«8»

284 15 4
                                    

     Cem Çınar - Kaktüs ve lavinia

Bugün hafta sonuydu.
Hafta içleri uyanamazken, hafta sonları saat 7de uyanıyordum.

Annem ve babam işe gitmişti.
Aslında sessizliği seviyordum.
Yalnızlığı seviyordum, ama bazen  yalnız olmak istemiyordum...

Neyse işte... Kendime birşeyler hazırladım sonra evde canım sıkıldığı için kulaklıklarımı takıp kendimi sahile attım.

Mavilere aşıktım.
Denizin eşsiz güzelliğine,
Gökyüzünün sonsuzluğuna...
Biraz yürüdükten sonra banklardan bitanesine oturdum.

Biraz nefesimi düzene soktum.
Ondan sonra tekrar yürümeye başladım. Bu benim için terapi gibiydi. Sanki dertlerimden yürüyerek uzaklaşıyormuşum gibi...

Sonra kırlangıç şarkısı çalmaya başladı. Aklıma Onur geldi. Onun da en sevdiği şarkıydı. Sözlerini bide onun düşünceleriyle dinlemeye başladım.

Ağlamaya başladım. Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Yağmur yağmaya başladı. Ben ise hala ağlıyordum. Onun bu acıya nasıl katlandığında...

Bu acıyla hâlâ nasıl bu kadar güzel gülebildiğine...Bir yerlerde bir yazı okumuştum şöyle diyordu;
"Acısı çok olanın, gülüşü o kadar güzel olurmuş..."

Bu aklıma gelince daha çok ağladım.

Onur, nasıl dayandın bu acıya...
Nasıl..?

Peki ben niye bu kadar çok üzülüyorum... itiraf etmek istemesem de...

Seni seviyorum, papatya gülüşlüm... Seni seviyorum mavi yürekli adam... Seni seviyorum acıları yüzünden okunan adam...

Artık yürümekten ciğerlerim patlicaktı. Ama heryer ıslaktı.

Eve doğru yürümeye başladım.
Ama acım, gözyaşlarım bir an olsun azalmamıştı...

güzel bir gün ölmek içinWhere stories live. Discover now