Azrail in Günlüğü1

88 13 1
                                    

28.07.2019

İnsanlara tanrı tarafından bir ömür biçilmişti. Kum saatindeki tüm kumları tanrı koymuştu.
Ve insan kendine biçilen ömür kadar yaşıyacaktı. Kum saatindeki son kumda düşene kadar.

Şuursuzca harcıyacaktı bu ömrü. Yada karşı gelicekdi tanrıya. Yaşadığı hayata isyan ederek çektiği acıya karşı pes edicekti. Tanrıyla oynadığı oyunda onun kurallarına karşı gelecekdi.
Kendine biçilen tüm ömrü fırlatıp bir kenera o kum saatini kendi eli ile parçalayacaktı.

Hayatını kendi eli ile sonlandıranlar tanrının gözünden düşerdi.
Tanrının unutulan çocukları(oplitus est dues me)ydı onlar. Tabi birbaşka ömrü sonlandıranlar da öyle. Kendi canını sonlandıranlar kadar bir başka hayata son verenlerde tanrı tarafından arfta bırakılırdı.

Onlar unutmamak ile cezalandırılırdı. Şahit oldukları her ölümü, diğer dünyaya uğurladıkları her ruhu...
Sonsuza kadar yaşıyacaktı onlar tanrının lütfu gibi görünen bir cezaydı bu onlara. Sonsuz yaşamlarında hep hatırlayacakları ve onlara kendilerini hatırlatıp acı çektirecek sonsuz ölümler. Çünkü tanrı unutmalarını istemiyordu. Çünkü hep hatırlıyarak acı çekicekti onlar,tanrıya karşı gelirsen yaşayacağın şey buydu.

Diğer yaşayanların arasına karıştırdı onları tanrı. Kalpleri atmadan geçirdikleri her gün yaşayanlara bakarak istemedikleri hayatları için pişmanlık duymalılardı.
Onları mecbur kıldı tanrı diğerleri gibi yemek yemeye, uyumaya, atmayan kalple duyguları hissetmeye mecbur kıldı. Hayatlarını hatırlatıp pişman olmaları için.

Onlara kendilerini yaşayanlardan gizliyecek şapkalar verdi. Yaşayanların onları görmemeleri için.

Bu ıstırap bitene kadar onları diğer ruhlara rehberlik yapmaları için görevlendirdi.

Bu ıstırabı nekadar çekiceklerine ise tanrı karar verdi.

Benim bu ıstırabı çektiğim 239. yılım. 239 yıl öne bu gün tanrının istenmeyen çocuğu yani...

Azrail oldum.

Yalnız Bir AzrailHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin