_'1'_

24 10 5
                                    

- "Ahsen miydi? Konuyu anladın mı?" diye sordu dersin bitimine dakikalar kala öğretmen.

- "Efendim öğretmenim?"

- "Anladın mı ikinci dereceden denklem çözmeyi?"

- "Hayır tekrar anlatır mısınız rica etsem?"

- "İsterseniz sınavda yanınızda anlatıyım bir de? Allah'ım ya! Peki sen anladın mı çocuğum? Ateş'ti dimi?"

- "Evet. E şey... Anladım sayılır"

- "Harika, o zaman tahtaya gelip bu soruyu çözer misin? Ama Ahsen'e ve sınıfa anlatarak çöz"

- "Hocam isterseniz sınavda yanınızda girip anlatsın bir de?" diye bir ses geldi arka sıralardan. Öğretmenin kızgınlıkla karışık şaşkın bakışlarıyla beraber sınıfı bir gülme krizi tuttu.

- "Kimdi o?" diye sorsa da öğretmen nafile; okulun beşinci günüydü ve yoklamadan aklında kalan kişiler dışında başkalarının adını bilmiyordu, onlarda anca 3-4 kişi ediyordu sadece. Arkadan sadece gülme sesleri geliyordu. Tam da tekrar soracaktı ki, neredeyse tüm sınıfın sabırsızlıkla beklediği, kurtuluş melodisi dünyanın en güzel ezgileriymiş gibi okulun boş koridorlarında yankılandı. Aynı anda kantinde sıra ya da bahçe de pota kapmaya koşan gençlerin gürültüleri 40 dakikalık sessizliğinden memnun olan duvarlara çarptı. Matematik öğretmeni Murat Bey kızgın bir şekilde çantasını alıp çıktı sınıftan. Onun arkasından sınıfın tiki kızları basketbol oynayan büyük sınıflarda ki erkekleri izlemeye gittiler. Sınıf yavaşça boşaldığında içeride çok az öğrenci kalmıştı. Egemen, Ahsen ve yakında öğreneceğiniz birkaç kişi daha.

Ateş "Cidden kimdi o?" diye sordu.

Simsiyah saçları boyun hizasında kesilmiş, perçemli bir kız cevapladı onun sorusunu,

- "Gizem'di tabi ki. Bu kadar özgüvenli başka kim var? Bu arada Ben Duygu."

Ateş ve Ahsen onu bir süre süzdüler. Pantolonu okulun pantolonuyla aynı renkti fakat kargocuların ki gibi pantolonlardandı. Üstünde de mavi yarım bir kot ceket vardı. Gerçekten güzel bir kızdı. Siyahın en koyu tonunda, ensesinden biraz daha uzun olan saçları dalgalıydı ve önüne düşen perçemleri vardı. Uzun sayılabilirdi. Zayıftı. Gözleri yeşil ve ela arasındaydı.

- "Ateş. Bu da kuzenim Ahsen."

- "Ben de Mert." diye atladı Mert ortaya. İnsanların lafını sürekli bölerdi. "Şu ayaklarını sıraya atmış olan kulaklıklı saygısız da Gizem olur." Gizem bunu duymuştu ama sadece sırıtmakla yetindi.

Mert denilen çocuk uzun boyluydu. Okulun basketbol takımındaydı ve 9. sınıflardan takıma girebilmiş tek oyuncuydu. O da okul kıyafetinin üstüne lacivert-beyaz ekoseli bir gömlek giymişti fakat önünü açık bırakmıştı. Sarımsı saçları bu halini daha da yakışıklı gösteriyordu. Aşık Veysel'in uzun ince yolunun uzunlamasına hali gibiydi. Gizem ise konuşulanlardan habersiz kulaklıklarıyla en arka sıranın iki önünde, ayaklarını masanın üzerine uzatmış bir şekilde camdan dışarı bakarak beyaz bir JBL ile müzik dinliyordu. O, Duygu'nun aksine okulun ki ile aynı renk fakat dar bir kot giymişti. Üstünde uzun converseleri ile aynı renk siyah bir kot ceket vardı. Ters taktığı siyah şapkasının altından uzanan iki tane balıksırtı örülü, upuzun, kahvenin en koyu tonu saçları vardı . Yuvarlak, Harry Potter'ın ki gibi gözlükleri vardı. 

- "Beni yargılamadan önce kendine baksan, serseri gibisin." diye yanıtladı Gizem onu. Ön taraflardan bir gülme sesi geldi. Mert kendisine gülünmesinden nefret ederdi, ama bozuntuya vermedi.

- "Asel ben." dedi gülme seslerinin sahibi. "Konuşmalarınıza şahit oldum da" diye de ekledi. "Hepiniz gerçekten çok tatlı insanlarsınız. Umarım arkadaş olabiliriz."

- "O zaman bu grup komple beraberiz bundan sonra. Ben, Gizem ve Duygu zaten ortaokuldan tanışıyoruz. Sizde bizle takılırsınız." dedi Mert. Gözü ön sıradan bir çocuğa ilişti.

- "Sende bize katılır mısın?"

- "Bilmem."

- "Ben Mert. Ya sen?"

- "Bahadır." dedi çocuk. Normal okul kıyafetini giymişti. Üstünde kırmızı bir hırka vardı. Yakışıklı duruyordu ve aynı zamanda zekasıyla ilk haftadan öğretmenlerin gözüne girmişti. Kahvenin açık tonlarından saçları vardı.

- "Tamam o zaman yarın sinemaya ne dersiniz?" diye ekledi Ahsen.

Herkes başıyla onayladı. Ateş ise sadece kuzeninin ne kadar hızlı olduğunu ve acaba başına neler gelebileceğini düşünüyordu. Onu bu düşüncelerinden Mert ve Ahsen'in çığlıkları kurtardı.

- "ATEEEEŞŞŞ!!!". İkili aynı anda bağırmışlardı.

- "Efendim? Ne, ne oldu?"

- "Sana diyoruz gelecek misin?" diye yineledi Duygu.

- "Ha evet tabii ki!"

- "Sen Gizem?" diyerek soruyu Gizem'e yöneltti Bahadır.

- "Bilmem. Üşenmezsem gelirim herhalde."

- "Evet hadi gelirsin!" dedikten sonra ikna edebilmek için tatlı hareketler yapmaya başladı Asel.

- "İyi peki seni mi kıracağım" dedi.

- "O zaman yarın 17 gibi buluşalım çünkü benim kursum var. Şey... yani tabii eğer size de uygunsa" dedi Bahadır.

- "Peki bana uyarda, nerede buluşacağız? Herkes sinemanın önüne mi gelecek?" diye ekledi Ahsen.

- "Ateş, neden hiç konuşmuyorsun?" diye ortaya konuyla alakasız bir laf atıldı ortaya "Senin bir fikrin yok mu?". Mert utangaç görünen çocuklara sataşmaya bayılırdı. O böyleydi ve olduğu halden mutlu görünüyordu. Acaba görünüş her şeyi ifade eder miydi?

- "Aslında bugün vizyona yeni bir korku filmi giriyor. Yarın bence de 17 gibi buluşup yemek yiyelim. Bir iki saat takılırız falan. Sonra da 19.30 seansına gireriz. Size uyar mı?" dedi.

- "Oha yıllardır tanıdığım kuzenim ilk defa bu kadar az utangaç davranıyor."

- "Taramalı tüfek gibiydin! Bir halt anlamadım."

- "Şaşırmadık" diye kendisini yanıtlayan Gizem'e 'sen çok biliyorsun' bakışları atmakla yetindi Duygu.

- "O zaman yarın herkes var dimi?"

- "Evet Aselciğim." diyen Mert'in ardından teneffüsün bittiğini hatırlatan ses duyuldu. Öğrenciler çıktıkları gibi içeri akın ederken çocuklarda sıralarına yerleşti. Mert Gizem ve Duygu'nun arkasındaki sıraya oturduğunda Gizem arkasına döndü, kaşlarını kaldırdı, sırıtıp 'Evet Mertciğim' dedi sonunu vurgulayarak. Onun bu hareketine karşılık Mert eline geçen ilk şeyi, kalemliğini, ona fırlattı. Fakat kalemlik Duygu'nun kafasına geldi.

- "Iskaladın" deyip dil çıkardı Gizem. Mert yine bir şey atacakken öğretmen içeri girdi.

Son dersti. Dersin bitiminden sonra herkes evine dağıldı.

..............................................................................................

İlk yazma deneyimimdi, sizce nasıl? Saçmalamış mıyım yoksa güzel mi? Düşünce ve fikirlerinizi bekliyorum. 

Kitabımı severek okuyan herkes; SİZİ SEVİYORUM 🥰🥰🥰

Hepsi beraber 904 kelime 

NOT: Sizce kimler birbiriyle olmalı?

Bir Kar Tanesi Kadar UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin