kimsesiz kuşun melodisi.

14 1 0
                                    

  girdiğim ilk sokak anıların şelaleye dönüştüğü yerdi. bize çerezler veren teyze, adını hatırlayabilsem keşke. dişimiz çürümesin diye şeker vermezdi. güzel tatlılar yapardı, dağıtırdı her birimize. kalbimize taht kuran teyzem, vefat ettiğinde o sokağın her çocuğu ağlayarak laleler dikmiştik bahçesine. güneşsiz yetişirdi o, teyzemiz olmasa da yetişirdi. annem demişti bana da, tek tek çiçek anlatırdı. ne olsun, onları da unuttum elbet. birkaç tane kaldı hatırımda ama onları da hiç sevmem. ben kardelen severim. o muazzam kışda bile hiç dert etmeden karı delen o güzel çiçek. daha birçok çiçek severim. ama saysam okumak istemeyeceğinizden eminim.

  günlerce, bıkmadan ve usanmadan gelip her zaman aynı kahveyi alan -artık saniyesinde hazır oluyor- kumral saçlı hafif de açık tenli o adam dağınık kıvırcık saçlarıyla her saniye oynuyordu. kim okursa olsun ellerini o saça atıp karıştırmak isterdi, eminim. ve yine bir gün kahvesini hazır ettiğimde hemencecik gitti. birkaç kelâm etmek için peşinden ilerlerken ilerideki çöpe attığı kahveye ilişti gözüm. bu sefer iyi yapamamış mıydım acaba? yine düşünmeye başladım saatlerce. hatta bazen müşterinin geldiğini bile duymaz oldum. birkaç gün, her çıkışında arkasından gittim. bir yudum bile almadığı kahvesini çöpe atıyordu her seferinde. dayanmak zor oldu artık. kaçıverdi ağzımdan, "yanlış anlaşılmak istemem ama neden atıyorsunuz cânım kahveleri? her seferinde kötü yapışım mı sinirlendiriyor sizi?" kumral gözleri büyümüş şekilde gözlerime kenetlenmişti. "amacım kahve içmek olsaydı evimin yanıbaşında duran kafeye giderdim elbet. ben kahve içmem de sevmem de. amaç sizi ziyaret etmek, yalnız bırakmamak. eh, komşu sayılırız bir nevi."
ne diyecektim şimdi ben? teşekkür edip çay mı ikram etmeliydim yoksa sadece kuru bir teşekkür mü? gözüme ilişen kitabı hızla kasadan çıkıp aldım ve tekrar yerime geçtim. ellerini masadan kaldırıp kitabı üstüne koydum. "bu kitap benim için çok değerli. bir zamanlar her gün bitiriyordum. teşekkür etmeyi pek bilmediğim için bu kitabı armağan etmek isterim size." evet, gayet güzel ve narin bir teşekkür şekliydi bu. buradan çıkışında güzel hareketime sevinip sıçrayacaktım yerimden. tebessümü yüzünde belirince yavaşça çıktı kapıdan. ilgisiz olacak ve okumayacak olsa da eline iliştirmek ona güzel hissettirecektir. yani umarım.

ve şimdi, verdiğim kitaptan daha güzeli var elimde. sana yazdığım her satırın bulunduğu defter.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 17, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

neredesin kumral yaprağım?Where stories live. Discover now