five

161 25 50
                                    


  insanlar çok garipti. bir gün önce uğruna ölebileceğiniz birisini iki dakikada hayatınızdan atabiliyordunuz. anında soğuyabiliyordunuz. hiçbir yaşanmışlığı önemsemeden bırakıp gidebiliyordunuz.

aynı seungyoun'un bana yaptığı gibi.

adı lazım değil baş şerefsiz cho seungyoun'dan nefret ediyorum. ölesiye nefret ediyorum.

doğru düzgün bir açıklama bile yapmadan üç yıllık ilişkimizi bir çırpıda silip bu kadar adice davranmasına katlanamıyorum.

nereden bulduğunu bilmediğim yüzüyle hala bana salak saçma mesajlar atabiliyordu ve yüzü kızarmıyordu. çok kızıyordum kendisine, nasıl bu kadar adi bir şerefsize dönüştüğü için.

ama kendime daha da çok kızıyordum. onu unutamayıp her mesajında hızlanan kalbimden dolayı kendime daha da kızıyordum.

açık konuşmak gerekirse seungyoun, efsane yakışıklı ve ateşli birisiydi.

belki de dövmeleri çok sevdiğimden kaynaklıdır bilmiyorum ama dövmelerine bakınca iç geçirmeden duramıyordum. her bir dövmesi onu olduğundan daha ateşli bir erkeğe dönüştürüyordu.

uzun boyu, uzun bacakları, kaslı gövdesi ve yunan tanrılarını kıskandıracak mükemmellikteki yüzü ile herkesin hayalini süsleyen birisiydi cho seungyoun.

her futbol oynadığında terledikten sonra formasını bir köşeye atıp üstü çıplak devam ederken kızların ve hatta erkeklerin çığlıklarından bahsetmiyorum bile.

evet, böyle bir erkeğe sahip olmak mükemmel bir histi. kimsenin sahip olamadığı bu mükemmel erkeğe sahip olmak. egoist kişiliğim bu durumu asla inkar edemezdi.

deli gibi mutluydum seungyoun ile birlikteyken. kimsenin sahip olamadığı o erkeğe sahip olmak ve bunu yüzünden sizi kıskanan insanların olması egomu çok fazla tatmin ediyordu.

lise üçüncü sınıfta onların okuluna nakil olmam ile başlamıştı bizim hikayemiz. ilk görüşte aşkın dünyadaki en saçma şey olduğuna düşünüyordum fakat seungyoun'u ilk gördüğümde o kadar da saçma olmadığını anladım.

bir şekilde sevgili olmuştuk ve okulun gözde çiftiydik. ikimizin de hedefi farklı olmasına rağmen ayrı kalmamak için seungyoun benim istediğim bölümü yazmıştı ve aynı üniversitede hatta aynı sınıfta bulmuştuk kendimizi.

üniversitenin ilk iki yılı hayatımın en iyi yıllarıydı.

üçüncü sınıfa başlamadan hemen bir hafta önce seungyoun kapımı çalıp o hiç duymak istemediğim sözleri söyledi.

"ayrılalım wooseok, bu ilişkiden sıkıldım artık."

hiçbir açıklama yapmadan ve beni dinlemeye tenezzül bile etmeden çekip gitmişti o gün. ilk bu şoku atlatamasam da üniversite başlayacağı için kendimi toparlamaya çalışmıştım.

ama cho seungyoun tam bir baş şerefsiz olduğu için bu tabii ki de dünyanın en zor şeyi idi.

her gün başka partilere gidiyordu. barları evi yapmıştı. sarhoş olup midemin kasılmasına neden olacak mesajlar atıyordu. bahçede yanındaki kız ya da erkeklerle flörtleşirken gözlerimin içine bakıyordu.

ayrılmadan önce de flörtleşmek dışında söylediğim her şeyi yapıyordu zaten. hatta beraber yapıyorduk.

partilere gidip deli gibi eğleniyorduk ve yiyişmediğimiz bar köşesi kalmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

boyfriend Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin