Azrail İn Günlüğü 15

37 8 5
                                    


08.10.2019

Dakikalardır masanın üzerinde duran ve artık buz gibi olan kahveden gözlerimi çekip masanın üzerindeki takvime baktım. 8 Ekim 2019. Siyah kalemi alıp takvimin üzerinde işaretledim. 87.303 Azrail olduğum günden bu yana geçen 87.303. Gün. Masanın başından kalkıp büyük pencereye doğru ilerledim.  Saatlerdir yağan aralıksız bir yağmur vardı dışarıda. Hava soğuktu hafif meltemlerin yerini sert esen rüzgarlar almıştı. Boş olan şehir sokaklarında ölümün dolaşması için güzel bir havaydı. Masanın olduğu tarafta hissettiğim hareketle otarafa dönüp masaya doğru ilerledim. Artık üzerinden dumanlar tütmeyen kahve bardağının yanında duran kağıdı elime aldım.

İsim: Didem güntekin
Doğum tarihi:  23.01.1989
Yaş: 39
Ölüm tarihi: 08.10.2019 / 20.13
Ölüm nedeni: kalp krizi

Kağıdı cebime koyup masanın üzerindeki şapkamı alıp evden ayrıldım.

Eski, üç katlı bir apartmanın önünde buldum kendimi. Epey bir süredir bakım görmemiş ve dış boyası çürümeye yüz tutmuş bir apartmandı. Apartmana girip merdivenlerden çıktım. 2. Kattaki daireye kapıyı açmaya gerek duymadan girdim. Küçük ve rutubet kokan bir evdi. Duvarlarda asılı duran resimlere baktım. Birçok farklı yerde farklı insanlarla çakilmiş resimler vardı ve neredeyse tüm resimlerde bulunan bir gitar dikkatimi çekti.  Koridorun sonundaki ışığı açık olan tek odaya doğru ilerledim. Odaya girdiğimde tanrının şimdiki kurbanı olan piyonu cam kenarında bir koltuğun üzerinde otururken buldum. Elinde de fotoğraf çerçevelerindeki o siyah gitar vardı. Cam kenarına doğru ilerleyip piyonun karşısındaki koltuğa oturdum. Uzun bir süredir çalmanın verdiği aşinalıkla parmakları telin üzerinde hareket ediyordu. Çaldığı şarkıya bir yandan da sözleriyle eşlik etmeye başladı. Bir yandan çalıp söylerken ara arada pencereden dışarıdaki yağmuru izliyordu. Hayatı boyunca belki yüzlerce kez çaldığı ve artık ezberlediği notaları tekrar etmek için ellerine bakmasına gerek yoktu. O gitarda çıkan her bir noktayı hissedebiliyordu. Sesinde hoş bir tını vardı ve uzun bir zamandır duymadığım kadar güzel söylüyordu.
Karşımdaki duvarda asılı olan saate baktım. 20.13. Zamanı gelmişti. Hala gitar çalmaya devam eden kadına baktım. Bu son şarkısıydı. En azında söylediği son şarkıyı tamamlamasına izin vermeliydim. Tanrı biraz daha bekleyebilirdi. Dışarıda yağan yağmurla birlikte şarkının ritmide giderek yavaşladı. Kadın parmaklarını son bir kez tellerde hareket ettirdi ve gitarı yavaşça koltuğun yanına bıraktı. Derin bir nefes alıp oturduğum koltuktan kalktım. Benim hareketimle birlikte kadının kaşları çatılı ve yüzünde acı dolu bir ifade oluştu. Elini kalbinin üzerine koydu. Nefes almaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Koltuğun yanında masada duran telefona ulaşmaya çalışırken eli gitara çarptı ve gitar ahşap zemine düştü. Almaya çalıştığı son nefestede başarısız olduğunda kadına doğru ilerleyip elini tuttum. Kadının hareketleri durdu ve yavaş bir şekilde zemine yığıldı. Piyonun ruhu dünyayı terk ederken ve gözlerinin ışığı solarken duyduğu son şey yıllardı dostu olan gitarın titreşen tellerinden ona veda etmek için çıkan seslerdi. Gitardan çıkan tiz sesler eşliğinde odayı terk ettim.
Eve girdiğimde şapkamı çıkartıp girişteki vestiyere asıp oturma odasına doğru ilerledim. Masanın üzerindeki kadehi alıp camın önündeki kanepeye oturdum. Yağmur hala yağıyordu ve duruma bakılırsa bir müddet daha kesilmiycekti. Kadehimden bir yudum alırken dünyadan giden ruhun çaldığı şarkı aklıma geldi. Kalkıp müzik çaların düğmesine bastım ve odayı dolduran hafif müzik eşliğinde tekrardan kenepeye geçtim. Zihnime üşüşen düşünceler ve geçmişe ait anılarla birlikte yağan yağmuru izlemeye başladım.

İthaf: Didem güngör

Yalnız Bir AzrailWhere stories live. Discover now