8. Bölüm

564 60 69
                                    

Yorum yapmayı, beğenmeyi ve Markhyuck hikayeme bakmayı unutmayın~

Not: Mevsim geçişlerine pek takılmayın belirli bir tarih aralığında yazmıyorum çünkü~

Jeno bulunduğu yerde zıplayarak kendini ısıtmaya çalışıyordu.
Montunun fermuarını ağzına kadar çekmiş, Jaemin genelde atkı takmayıp Jeno'yu sinirlendirdiği için boynuna iki atkı dolamış, kalın örgü şapkası ve kocaman botlarıyla bir kar savaşçısı gibi görünüyordu.
Ellerine eldiven giymeyi unuttuğu için ellerine sıcak nefesini verip hızlıca birbirine sürtüyordu.

Bu gün Jaemin'in dersi geç bittiğinden Jeno fakültenin önünde sevgilisini bekliyordu.
Sevgili oldukları süreç boyunca düşünmüş ve Jeno'nun da Jaemin ile birlikte kalmalarına karar vermişlerdi.
Hem sürekli birbirlerini görmek için bahane üretmelerine de gerek kalmıyordu hem de Jeno Jaemin'in kira yükünü hafifletmişti.

Evde artık sadece yavru kedi değil, bu arada adını Sirius koymuşlardı, Jeno'nun ailesinin yanında kalan 3 kedisi de vardı.
La Sein kafede olan çalışma süresi azalmış bu doğal olarak maaşına da yansımıştı ama Jaemin yazın bitirdiği stajını bir başkası ile tamamlıyordu bu da daha fazla paraları olmasını sağlıyordu.

Jeno Jaemin'i merdivenlerde görünce Jaemin'in kendisini görebileceği bir şekilde konumlandı.
Zaten Jaemin de hali hazırda ona bakıdığı için hemen fark etmişti.
Jeno sevinerek el sallarken Jaemin'de ona el sallayıp insanların arasından sıyrılarak ilerlemeye çalıştı.
Jeno ellerini cebine sokup Jaemin'in yanına gelmesini bekledi.

Jaemin en sonunda kalabalıktan sıyrılınca koşarak Jeno'nun yanına koştu ve ona açılan kolların arasına girdi.
"Buz gibi olmuşsun!" diye azarladı Jaemin Jeno'yu.
Jeno kıkırdayıp kızarmış burnunu Jaemin'in burnuna sürttü.

Jaemin sıcak ellerini Jeno'nun yanağına koydu ve yanaklarının ısınmasını sağladı.
Jeno ona rahatlamış bir şekilde gülümserken Jaemin dudaklarını hızlıca öpüp çekildi ve cebinden iki ısı torbası çıkardı. Orasına burasına bastırıp biraz mıncıkladıktan sonra Jeno'nun eline tutuşturdu.

"Eldivenini giymeyi unuttun yine, değil mi?" diye sordu sırıtarak.
Jeno sevimli bir şekilde omuz silkip boynundaki ikinci atkıyı çözüp Jaemin'in boynuna doladı.
"Unutkan olan sadece ben değilim, değil mi?" diye sordu muzipçe.
Jaemin atkıya sokulup derince kokladı.
"Woah" dedi gülümseyerek "Her yeri sen kokuyor."
Jeno Jaemin'in şapkasını düzeltip montunun fermuarını iyice çekti.
Bu süre boyunca Jaemin uslu bir çocuk olup sevgilisinin onun ile ilgilenmesine izin vermişti.

Daha sonra Jaemin Jeno'nun elini tutup yürümeye başlamıştı.
İksinin adımları bir şekilde uyumu yakalardı tıpkı şimdi olduğu gibi.
Kar şehri beyaza boyarken yaklaşan yılbaşının hazırlık telaşı kaplamıştı insanları.
Noel renkleri ile donatılmış bir dükkanın önünden geçerlerken.
Jeno noel baba şeklindeki kupayı görüp dükkana girmekte ısrar etmişti.
Jaemin kabul edince sevinerek dükkana girmiş ve kupayı eline alıp incelemeye başlamıştı.

Burası bir kahve dükkanıydı içeride ise Jeno ve Jaemin hariç birbirlerine sokulmuş bir çift daha vardı.
Jeno gözleri parlayarak iki kupayı Jaemin'in önünde tuttu.
Birisi Noel babalıydı diğeri ise Noel cini desenliydi.
Yeşil cin ve yanındaki hediye paketi Jaemin'in çok hoşuna gitmişti.
Jeno kupaları almaga giderken Jaemin ise biraz daha burada kalmaya karar verdiği için bir masaya çantasını bırakmış ve kupaların parasını ödeyen Jeno'nun beline elini koyup kahve çeşitlerinj incelemeye başlamıştı.

Jeno kupalar ile masya gitmeden önce Americano istediğini söylemişti daha sonra Jaemin de Amaricano istediğine karar vermiş kahveleri sipariş edip masaya dönmüştü.
Jeno montunu çıkarmış sanlyelerden birisine koymuştu. Üzerinde Jaemin'in annesinin örüp gönderdiği bordo kazak vardı, tam önünde sarı bir iple işlenmiş J harfi vardı.

Jaemin gülümseyip kendi montunu çıkardı ve aynı yere koydu.
O da annesinin ördüğü kazağı giyiyordu koyu yeşil olan kazağın üstünde gümüş bir iple yine J harfi işlenmişti. Annesi fark etmeden onlar için couple kazak örmüştü ve bu durum kesinlikle işlerine geliyordu.
Jaemin Jeno'nun yanına oturup sevinerek kupaları inceleyen Jeno'yu omzuyla dürttü.

"Noel' de ne yapalım?"
Jeno arkasına yaslanıp Jaemin'e baktı.
"Sadece seninle evde bir gün?" diye sordu gülümseyerek.
Jaemin de gülümsemişti ama bu fikir her zamab yaptıklarından çok farklı değildi.
"Ben arkadaşlarla kayak yapmaya gidebiliriz diye düşünmüştüm." dedi umutla.
Jeno biraz yüzünü ekşitip omuz silkti.

"Sıcak çikolatamı içerken seni sevmeyi tercih ederdim ama madem kayak yapmak istiyorsun tamam." dedi ve Jaemin'in elini tutup öptü.
Kahveleri geldiğinde yanında servis ettikleri tarçınlı kurabiye için teşekkür ettiler ve günlerinin nasıl geçtiği hakkında konuşmaya başladılar.
Birlikte oldukları zamanlar hiç susmuyorlardı yine de birbirleri ile konuşacak bir sürü konh buluyor, birbirlerini dinlerken hiç sıkılmıyorlardı.

Iletişimleri canlı , aşkları taptazeydi. Onlara dışarıdan bakan birisi karın altında sıcak çikolata içmis gibi hissederdi.

Sıcacık ve damakta tadı kalan.

Yorum yapmayı unutmayın~

||Starry Night|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin