home

3.2K 324 175
                                    

Mavi ışıklarla aydınlanan loş odanın duvarları koyu yeşildi. Kendi odasından kat ve kat büyüktü, etkileyiciydi.

Draco'nun büyük boy yatağı odanın gerisinde dağınık bir şekilde duruyordu. Örtüleri klasik Slytherin renkleriydi. Yatağının yanındaki kitaplık ağzına kadar ciltli kitaplar ve iksir şişeleriyle dolmuştu. Birkaç kitap yerde açık duruyordu. Araştırma yapıyormuş gibi duruyordu.

Dolabı yatağına biraz daha uzaktı. Ağzı açık dolap darmadağınıktı. Siyah kıyafetler yerlerde sürünüyordu. Dolabın yanında ise kırık bir boy aynası duruyordu. Kırık cam parçaları yerdeydi.

Yanmayan şöminenin üstünde içinde aile fotoğrafı olduğunu düşündüğü bir çerçeve ve mektup destesi duruyordu. Parşömen kağıtları yere saçılmıştı. Odanın belli kesimleri sanki savaş çıkmış gibi duruyordu.

Harry odada gözlerini gezdirirken bomboş olan köşeye baktı. İki zincir duvarda sallanıyordu. Yer ve duvar... maviydi. Harry yaklaştı ve dokundu. Hayır mavi değildi, buz tutmuştu. Elini buza değdirince bu odanın ne kadar soğuk olduğunu hissetti. Vücudu titriyordu ve ağzından çıkan buharı görebiliyordu. Draco onun bu halini görünce şöminenin önünde duran sandalyeki  koyu yeşil örtüyü aldı ve Harry'nin üstüne sardı. Artık biraz daha sıcaktı.

Draco boğazını temizlemek için hafifçe öldürdü ve Harry'e döndü.
"Evime, yani odama hoş gelfin. Hangi konuda yardıma ihtiyacım olduğunu anlayacaksın. Ama sakın gerilme. Zararlı değildir. Yani çoğunlukla değildir."  Draco'nun ne dediğini anlamasa da tamam anlamında kafa salladı. İçinde dev bir yılan göreceğiyle ilgili korkunç bir his vardı.

Draco hafif bir ıslık çaldı. Birkaç saniye sonra beyaz-mavi yılan kendini gösterdi. Bingo. Yılan yatağın altından çıktı ve  sürüne sürüne Draco'nun üstüne geldi. O kadar uzundu ki Harry yılanın sonu yok sandı. Ayağından sürünerek Draco'nun üstüne tırmandı ve omzunda durdu. Kırmızı gözlerini Harry'e dikti ve tısladı.

"Bu Vips. Neden bilmiyorum ama olaydan beri... peşimden ayrılmıyor. Sürekli, durmadan tıslıyor." Bunu dediği anda yılan yeniden tısladı. "Ne dediğini öğrenmek istiyorum. Beni anlıyormuş gibi görünüyor ama hiçbir fikrim yok."

Harry yılana baktı. Draco'ya benziyordu. Açık mavi bir ışık saçıyordu. Vücudunun her yeri aynı renkti, sadece gözleri kan kırmızısıydı. Bu konulardan anlamasa da özel ve sıradışı bir yılan olduğunu düşündü. Aynı Draco gibi.

Peki Draco'nun sakladığı şey bu muydu? Ama bu derslere girmemesini ve hasta görünmesini açıklamıyordu. Sormak istiyordu ama  merakını sakladı. Önce ona yardım etmeliydi.

Yılan yeniden tısladığında sesi kafasında yankılandı.

Seçilmiş olan kabullenmeli. Sınavda hayatta kaldı artık zorunda soğuğu kabul etmek. Kaderi ölmek.

Dediği şeyler çok yoğundu ve Harry sadece birazını anlayabildi. Draco'ya nasıl çevirmesi gerektiğini düşünüyordu. "Senin seçildiğini ve kabullenmeni söylüyor. Yoksa sanırım...öleceksin."

Draco'nun yüzünü bir duygu fırtınası kapladı. Önce sinirlendi ve yılanı üstünden atmaya hazırlandı. Sonra hüzünlendi, yılanı tutup yavaşça yere bıraktı. Yılan sürünerek yatağın altında kayboldu.

Draco zincirlerin olduğu köşeye doğru yavaşça yürüdü ve kendini yere bıraktı. Bir eliyle mavi saçlarını çekiştirmeye başladı. Daha da çökmüş duruyordu. Harry ne demesi gerektiğini bilemedi. Tek anladığı önünde yıkılan çocuğun başından çok kötü şeyler geçtiğiydi.

"Bana anlatabilirsin. Tüm bu yılan, derslere girmemen ve herkesten uzak olmanın sebebini. Neden bana korkunç davranmadığının sebebini. Dinlerim." Harry ilerledi ve Draco'nun önüne oturdu. Yeşil gözlerinde anlayış ve merak kırıntıları vardı.

Draco kafasını kaldırdı ve yeşil gözlere baktı. Belki de yardımına karşılık bir şeyler anlatabilirdi. Ama anılarını hatırlayınca kontrolünü kaybetmekten korktu. "Yapamam." Dedi fısıldayarak.

Harry hayal kırıklığına uğradı. Üstelemeyip konuyu değiştirmeye çalıştı. "Burası buz gibi. Yerler donmuş. Nasıl burada durabiliyorsun?"

Draco acıyla gülümsedi. "Soğuktan nefret ediyorum. Ama ısınamıyorum." Harry bugün bininci kez Draco'nun neyden bahsettiğini anlamadı.

Draco ayağa kalktı ve Harry'nin önceden çantasında gördüğü ilaç kutularından birini aldı. Birkaç hapı ağzına atarken Harry onu izledi. Bir süre önce Draco kasılmaya ve titemeye başlamıştı. Duvarı gösterdi. "Artık gitmelisin."

Harry'nin aklından sormak istediği sorular uçuşuyordu. İtiraz edecekti ama Draco'nun ne kadar kötü durduğunu görünce sustu. Kafasını salladı ve duvara dokundu. Duvar yine yıkıldı ve karanlık koridor gözüktü. Harry dışarı çıktı. Duvar kapanmadan önce Draco'nun mırıldamasını duydu. O kadar sessizdi ki birden hayal kurduğunu sandı.

"Teşekkürler, Potter."

I C E P R I N C E |drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin