Serap nerde?

19 3 2
                                    

Halen karşımdaki kişiyi tanımaya çalışıyorum. Acaba bu Serabın erkek arkadaşı Hwan mı? Öyleyse Serap nerde peki? Yeni uyandığım için kim olduğunu seçemiyordum bir türlü. Ben daha konuşmaya başlamadan o konuşmaya başladı. "Merhaba, beni tanıdınız mı?" dedi ve gülümsedi. Evet şimdi tanımıştım onu. Gülmeseydi belki tanıyamayacaktım. Bu gülümseme birkaç saat önce havaalanında konuştuğum o yabancıdan başka kimseye ait olamaz. Kendimi zorlayarak konuşmaya başladım.

Evet siz havaalanında konuştuğum yabancısınız. Kusura bakmayın "yabancı" diyorum çünkü sizinle tanışmamıştık.

Hahaa, evet o benim:) Haklısınız tanışmamıştık bu yüzden böyle hitap etmenize alınmadım. Ben "Zhang Li An" , kolay olsun diye Kore'de bana arkadaşlarım "Jung" diyor. Lian ve Jung "dürüst" anlamına geliyor. Bana istediğiniz gibi seslenebilirsiniz.

Tanıştığımıza memnun oldum Jung. Adınızın anlamı güzelmiş. Bende Ebru. (Adınızın anlamı gibi dürüst biri misiniz? demek istedim ama tanımadığım birine bunu soramazdım tabikide. Annemin sözü bu durumlarda hep aklıma geliyordu. Herkese hemen güvenemiyorum halen)

Bende sizi tanıdığıma memnun oldum. Bu arada farketmiş olmalısınız ben Koreli değilim. Çin'den buraya staj yapmak için geldim.

Ne tesadüf bende buraya staj için geldim. Bölümünüz nedir?

Sanat bölümünden mezun oldum daha sonra burada bir şirketin seçmelerine girdim ve şuan stajyerlik yapıyorum. Peki siz?

Bende Moleküler Biyoloğum. Mezun olduktan sonra ülkemde iş bulamadım, bu yüzden yurtdışında yeni fırsatlar aramaya başladım. Bu yüzden staj yapmak için buraya geldim.

Oo harika. Bu bölümü okuduğunuza göre zeki biri olmalısınız.

Ahh! Hayır öyle değil. Sadece biyolojiyi seviyorum.

Bence zeki birisiniz, kabul etmeseniz bile. Oysaki benim sadece sanata yeteneğim var:) Sanatla ilginiz var mı?

Sanatın her dalını severim. Ama size sormak istediğim birşey var. Sizin hastanede ne işiniz var? Lütfen yanlış anlamayın sadece merak ettim.

Doğru size söylemeyi unuttum. Oda arkadaşım rahatsızlandı ve onu hastaneye getirdim. Hemen yan odanızda kalıyor. Doktorla konuşmak için dışarı çıkmıştım ve konuşmamız bittikten sonra kapınızın açık olduğunu farkettim. İçeride kimin olduğunu bilmiyordum ama rahatsız olmamanız için kapayı kapatmak istedim. Tam kapıyı kapatacakken sizi gördüm ve hemen tanıdım. Odada yalnız olduğunuzu gördüm. Bu yüzden yanınıza uğramak istedim.

Aslında arkadaşım ben uyumadan önce buradaydı ama nereye gittiğini bilmiyorum.

Anladım. Umarım sizi rahatsız etmemişimdir. Peki size ne oldu, neden buradasınız?

Hayır rahatsız olmadım. Bana, ne olduğuna gelirsek uçaktaki yiyeceklerden zehirlenmişim. Doğrusu bende neler olduğunu hayal meyal hatırlıyorum. Sizinle konuştuktan sonra arkadaşımla taksiye bindim. Yolda fenalaştım ve arkadaşım zaman kaybetmeden beni hastaneye getirmiş.

Geçmiş olsun. Size ayrılmadan önce dikkat edin kendinize demiştim. ( Dedi ve güldü. Öyle gülünce gamzeleri çıktı tekrardan.)

Teşekkür ederim. Evet haklısınız bunu söylemiştiniz ama kimse böyle birşey olacağını bilemezdi ki:)

Doğru bu sizin suçunuz değil:)

Bir dahaki sefere yediklerime dikkat ederim bende.

Ben sizi daha fazla yormayayım. Dinlenmeniz gerek. Umarım tekrar karşılaşırız.

Aslında arkadaşım ve onun erkek arkadaşını bekliyordum ama şuan ikiside ortalıkta yok. Birazdan gelirler büyük ihtimalle.

(Samimi bir şekilde) İsterseniz sizinle bekleyebilirim. Benim arkadaşımda şuan uyuyor ve benim yapacak birşeyim yok.

Sorun değil ama sizden bir ricam olacaktı.

Tabi buyrun.

Acaba hemşireyi çağırabilir misiniz? Serum bitmek üzere ve canım biraz acımaya başladı.

Ahh! Tabiki hemen çağırıyorum.

____________

Jung'un çağırmasından sonra hemen hemşire geldi. Serumu çıkardı ve ağrılarımın azalması için iğne yaptı. İğneden sonra ağrılarımın biraz daha azaldığını ve kendime geldiğimi hissettim. Hemşireye korece teşekkür ederek onlar gibi başımı eğdim. Hemşire gülümseyerek karşılık verdi ve odadan çıktı. Hemşire gittikten sonra Jung'a yardımı için teşekkür ettim ve yatağımdan hafifçe doğruldum. Jung'a oturmasını rica ettim. Geldiğinden beridir ayakta duruyordu ve konuşmamız boyunca saygısını hiç bozmamıştı. Terbiyeli insanlar herzaman dikkatimi çekmiştir ve Jung'da öyle insanlardandı. İyi aile terbiyesi aldığı belliydi. Ama benim şuan düşündüğüm başka birşey daha var.
Ben uyanalı uzun zaman olmuştu ama Serap halen ortalıkta yoktu. Onun için endişelenmeye başlamıştım. Jung'tan özür dileyerek hemen Serap'ı aradım. Telefonu meşgule aldı ilk aramada. Yanlışlıkla meşgule aldığını düşünerek tekrardan aradım ama yine açmadı. Normalde Serap asla gelen çağrıları açmamazlık yapmazdı. Ne olduğunu çok merak etmiştim ama Serap telefonu cevaplayana ya da gelene kadar neler olduğunu öğrenemeyecektim belli ki. İçimde kötü bir his uyandı birden. Jung bunu anlamış olacakki hemen ne olduğunu sordu. Arkadaşıma ulaşamadığımı ve onun için çok endişelendiğimi belirttim. Gerçekten şuan endişeliydim başka birşey düşünemiyordum. Acaba birşey mi olmuştu yoksa Serap beni burda yalnız bırakıp nereye giderdi ki?

Yine kendi kendime kuruntular yapmaya başladım. Böyle kötü düşünmemeliyim. Belki sadece bir işi çıkmıştır ve telefonuda müsait olmadığı için açmamıştır. "Tamam Ebru iyi düşünmelisin. En iyisi böyle düşünmek sakin ol" dedim kendi kendime tekrardan. Belkide sadece Hwan'ı karşılamaya gitmiştir. Kendi kendime konuşurken Jung'un bana tuhaf tuhaf baktığını gördüm. Türkçe sesli bir şekilde düşünüyordum ve Jung dediklerimi anlamadığı için dikkat kesilmiş beni dinliyordu. Onu öyle görünce gülmeye başladım ve ona sakinleşmek için bazen kendi kendime böyle konuştuğumu söyledim ve birde "Deli olduğumu düşünmeni istemem" dedim. O ise "İlk kez senin gibi birini gördüm" dedi samimi bir şekilde. "Aslında deli olduğunu düşünmedim sadece yaptığının çok mantıklı olduğunu söyleyebilirim. Sonuçta bir insan kendini daha iyi tanır ve düşüncelerine daha iyi yön verir." dedi.
"Amma da güzel konuştun be Jung:))), kesin beni deli sanarsın diye düşünmüştüm " dedim ama bunu türkçe söylemişim meğerse.

Halen alışamadım dil değişimine deyip özür diledim ondan. Biraz önce ki sözlerimi çevirme gereği duymadım ve çevirmek istesemde "Ammada güzel konuştun be Jung" nasıl derim ben ona:)))

Jung'la biraz daha sohbet ettikten sonra aklıma yine Serap geldi. Telefonuma baktım. Gelen bir mesaj veya arama yoktu. Umarım kötü birşey yoktur diyordum ama aklımda tek soru vardı.

Serap nerde???

++++++++

Kore'deki HazinemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin