90 12 65
                                    

"Aah! Su çok soğuk!"

"Hadi Tae Tae hyung, birden girince alışırsın!"

"Tamam dur- ya su atmasana!"

Suyu avuçlarıma alıp Taehyung hyungun üzerine atarken kahkaha atıyordum. Birden suya dalıp kendini alıştırdıktan sonra şeytani bir bakış atıp bana doğru gelmeye başladı.

"Şimdi bittin sen."

Beni boğmaya çalıştığında hala gülüyordum ki başardığında bir ağız dolusu tuzlu su yuttum.

İntikam almak için üstüne atladığımda Jimin hyung yanımıza geldi.

"Kurtar beni Jimin!!"

Tae hyung Jimin hyungun arkasına saklanıp başını omzuna koyunca "Aramıza girme Jimin hyung, cezasını çekmesi gerek." Dedim kötü adam edasıyla.

Jimin hyung da oyunumuzu devam ettirip "Onu almak için önce benim cesedimi çiğnemen gerek!" Diyince üçümüz de kahkaha attık.

Hava oldukça sıcaktı ve hepimizin denize gelmesini sağladıkları için Hoseok ve Yugyeom hyunga teşekkür ettim.

"Ne demek kook, sen olsan aynını yapardın. Ha, Pezevenk Taehyung yapar mıydı bilmem."

"Seni-"

Taehyung Hoseokun üstüne atladı ve boğuşmaya başladılar. "Aa, yengeç mi o?"

"Hani nerde?!?!"

Tae hyung cırlayarak Hoseok hyungun üstüne çıktı. "Şaka lan bırak kafamı kopardın!"

Herkesin eğleniyor olması beni mutlu etmişti. Kızlar güneşlenirken biz denizde boğuşuyorduk, ancak Yoongi hyungu geldiğimizden beri görmedim.

"Nereye Jungkook?"

"Imm şeyy... tuvalete gitmeliyim."

Denizden çıkıp havlum ile kurulandım. Denizin hemen yanında ağaçların arasından geçen bir yol vardı ve düz ilerleyince karşınıza bir tepe çıkıyordu. Tepeden aşağı bakınca denizi ve herkesi görebiliyordunuz. Yoongi hyungun orada olabileceğini düşünüp oraya doğru ilerledim.

Ağaçları atlatıp tepeyi gördüğümde Yoongi hyungu oturarak ayaklarını uçurumdan sarkıtırken gördüğümde yanına ilerledim ve oturdum. Üstünün çıplak olması ve altına sadece kırmızı bir mayo olması kızarmama neden olmuştu.

"Neden yüzmüyorsun hyung?"

"Suyu pek sevmem."

"Hyung, kedi misin sen?"

Söylediğim şeye kıkırdarken onun gülmediğini görünce susup yüzüne baktım. "Hyung, sorun ne?"

"Bir şey yok-"

"Kötü bir şey olduysa bana söyleyebilirsin."

"Hayır öyle değil. Huff, gülmeyeceğine söz verirsen söylerim."

Kaşlarımı çatarak mızmızlandım. "Hyung neden güleyim ki!"

"Söz vermezsen söylemem."

"Tamam söz."

"Sorun şu ki... ben yüzmeyi bilmiyorum."

Söylediği şey ile gülmemek için kendimle cebelleşirken gözlerimden yaşlar akıyordu. En sonunda dayanamayıp büyük bir kahkaha patlattığımda sinirle kafama vurmaya başladı. "Gülmeyeceğine söz vermiştin!"

"Hyung ama bu çok tatlı, bu yaşında hala nasıl yüzmeyi bilmezsin?" Hâlâ gülmeye devam ediyordum ve en sonunda o da gülmeye başladı.
Birden ayağa kalktım ve elimi ona uzattım. Anlamazca bana bakarken elini tutup ayağa kaldırdım ve ağaçların arasından geçip onu denizin kıyısına getirdim. "Jungkook napıyorsun?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

School Trip [yoonkook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin