4.bölüm

25.9K 1K 153
                                    

Instagram:dolunaayyz

"Hadi aşağıda bizi bekliyolar kızlar, deniz!"
Yarım saattir denizi evden çıkarmak için uğraşıyordum.
Kızlar binanın önünde bizi bekliyolar fakat deniz hanım ayakkabısını bulamıyor.
"Tamam geldim."
Yanıma geldiğinde bir şey demeden direk evden çıkıp kızların yanına ilerledik.

"Ay sonunda."

Merveye gözlerimi devirip kuaföre doğru yürümeye başladım. Kuaförün kapısına geldiğimizde hemen içeri geçtik. Gizem ablanın saçı yapılırken aynadan bize sahte kızgınlıkla bakıp konuştu.
"Kız nerede kaldınız."
"Geldik abla hemen başlayalım."
Kabanlarımızı çıkardıktan sonra bize ayrılan koltuklara oturup saçımızı yaptırmaya başladık.
Bu gidişle anca yetişecektik.

Bir saatin sonunda hepimiz hazırlanmıştık.
Merve çok güzel bir dizinin altında biten mor elbise giymişti, hazan siyah bir tulum giymiş saçlarını tepeden toplamıştı, deniz ise bebe mavisi bir uzun elbise giymişti, ve ben tabiki siyahtan vazgeçmedim. Üzerimde ki siyah elbisemi düzeltip kabinden çıkarak kızların yanına doğru ilerledim.

Gizem ablanın yanına oturup ellerini tuttum.
"Çok güzel oldun ablacığım hep böyle mutlu ol." Kendi öz ablammış gibi severdim gizem ablayı. Üzerindeki kırmızı bindallısıyla kesinlikle mükemmel duruyordu.
"Sen de çok mutlu ol kuzum. Çok güzel olmuşsun."

"Sen mi ben mi? Mert abinin dibi düşecek. Neyse ben gideyim de rujumu süreyim."
Gizem ablanın yanından kalkıp aynanın karşısına geçtim. Elime kırmızı rujumu alıp dikkatli bir şekilde sürdüm. Çok güzel olmuştum. Makyajım siyah buğulu bir makyajdı, saçım ise dalgalı yapılmıştı.

Kuaförün dışından korna sesleri gelince gizem abla hemen ayağa kalkıp saçlarını düzeltti.
"Ay geldiler! Ne yapacağım, makyajım güzel mi? Saçım nasıl?"
Onun bu tatlı telaşına gülerek bakıyorduk.
Kuaförün sahibi ayşe abla kapıyı açmıştı. Mert abi lacivert bir takım elbise giymişti. Yakışıklı mert abim be!
Gizem ablayı gördüğü an donup kalmıştı.

Gözüm arkaya kaydığında emre ile gözlerimiz kesişti. Bana mı bakıyordu? Bakışlarım üzerine kaydığında yutkunmadan edememiştim. Üzerine giydiği siyahtan oluşan takım elbise üzerine fazlasıyla güzel olmuştu. Çok yakışıklıydı insafsız.

Ona 32 diş gülümseyip zorlukla gözlerimi ondan çekerek mert abi ile gizem ablaya baktım. Kolkola girmiş dışarı çıkıyorlardı. Biz de kızlarla arkalarından çıkıp bizimkilerin yanına gittik.

"Ne olmuş lan bunlara, bizim kızlar nerede?"
Egenin dediği şeyle kafasına bir tane patlatıp onu susturdum.
"Lan bu ne! Mavi o bacaklar niye meydanda, sen niye kızlar gibi kapatmadın o bacakları? Kırarım bacaklarını senin!"
Kuzey abi kızgınlıkla bana bakarken emreninde ondan farkı yoktu. İkiside sinirli sinirli bana bakıyordu.

"Abiciğim kız kıza olacağız ne olacak? Hem zaten düğündeki uzun bir şey olmaz, elbise dizimin altında zaten."

Oflayarak kuzey abime isyan ettim. Bu kadar da üzerime gelmesinler canım.
"O kırmızı ne o kırmızı?"
Emrenin dediği şeyle tek kaşımı kaldırdım.
"Sanane emre abi?"
Sinirle bana bakarak ağzında bir şeyler homurdanırken onu takmamaya çalıştım.
Kudursun!

"Lan erkeklerde yukarıda izleyecek. Bana bakın kıvırtanı yakarım. Deniz, mavi, öldürürüm sizi." Kuzey abi bunları söylerken emrede başıyla onu onaylıyordu. Deniz bana göz kırpıp kuzey abime doğru dönerek sırıttı.
"He abi he."
Kuzey abim ağzını açmıştıki mervenin konuşmasıyla arabalara doğru yol almıştık.

"Hadi geçin arabaya geç kalacağız!"

Gecenin ilerleyen saatleri hızla devam ediyordu. Kızlarla inadına sürekli oynamıştık. Bir kere bile oturmamıştık. Roman havası çalınca kendimizi kaybetmiştik. Denizle çok severdik roman havasını. "Kuzey abim kesin şuan çıldırıyor. Sinirden patlıcana dönmüştür." Deniz'in dediğiyle kahkaha atarak başımı salladım. Kesinlikle kuduruyordu.

Gecenin Ay'ı/mahalle klasiği ~tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin