Bölüm 7

6.2K 566 580
                                    

      Büroya döndüklerinde Harry, "Sen odaya git, geliyorum," dedi Draco'ya bakıp. Draco başıyla onaylayıp odaya giderken Harry, Ron'un odasına yöneldi. İçeri girdiklerinde her ihtimale karşı odayı dışarıdakilere karşı sessizlik büyüsüyle koruma altına aldı ve aklındaki planı anlattı.

      "Yani," dedi Ron. "Olabilir. Tehlikeli olduğunun farkındasın, değil mi?"

      "Başka şansımız yok," dedi Harry.

      "Kabul etmek istemiyorum ama kafana koyduğunu yapmadan rahat etmeyeceğini biliyorum, dostum. Arkandayım."

      "Güzel," dedikten sonra ayaklandı Harry. "Görüşürüz."

      Harry kapıya yöneldiğinde Ron yeniden konuştu. "Şey," dedi kararsız bir şekilde. "Malfoy'u ne yapacaksın? Evinde kalmasına izin vermedin ama sürekli burada tutamazsın ya?"

      "Ben tutmasam da gitmiyor ki," dedi ve iç çekti. "Evine gönderirim elbet. Şimdilik burada kalsın."

      "Sen bilirsin. Ben Hermione'nin yanına uğrayayım diyorum, bir işimiz kalmadı herhalde?"

      "Keyfine bak," dedi ve kapıyı açtı. "Selam söyle."

      Harry kendi odasına döndüğünde ve kapıyı açtığında Draco'yu koltukta otururken buldu. Harry'nin gerginliğinin aksine daha sakindi. "Gelsene," dedi sakince.

      Harry kapıyı kapatıp koltuğa ilerledi. Ceketini çıkarıp kenara bıraktıktan sonra yanına oturdu. Draco konuşmak için ağzını açtığında elini kaldırıp susturdu. "Bu ifadeyi biliyorum," dedi Harry. "Yatmamı falan söyleyeceksin şimdi."

      Draco sırıttı. "Bingo! Gergin halin pek çekilmiyor."

      "Ve yatmamın gerginliğimi alacağını sanıyorsun. Harika."

      "Uzatma, Potter."

      "Peki," dedi Harry. Bu kadar kolay kabul etmesi Draco'yu şaşırtmıştı. Ayakkabılarını çıkardı ve uzandı. Ama Draco'nun beklemediği şekilde. Bu kez ayaklarını onun kucağına uzatmış, koltuğun diğer tarafına doğru uzanmıştı. "Oldu mu?"

      Draco ayaklarına suratını ekşiterek bakarken iç çekti. "Çorapların farklı, Potter." Gözlerini devirdi. "Gerçekten çorap modasına ihtiyacın var."

      "Sabah aklım pek başımda değildi, Malfoy, idare edeceksin artık."

      Harry'nin söylediği yüzüne anında bir gülümseme yayarken ellerini ayaklarına koyuverdi. "Düşündüm de yeni bir moda akımı başlatabilirsin."

      Harry derin bir iç çekti ve yüzünde ufacık bir gülümsemeyle Draco'nun yüzünde gezdirdi bakışlarını. İkisi de bir süre sessizliklerini koruduysalar da Draco dayanamadı. "Ne var aklında?" diye sordu.

      "Hiç," dedi Harry. Yeterince ikna edici olmadığını biliyordu. Olmak istediğinden de emin değildi zaten. "Biz ne yapıyoruz?" diye sordu sonunda.

      "Ah," dedi Draco kafasını aşağı yukarı sallarken. "Anladım."

      "Ne anladın?"

      "Pişman oldun."

      "Ne?" diye sordu Harry, şaşkınca.

      "Söylemekten çekinmene ger-"

      "Bir de bana aptal diyorsun," diye sözünü kesti. "Pişman olduğumu söylemedim."

      "Olmadın mı?"

Hello, PotterWhere stories live. Discover now