yağmur

82 37 12
                                    

ellerim aynanın karşısında yavaş yavaş ceketime gitti.Omuzlarımdan yavaş yavaş indirmeye başladım gözlerime ilk çarpan şey cılız vücuduma rağmen çok dikkat çeken morluklardı 

flaşback

***

hayır baba lütfenn

***

flaşback end


birden gözlerim doldu neden bu kadar güçsüz bir aptalım.Gözlerimdeki yaşın akmaması için kendimi zor tuttuğum sırada kapı açıldı ve aynaya bakmayı kesip ceketimi düzelterek arkamı döndüm 

-deniz,kızım neredesin sen ya zil çalalı on dakikayı geçti hoca yine kızacak hadi çabuk olalım 

dedi telaşla.Başımı salladım 

-peki eylül 

Sınıfa çıktığımızda hoca çoktan gelmişti ve bu geç kalmalarımızın artık son bulması gerektiğini söyledi ve söylediklerini onaylayarak sıramıza geçtik 

 Ulaş'ın sırası ve bana bakıyor ,ne zamandan beri bana bakıyor hemen gözlerimi kaçırdım ama beni izlemeye devam etti o sırada Eylül rahatsız olduğumu anlamış olacak ki omzuma dokundu ve birden irkildim 

(e)-Derin, neler oluyor birden huzursuzlandın sanki beş dakikadır seni çağırıyorum ve duymuyorsun bile 

(d)-Pardon,dalmışım beni çağırdığını duymadım

(e)-Ne düşünüyorsun?

(d)-Hiçbir şey.

Ama beni açıklamaya zorlayacağını biliyordum o sırada çalan zil beni açıklama yapmaktan kurtardı

Hala Ulaş'ın bakışlarını hafızamdan silemiyordum ama muhtemelen eski bizi özlediği için olmalıydı,tıpkı benim özlediğim gibi.Ben düşüncelerimde kaybolmuşken herkes çoktan eşyalarını toplamış ve eve gitmek için hazırlanıyordu.Aceleyle eşyalarımı topladığım sırada farkettim anlaşılan tek dalgın olan ben değildim Ulaş da eşyalarını aceleyle toparladı dışarı çıkmak için yeltendiğim sırada arkamdan geldiğine emindim 

(u)-Derin 

arkamı döndüm ve Ulaş'a baktım 

(u)-beraber gidebiliriz diye düşünmüştüm yani... uzun zamandır birlikte takılmıyoruz 

Başımı sallayarak onayladım sonuçta evlerimiz yakındı ve yolumuz uzaktı yağan yağmur şiddetini arttırırken Ulaş elini omzuma koymaya yeltendi ama birden korktum ve ellerimi önüme getirerek kendimi korudum,korkmuştum o sırada üzerime bol gelen ceketimin kolları hafifçe aşağıya doğru kaydı ve ilk morluk göründü Ulaş bana şok geçirmiş bir biçimde bakarken elimi tuttu ve ceketin kolunu biraz daha katlayarak morluğa baktı 

(u)-yine mi prensesim?o adam sana neler yaptı böyle

O sırada gözümün önünde canlanan anılar hıçkıra hıçkıra ağlamama neden oldu.Bana sımsıkı sarıldı ve uzun süre öylece kalakaldıktan sonra beni yavaşça bıraktı ,gözyaşlarımı sildi 

(u)-ağlama prensesim,prensesler ağlamaz

o sırada buruk bir gülümsemeyle 

(d)-ağlamıyorum Ulaş onlar yağmur damlaları belkide bulutlar ağlıyordur ,onlara söyle lütfen ağlamasınlar

dedim gerçekten kaçmak istercesine .Sonra sessiz bir şekilde yollarımıza devam ederken gelen şimşek sesiyle adeta korkak bir çocuk gibi Ulaş'a sığınmıştım.Bana bakarak gülümsedi

(u)-o kadar masumsun ki prensesim


***

ilerleyen bölümlerde daha iyi yerler sizi bekliyor asıl konuyu takipte kalarak öğrenebilirsiniz destek olmayı unutmayın

intikam meleğiWhere stories live. Discover now