bir | zambak

7.6K 310 75
                                    

"Saptığım bu yolun, gül bahçesi olmayacağını biliyordum,"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Saptığım bu yolun, gül bahçesi olmayacağını biliyordum,"

+054****: Her gece sokak lambasının altına bıraktığın zambaklar bir gün solacak.

Telefonumu sıranın üzerine bırakırken bir kez daha derin bir nefes aldım. Yaklaşık iki gün önce tanımadığım bir numaradan aldığım mesaj gerilmeme sebep olmuştu. Sorun numaramı bulup bana mesaj atması değildi. Sorun sokak lambasının altına bıraktığım zambakları bilmesiydi. İki gündür bu mesajı kimin atabileceğini düşünüyordum ama çevremde bunu bilen kimse yoktu o yüzden kim olduğunu bir türlü bulamıyordum. Sıkıntıyla nefes verirken birinin kolumu dürtmesiyle oturduğum sırada hareketlendim. Başımı çevirdiğimde yakın arkadaşımı görmüştüm.

"İki gündür bir garipsin," dedi beni süzerken. Elinde her tenefüs içtiği çikolatalı sütü vardı.

"Değilim," dedim normal davranmaya çalışarak. Yeşil gözleri şüpheyle kısılırken önüne gelen sarı saçlarını geriye savurdu.

"Bana yalan söylememen gerektiğini ne zaman öğreneceksin badem gözlü?" dedi yanıma otururken. Gözlerimi devirdim.

"Sana yalan söylemiyorum, Ahsen," dedim tenefüsün bittiğini haber veren sinir bozucu zil çalarken. Önümde duran fizik kitabına sıkıntılı bir bakış attım.

"Öyle olsun," dedi hoca sınıfa girerken. "Elbet öğrenirim ne olduğunu."

Yeniden gözlerimi devirdiğimde fizik hocamız bir saat boyunca beynimin erimesine sebep olan dersi anlatmaya başlamıştı.

Sonunda öğle arasına girdiğimizde kafamı gürültüyle sıraya yaslamıştım. İnanılmaz yorgun hissediyordum ama benim aksime Ahsen gülerek sınıftakilere bir şeyler anlatıyordu. Lise son sınıf öğrencisiydik. Okulumuz şehrimizin çok ünlü bir iş adamının yaptırdığı özel bir liseydi ve sadece belirli kitlelerden gelen insanların çocuklarının alındığı bir okuldu. Maalesef ki ben de onlardan biriydim. Ailem varlıklıydı bu yüzden okulun büyük bir kesimi tarafından tanınıyordum. Bu beni inanılmaz rahatsız ediyordu fakat arkadaşlarım için durum tam tersiydi. Sıramın üzerinde duran telefonum titrediğinde heyecanlanmıştım. Hızla elime alıp gelen mesaja baktım.

+054****: O zambakları oraya neden bıraktığını biliyorum.

Kaşlarım çatılırken parmaklarım hızla tuşlara gitti.

Gece: Bu saçmalığa bir son ver artık!

+054****: Sonunda mesajlarıma cevap verebildin okulun ünlü kızı.

Gece: Her kimsin bilmiyorum ama benimle dalga geçebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun.

+054****: Dalga mı?

Çevrimdışı olduğunda elim kalbime gitti. Çok hızlı atıyordu ama bunun korkudan olduğunu biliyordum. Bilemezdi değil mi? O zambakları oraya neden bıraktığımı bilemezdi. Kimse bilmiyordu.

Kesinlikle benimle dalga geçiyordu. Yeniden çevrimiçi olduğunda nefesimi tutmuştum.

Yazıyor...

+054****: Peki sana o duvara attığın çentikleri de biliyorum desem?

+054****: Seninle dalga geçmiyorum Lilyum.

+054****: Sadece seni biliyorum.

+054****: Kimsenin seni görmediğini düşünüyorsun.

+054****: Ama ben görüyorum.

+054****: Bugün o duvara bir çentik daha atma. Bırak 1230 çentik olarak kalsın.


Hoş geldin Lilyum! Bize şans getir olur mu?

Lilyum | TextingWhere stories live. Discover now