30_

3.7K 214 10
                                    


1834


" Elmalı turtayı uzatır mısın."

Az önce yediği reçelle, bulanmış işaret parmağını yaladı ve daha ne yiyebilir diye önündeki masayı incelemeye başladı.
Genç adam kıkırdayarak, eline aldığı turtayı ona doğru uzattı ama Lucinda turtayı almak için uzanınca, elini geri çekti ve eğilerek genç kadının çıplak ve dolgun göğsünden öptü.

Lucinda kıkırdadı ve

" Hadi ver şunu." dedi. Charles yeniden gülerek, elmalı turtayı sonunda genç kadına verdi.
Ve yarım ağız gülümseyerek, yanındaki güzel kadının, büyük bir iştahla turtayı yemesini izledi.


1845

Lucinda, akşam yemeği için evin yemek salonuna geçiş yaptığı anda harıl harıl yanan şöminenin yanındaki, pek de uzun olmayan tam ortasında mumların yer aldığı kocaman bir şamdan, etrafında da nefis yemeklerin bulunduğu ahşap masa gözüne çarptı.

O kadar aç hissediyordu ki, gözlerini yemeklerden zor ayırıp, masanın başında oturmuş olan Charles Wynter'a baktı.
Genç adam salonun her tarafında bulunan mumların aydınlığı altında, oldukça yakışıklı görünüyordu.
Her zamanki gibi..

Yutkundu.

" Leydi Lucinda, kapıda öylece durmaya devam mı edeceksiniz"

Genç adamın bariton sesi salonda yankılanırken, hafifçe irkildi.
Genç kadın yavaşça masaya doğru ilerledi.
Charles Wynter yerinden kalkarak, hemen yanında duran sandalyeyi çekip Lucinda'nın oturması için ona yer verdi. Genç kadın ifadesiz bir surat ifadesiyle teşekkür bile etmeden, ona sunulan yere oturdu.
Charles Wynter yerine oturmadan önce

" Bayan Julia bugün erken uyudu, o nedenle yemek servisini ben yapmak zorunda kalacağım. " dedi.
Lucinda buna karşılık tek bir laf bile etmeden, önünde duran tabağın yanındaki katlanmış beyaz bezi alarak, açtı ve bacaklarının üzerine yerleştirdi.

Genç adam masadaki büyük çorba kasesinde uzanırken

" Sıcacık mantar çorbası, sizin sevdiğinizi öğrendim. " diye mırıldandı ve kaseyi eline aldı.
Genç kadın, tebessüm etmek istese de bunu asla yapmadı.
Lucinda mantar çorbasına bayılırdı ve Charles Wynter'ın bunu, Leydi Weber'dan öğrenme ihtimali oldukça yüksek görünüyordu.

Genç adam kepçenin içindeki sıcak çorbayı, yavaşça genç kadının önündeki kaseye döktü. Ardından kendi kasesine de döktükten sonra, elindekini yerine yerleştirdi ve sandalyesine oturdu.

" Lütfen başlayın, çorba soğumaya gelmez."

Genç kadın genç adamın ettiği bu laf ile, eline aldığı kaşığı kaseye daldırdı ve çorbasından bir yudum aldı.
Gözlerini kapayıp inlememek için kendini zor tuttu.
Çorba tam anlamıyla harikaydı.
Ya da saatlerce aç olduğu için, ona böyle geliyordu.
Ancak bildiği tek bir şey varsa, o da çorba tek kelimeyle lezizdi.

Bir kaşık daha aldı ve içti.
Sonra bir kaşık daha.

Charles da bir yandan çorbasını içerken, masanın köşesindeki ekmek dolu tepsiyi genç kadına doğru uzattı.

" Bir parça alır mısınız? "

Lucinda kafasını kaldırıp önce tepsiye, ardından Charles'ın yakışıklı yüzüne baktı.
Genç adam, oldukça ifadesizdi.
Elini uzatıp, tepsiden bir parça beyaz ekmek aldı.
Charles, tepsiyi yerine koydu ve çorbasını içmeye devam etti.

YENİDEN SEN (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now