56

466 28 1
                                    

Yankı'dan

Mert "Demir?"dediğinde "Siz birbirinizi tanıyor musunuz?"dedim. Mert "Evet, kuzenim."dedi. "Kuzenin mi?"dedim. Ağzım açık öylece bakıyordum sadece. Hayatım oldukça fazla tesadüflerle doluydu. Demir "Siz nereden tanışıyorsunuz?"dediğinde Mert "Babalarımız ortak oldu."dedi. Mert "Siz nereden tanışıyorsunuz?" dediğinde "Biz sev... Aman arkadaşız."dedim ve Demir'in gözlerine baktım. Uzun süre böylece baktığımızda kafamı çevirdim ve sahaya baktım. "Maç başlıyor."dediğimde herkesin gözü maça döndü.

"Gayet adil bir maçtı Arda, ağlama."dedim. "Hayır kabul etmiyorum. Faul vardı bence."dediğinde göz devirdim. Kendisi karşı takımı tutuyordu. Kaybedince üzüldü tabii. Mert "Ha bu arada söylemeyi unuttum. Yankı ve İklim, yarın öğlen bir uçağınız var. Aktarmalı uçak olacak yalnız. Ve nereye gittiğinizi söylemedim. Evet mükemmel bir yer."dediğinde İklim "Yahu söyle."dedi. Mert "Dominik'te olacaksınız."dedi. "Düzgün duyamadım sanırım. Ne yapacağız orada?"dedim. Arda "Toplantı, çok önemli bir toplantı hem de. Hatta orada bir adada yapılacak. Biraz gizli bir toplantıymış. Bize de babamız o şekilde söyledi. Ama maalesef biz orada olamayacağız."dedi. Demir "Biz sizin yerinize gideriz Alican'la. Değil mi Alican?"dediğinde Alican "Evet evet."dedi. Mert "Harika. Biletlerinizi ayarlarız. Ha bu arada yanınıza mayo falan alın bence. Bir iki gün daha tatil yaparsınız."dedi ve evlere dağıldık. Sinirle eve girdim. "Yahu bizim setten iki gün tatilimiz vardı. Bir toplantıya dünyanın öbür ucuna mı gideceğiz yani bu ne böyle."diyerek valiz hazırladım. Settekileri arayıp fazladan bir gün daha istedim.

Sabah kalktığımda önceki geceden hazırladığım küçük bavulla aşağıya indim. İklim'de birkaç dakikaya indiğinde beraber kahvaltı ettik. Kapı çaldığında İklim kalkıp açtı ve içeri Demir'le Alican girdi. Alican "Günaydın."diyerek koltuklara oturdu. Birkaç dakika içerisinde bizim kahvaltımız da bittiğinde masadan kalkıp bavullarımızı aldık ve Demir'in arabasına bindik. Önde Demir ve Alican otururken biz de İklim'le arkada oturduk. Havaalanına geldiğimizde arabadan inip içeriye girdik ve kontrollerden geçtik. Uçağın kalkmasına 10 dakika vardı. Uçakta yerlerimize oturduğumuzda kitabımı açıp okumaya başladım. Bir uçak yolculuğu için en mantıklı aktivite bu oluyordu. Kitaba odaklanmakta zorlanıyordum tabii. Arada sırada gözüm biraz ileride oturan Demir'e kayıyordu. Birkaç kere de yakalamıştı beni.

Uzun mu uzun ve aktarmalı yolculuğumuz bitmişti. Havaalanında bizi bekleyen araca bindikten sonra limana geldik. Limanda geniş bir tekneye bindik. Teknedeki adam Türkçe konuşmaya başladığında şaşırdım. Beklemiyordum. "Berat beyin ortakları gizlilik istiyorlar o yüzden toplantıyı büyük bir adada planladılar. Ama adanın neresinde o kesin değil. O yüzden sizi bırakıp deniz kenarında bekleyeceğiz."dediğinde herkes kafa salladı. Yanımda oturan Demir'e yandan yandan baktığımda o da bana baktı. Hemen gözlerimi adama çevirirken iyice inceledim. Bu işten bir şey çıkacakmış gibi geliyor bana ve hislerimde genellikle yanılmam. 

1 saat sonra tekneden inip adanın yumuşak kumlarına ayak bastık. Etraf o kadar güzeldi ki. Anlatılamazdı. Etrafta esen hafif rüzgardan üstüme giydiğim ince ve uzun hırka dalgalanıyordu ve giydiğim şorttan dolayı bacaklarıma çarpıp gıdıklıyordu. Adanın içlerine doğru oldukça ilerledik. Gittikçe sinirleniyordum çünkü ortalıkta kimse yoktu ve yarım saate hava kararacaktı. Bir ara etrafa o kadar daldığımı fark ettim ki ayak seslerinin eksildiğini fark etmedim. Olduğum yerde durup hızla arkamı döndüğümde İklim ve Alican'ı göremedim. Demir zaten kulaklık takmış hiçbir şeyin farkında değildi. Onu dürttüğümde etrafına baktı. Gözleri büyürken kulaklığı çıkarttı. Ağzım açık bir şekilde etrafa baktıktan sonra tekrar Demir'e döndüm. Demir "Sakin oluyoruz. Bence seslenelim."dedi. Sonrasında birkaç kere seslensek de hiçbir ses gelmedi. "Demir, ada çok büyük."dediğimde motor sesi duydum. Gözlerimi büyüttüm. Demir'i hızla elinden tuttum ve deniz kenarına koşmaya başladım. Deniz kenarına yaklaştığımızda giden tekneyi ve içinde İklim ile Alican'ı görünce bağırdım. Demir "Çok güzel. Adada tamamen yalnız kaldık ve hava kararıyor."dedi. Derin bir nefes verdikten sonra tekrar ormana girdim.

YETİMHANEWhere stories live. Discover now