1.BÖLÜM:REENKARNASYON

906 61 24
                                    

Dünyayı yöneten Hirojia imparatorluğündaki bir krallıkta sevinç nidaları duyuluyor'du. Bu kralık bir çok krallığa göre adaletli ve özel bir krallıktı. Krallığın adı ise Kralın soy adı olan Breda Krallığı idi.

Sevinç nidalarının gelmesinin sebebi kralın bir çocuğu dünyaya gelmişti. Bunun sevinciyle kral Luis Breda Tam 2 haftadır kutlamalar başlatmıştı. kralın çocuğunun adı ise Victor Bredaydı.

Bunun şerefine komşu ve dost krallıklar hediyeler getiriyorlardı. Çünkü Breda krallığı en güçlü olmasa bile güçlü bit krallıktı. Bu yüzden buraya dostluk kurmak isteyen çok kralık vardı. Ve hala
İmparatorluğun dört bir tarafından hediyeler gelmeye Devam ediyordu.

Başkente olan krallık Sarayında İse Victor'un annesi Miya Breda, oğlu Victor ile ilgileniyordu.

VİCTOR BREDA

Beni seven yani güya annem olan kadına sinirle bakıyordum. Çünkü parmaklarıyla karnımı gıdıklıyor buda beni sinir ediyordu. "Oy oy Küçük Victor sinirlenmişmi" dedi.

Neyse şu kadını unutalım ben nasıl konuşuyorum diye düşünüyorsunuzdur. Cevabı bende bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum geçmişte Türkiye'de yaşıyordum. Ama ne olduysa o gün oldu.

Mutfakta kendime yiyecek bir şeyler hazırlıyordum. Ocakta yemekler pişiyordum. Elimde ise salatayla uğraşıyorken telefon çalmıştı. Arayan kişi annemdi telefonu açıp salona geçmiştim.

Telefonu kulağıma yaklaştırıp "Alo anne nasılsın" demiştim. annem yaşlı olduğu için iki iç kere öksürmüştü. Sonra "Alo oğlum iyiyim ben sen nasılsın" derken konuşmaya dalmıştık.

Nerden bileğim ocaktaki Ateş sıçrayıp perdeyi yakacağını. Yavaşça perdeyi yamaya başlamış sonra halıyı. Salonun kapısını neden kapatığımı bile bilmiyordum. Maldım her halde. Kısa sürede her yer yanmaya başladı. Salonun kapsı yanıldığını görmüştüm.

Hızla kapıyı açtımki her yer yanıyor. Kapı uzağımdaydı Oray'a gidene kadar yanıp kül oldurdum. Ama alev salona sıçramaya başlamıştı. Telefon elimden atmıştım hemen balona koştum.

Balkona girdiğimde dışarıya "Yardım edin lütfen!" Diye bağırdım. Atlayamazdım nedeni 8.katta oturuyordum. Herkes buraya toplanmış yardım edeceğine video çekiyordu.

Duman balkonu sarıp sarmalamıştı. önümü dahi göremiyordum. resmen kör olmuştum. Yavaşça uzaklaşmaya çalışırken ayağım ne olduğunu bilmediğim şeye takıldı. Göremiyordum zaten kendimi kurtarmak için çırpınıyordum. Ama hızla aşağıya düşmeye başlamıştım.

Ondan sonrası karanlık zaten. İşte burdayım. Yeni bir beden, yeni bir ev, yeni bir dünya ve yeni bir hayattayım. Kapı açıldı içeriye siyah saçlı, gür sakallı, esmer tenli bir Adam girdi. Bu benim babam Luis'di.

Luis Küçük bir bebeğin yanında olan sarı saçlı, esmer tenli, ve yeşil gözlü kadına baktı. Yavaşça bebeğin yanına gelip "oğlumuz Nasıl Miya" dedi. Ona bakıp içimden İyi dedim. nede olsa bir metre bile olmayan boyumla çok iyiyim. Dedim kendi kendime.

Kadın yani annem Miya Babam Luise'e baktı. "Çok iyi ama gıdıklanmaktan hoşlanmıyor" dedi. Bunun üzerine ayı gibi olan Babam suratına bir tebessüm oluştu. "Hani bakim oy oy sen gıdıklanmaktan hoşlanmıyormusun" dedi. Elini uzatıp nerdeyse yüzüm kadar olan işaret parmağını uzattı. Karnımı gıdıklamaya başladı. Kendimi zor tutuyordum.

THE DEVIL'S WORLDWhere stories live. Discover now