1

7.4K 431 333
                                    

Lütfen oy verin.

Ben Annie Leonhardt. Asla kahraman olamayacak biriyim. Bu dünyada bile.

Herkes eşit doğmaz. 4 yaşımda toplumumuz hakkında öğrendiğim gerçek buydu. Ve bu benim ilk ve son yenilgimdi.

Her şey Çin'in Qinhqing şehrinde başladı. Işık saçan bir bebek doğduğu haberi verildi. O zamandan beri farklı yerlerde süper güçler keşfedildi ve hala bunun nedeni bilinmiyor. Çok geçmeden doğa üstü güçler normal sayılmaya başladı. Hayaller gerçek oldu. Dünya süper insan topluluğuna dönüştü. Dünya nüfusunun %80'inin bir çeşit süper gücü var. Kaos dolu bu dünyada bir zamanlar herkesin hayal etiği meslek gerçek oldu. Bu mesleğin adı; lanet olası Süper Kahramanlık.

Ve ben her tarafın mükemmel süper kahramanlarla dolu olduğu bu dünyada bir kötü adamın kızı olarak doğmuştum. Dorobō (Japonca hırsız anlamında).
Babamın özgünlüğü isminden de anlayabileceğiniz üzere insanların özgünlüğünü çalmaktı. Özgünlüğüyle dokunduğu kişinin özgünlüğünü 10 dakikalığına alabiliyordu ve özgünlüğünü aldığı kişi bu süre zarfında özgünlüğünü kullanamıyordu.

Benim özgünlüğümünün babamınkine benzemesi ve onunkine kıyasla çok daha güçlü olması başıma büyük bir belaydı. Özgünlüğüm Koleksiyondu.
Dokunduğum insanların özgünlüğünü kopyalayarak sonsuza kadar kullanabiliyordum ve bunun özgünlüğünü aldığım insanda hiçbir etkisi olmuyordu. Bu yüzden bunu kimseye farkettirmeden yapmam bir hayli kolaydı. Onlara gizlice dokunmam özgünlüklerini kopyalamam için yeterliydi. Tam olarak kaç özgünlük depolayabileceğimi bilmiyorum ama doktorun dediğine göre bu benim vücudumun fiziksel gücü ile alakalıydı.

Tabi babam bunu duyduktan sonra beni rahat bırakmamış günün birinde onunla çalışmam için bir dövüş makinesi gibi eğitmeye çalışmıştı.

Ben ailede babamın ilgilendiği tek kişiydim annemi ve ablam yokmuş gibi davranırdı. Tabi bu ilgilenmenin iyi anlamda olduğunu düşünmeyin. Beni 'eğitmek için' bir odaya kapatıp günlerce aç bırakır, işlence ederdi; bana işkence edip aç bırakırlarsa dayanabilmem için(!) . Sürekli döverek karşı gelmem gerektiğini söylerdi. Güçlenmemi bahane ederek bana işkence etmeye bayılırdı özgünlüğüm onunkinden güçlü olduğu için kendince kıskanıyor ondan güçsüz olduğumu kendine ve bana göstermekten zevk alıyordu.

Annem Mida Leonhardt güçlü biri değildi hiç de olmamıştı. Ama her zaman iyi bir anneydi babama beni dövmemesi için yalvarırken kaç kere dayak yendiğini hatırlamıyorum bile.

Ablam Asuna ise annemden pek farklı değildi özgünlüğü dokunduğu insanların gelecekteki hayatının farklı bir paralel evrende onlar olmadan nasıl olacağını iki saatlik bir film şeklinde göstermeye yarıyordu. Ablamla küçüken onun yoldan geçen insanlara dokunmasını sağlar ve insanların hayatlarının onlar olmadan nasıl olduğunu izlerdik. Hatta özgünlüğüne bir isim bile takmıştık "Sen olmasaydın hayatın nasıl olurdu?" Evet bir özgünlük için cidden uzun bir isim. Ablamın özgünlüğü bir kötü veya kahraman olmak için elverişli olmadığından ben babamın tek çaresiydim.

10 yaşıma kadar her gün yaşadığım hayattan nefret ederek uyanmıştım. Babam yüzünden daha 10 yaşında inanılmaz bir dövüş makinesi olmuştum, bana zorla bir sürü güçlü özgünlüğü kopyalatmış koleksiyonuma 6 farklı özgünlük yükletmişti, ama asla bir çocuk olamamıştım. Hayatımda hiç salıncakta sallanmamıştım, hiç oyuncağım olmamıştı.

