onlara gülen
Remus ve James'i kahkaha seslerini duyumaktaydı.

Tek duyduğu sessizlik ve gözünün önüne gelen kaldıramadığı görüntülerdi.
Derin bir nefes verdi ve kafasını koltuğa yasladı.Göz kapaklarını kapattı ve karanlığa odaklandı.Çıkmazdaydı ve bu çıkmaz onu boşluğa götürüyordu.

"Sen bu konuda ne düşünüyorsun Harry?"
Remus karnını tutmuş tekli koltuklardan birinde oturarak sorusunu muzip bir şekilde yöneltmişti, tek istediği aslında harry'i şu an bozmaktı.

Harry gözlerini ses ile hemen açmış, koltukta dikleşmiş, Remus'a çevirdi bakışlarını.
Yüzüne anlamsız bir tebessüm yerleştirdi.
"Bence de iyi olur Remus."

"Asloğnöda Hörroğy* Sirius elinde yeşil bir elma ile kendini koltuğa atmış, ağzı dolu bir şekilde; "Remoss hiçborğ şeyöğ sörmoğdoo." Ağzındakini sonunda yutmuş ve yine bir ısırık alarak onları izlemeye devam etti.

Harry affaladı, hâlini şimdi daha iyi anlıyordu.

"Söylesene Potter, neyin var?" Remus dalgayı artık bırakıp ciddi bir soru sormuştu, Harry tekrar gülümsedi.

"Bir şeyim yok, Remus.Sadece yarın olan okulu düşünüyorum.Bilirsin, çevre falan."

"Herkeste olur böyle şeyler, aldırma Harry.Yakın zamanda gözde olacağına eminim." Remus'un cümlesi harry' i yorgunca gülümsetti.Buna ihtiyacı vardı.

Ama Harry yalan söylememişti.
Bir şeyi yoktu, ama onun duygularını allak bullak eden biri vardı.

Lily elinde bir bardak yeşil çay ile geldi ve koltuğa hemen yerleşti, anlaşılan çok yorulmuştu.
"Tatlım, odana çıkıp uyumaya ne dersin? Uykunu almanı istiyorum."

Harry normal de olsa kesinlikle direnirdi ama şimdi tek istediği düşüncelerini ve zihnini dış dünyaya kapatmaktı.Kendini karanlık hissediyordu.

Annesini cümlesi ile ayağa yavaşça kalkmış, gülümsemişti odadakilere.

Odada olan kişiler onun bir şeyi olduğunun farkındalardı ama üstüne gitmek istemiyorlardı.
Harry kapalı bir kutudur ve ancak sabredenler onu açabilir.

"İyi geceler Remus.Ve sirus, ve anne ve de baba."

Hepsi bir ağızdan "iyi geceler" derken Harry odasına çıkmaya başlamıştı, kapısını açmış,
Kendini direkt yatağa bırakarak ellerini arkada birleştirdi.

İki gün önce yaşadığı bir olay şimdi her anıydı sanki.

O dudakların tadını unutamıyordu, kızın göz yaşlarını, cümlelerini, ve onu.
En çok onu çıkaramıyordu bu iki günün her dakikasında.

Belki de her saniyesinde.
Okula gitmek zaten kaç yıldır yaptığı bir şeydi. bunun için kalbi atmıyordu.Yarın onu görecek ve;
Gerisini getiremiyordu.
Ne yapabilirdi ki?

Gözlerini bu bilinmez his ile kapattı ve zihnini iki gün öncesine yolculuğa çıkardı.

Hatırladı, anılar o karanlıkla belirdi.
Belirdi,
Belirdi,
Bitti.Sadece bitti.

Yorgunlukla uykuya yenik düştü bedeni.
2 gündür uyumuyordu zaten, ya da uyuamıyordu mu demeliyim?

O iki günden, ondan kaçmak istese de Harry, biliyordu.

"Zaten dünya senden kaçmak için çok küçük."

➤Cʜᴏᴄᴏʟᴀᴛᴇᴇʀs       passion for orange★Onde histórias criam vida. Descubra agora