Ama bir gün iyi bir şey oldu bu belki de hayatımda olan en iyi şeydi. Bir süper kahraman babamı yakalamıştı. Endeavor. Hayatımı kurtarman kahraman Endeavor'du. Ona borçluydum beni kurtarmıştı. Bana yeni bir hayat vermişti. O sadece güçlü bir kötü adamı yendiğini düşünüyordu ama bundan fazlasıydı o bir aileyi kurtarmıştı. O beni kurtarmıştı gün kendime bir söz vermiştim. Babamın aksine bir süper kahraman olacaktım ve Endeavor'a olan borcumu ödeyecektim.

Babam yakalandıktan sonra Ablam üniversiteye gitti ve özgünlüğü sayesinde mükemmel bir filim senaristi oldu. O hayatımızı daha iyi bir şeye dönüştürmek için çabalarken bende kahraman olmak için çalıştım.

Hayatım iyice güzelleşip yerine otururken ablam genç yaşta kariyer basamanlarını bir bir tırmanarak japonyanın en iyi senaristlerinden biri haline geldi. Annemse bizi yaptığımız her şeyde destekleyerek iyi olduğunu söyledi fakat babam onu kabuslarında rahatsız etmeye devam ediyordu.

Ben ise babamın bıraktığı travmaları atlatmaya çalışırken aynı zamanda İyi bir süper kahramanlık akademisine girmeye çalışıyorken hayat bir kez daha yüzüme güldü bir gün boş bir çıkmaz sokakta babamın zorla kopyalattığı özgünlüklerle antrenman yapıyordum. İnsanlardan gizlice aldığım özgünlükleri kulanırken kendimi hırsız gibi hissediyorum, babam gibi. Bu yüzden kendime bir söz vermiştim bir daha her ne olursa olsun birinin özgünlüğünü o izim vermeden kopyalamayacaktım.

"Vay canına." Gelen sesle hızla arkamı döndüm gördüğüm kişiyle hayli şaşırmıştım bu kişi Edgeshot'du (Devlet'e bağlı profesyonel bir süper kahraman)

"Özgünlüğün ışınlanmak mı? Baya havalıymış Çocuk"

"Hayır." Dedim "benim özgünlüğüm Koleksiyon başka insanların özgünlüğünü kopyalıyorum ve kullanıyorum."

"Bir süresi veya depolama limiti yok mu?" Dedi hayretle oldukça şaşırmışsa benziyordu.

"Özgünlükleri kullanma sürem mi? Hayır, kopyaladığım özgünlükleri kendi özgünlüğümmüş gibi kullanıyorum. Limitim ise bedenimin gücüyle aynı orantıda bedenimi geliştirdikçe daha fazla güç alabiliyorum."

Edgeshot'la yani Shinya Kamihara'yla böyle tanışmıştık daha sonrasında -beni tanıyınca, kim olduğumu ve ne olmak istediğimi öğrendiğinde- güçlenmemde yardımcı olmuştu o benim akıl hocam gibiydi ondan bir sürü şey öğrenmiştim

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Edgeshot'la yani Shinya Kamihara'yla böyle tanışmıştık daha sonrasında -beni tanıyınca, kim olduğumu ve ne olmak istediğimi öğrendiğinde- güçlenmemde yardımcı olmuştu o benim akıl hocam gibiydi ondan bir sürü şey öğrenmiştim. 15 yaşıma gelene kadar beni eğitmişti U.A Akademisine gitmem için.

U.A Akademisi Japonya'nın en iyi süper kahramanlık akademilerinden biriydi. Bir kötü adamın kızı olarak beni oraya alırlar mıydı bilmiyorum ama Shinya-Sensei beni okula önerecekti. Okulun müdürünü  iyi tanırmış ve ona söylediğinde beni sınava bile sokmadan tavsiyeyle girenler listesine alacağını söyledi.

Ona güveniyorum ama aynı zamanda korkuyorum da hadi Müdür ve öğretmenleri geçtim Öğrenciler yanlarında bir kötü adamın kızının olmasını isteyecekler miydi? Üstelik her an özgünlüklerini kopyalayabilecek biri

Annie's Hero Academia [Todoroki](düzenleniyor)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora