JJK (Texting)

[9]

Sabah; Saat 5

Mi Cha:
Aşkım aşağıdayım ben. Neredesin sen? Hadi ama. Sabırsızlanıyorum seni görmek için.

Jungkook:
Arkana bak bebeğim...

Yazarın Ağzından:

Her iksi de hazır, artık birbirlerini görmek için can atıyorlardı. Jungkook Mi Cha'ya seslendi. Hemen ardından da birbirlerine sarıldılar.

Mi Cha: Fotoğraflarda gördüğümden daha yakışıklısın... Çok yakışıklısın.

Jungkook: Saçların... Çok yakışmış. Sana bu kadar yakışacağını tahmin etmemiştim.

Ve sonrasında Jungkook kendine hakim olamayıp kızın dudaklarına yapıştı. Kız şaşırmamış olacak ki anında karşılık verdi.

Oğlanın ellerinin biri kızın çenesinde, diğeri ise belindeydi. O ellerle kıza kendini daha çok bastırıyordu. Kızın elleri ise oğlanın ense ve saçlarındaydı.

Jungkook kendini daha çok bastırdığında kızın ağzından küçük bir inleme kopmuştu. Ve iksi nefessiz kalınca ayrılmak zorunda kaldılar.

Jungkook: Arabaya bebeğim. Otelde devam ederiz.

Kız, kafasıyla Jungkok'u onayladıktan sonra arabaya bindiler. Yolculuğun ilk dakikasında Mi Cha, yüzünü Jungkook'tan ayıramıyordu. Jungkook ise bir elini direksiyondan çekip, kızın bacağına koymuş, yavaş ve narin bir şekilde okşuyordu.

Otele geldiklerinde Jungkook, Mi Cha'nın elini sıkıca kavrayıp, bırakmamak üzere tutmuştu.

Resepsiyon bölümüne geldiklerinde oda kartını alıp, asansöre bindiler. En üst katta, kalacakları oda vardı.

Mi Cha odanın üzerinde yazan yazıya odaklandığında, küçük çaplı bir şok geçirmişti. Çünkü oda kral dairesiydi.

Mi Cha: Jungkook, bunlar çok-

Jungkook: Bir holdingim var, tanınmış ve başarılı bir insanım. Bunu sen bana demiştin. Yani merak etme. Bu, önemsiz küçük bir ayrıntısı olan oda. Asıl önemli olan şey seninle bu odada yaşayacağımız şeyler olacak.

Odaya girdiklerinde Mi Cha o küçük çaplı olan şoktan, bir kez daha geçirmişti. Çünkü oda kendisinin hayal edemeyeceği güzellikteydi. Ağzı açık bir şekilde gözlerini odada gezdiriyordu.

Jungkook bu açık olan ağzı fark etmiş olacak ki, eliyle kapatmak yeriyle öpücükle kapatmayı tercih etti. Kızın dudaklarına tekrardan derin olan, ama kısa bir öpücük indirdi.

Kız üzerindeki kıyafetlerin kendisinin rahatsız ettiğini fark edip, içinden neden bu dar ve uzun pantolon, Kazak giydiğini geçirdi. Kız kendi sıkıldığı kıyafetlerine bakarken, Jungkook Mi Cha için yaptırdığı dolabı açtı. Mi cha ise sadece Jungkook'a bakıyordu.

Jungkook: Bakma öyle. Hadi gel ve aralarından bir geceliği seç.

Mi Cha tüm geceliklere bakıyor bakmasına ama, bunları nasıl giyeceğini düşünüyordu. Çünkü fazlasıyla açık ve gösterişliydi.

Kız Jungkook'a soru sorarcasına bir bakış attı. Ve hemen gelecek olan cevapda fazla gecikmemişti.

Jungkook: Ne?! Utanıyor musun? Bana yazdığın mesaj-

Cümlesini bitirmesine kalmadan, kız üzerini indirmeye başladı Jungkook'un önünde.

Yavaş yavaş indiriyor, sanki Jungkook'un onun her yerini ezberlemesini ister gibi.

Jungkook sadece kızın vücuduna bakıyor, ve kendine hakim olmaya çalışıyordu.

Çünkü küçüğü, durmuyordu.

Jungkook: Mi Cha-ah hızlı ol vr giy şunları.

Kız biraz da olsa aceleci bir tavırla üzerini değiştirdi.

Sonrasında yatağa uzandılar. Küçük bir süreliğine uykuya ihtiyaçları vardı. Sabah uykularından mahrum kalmışlardı.

Mi Cha: Lütfen... Biraz uyuyalım. Kollarının arasında uyumanın bana nasıl bir zevk tatyıracağını merak ediyorum.

Jungkook: Ben en çok seni nasıl brceririm diye merak ediyorum.

Mi Cha: İlk önce benim merakım gitsin, sonra seninkini de gideririz.

Mi Cha Jungkook,'un dudaklarına uzandı ve uzun olmasını istediği bir öpücük bıraktı. Ayrıldıklarında Jungkook kulağına o cümleyi fısıldadı. "Hayatıma değer kattığın için teşekkürler..."

Jungkook kollarını aralayıp kızı sarmaladı. Kız kendini huzurun tam ortasında hissettiğinde, uyudu. Huzurun ortasında huzurla uykuya daldı.

Jungkook, kız uyuduktan, yaklaşık 15 dakika sonra yatmıştır. Çünkü gözleri, kızın yüzünden ayrılmıyor, daha çok bakmak istoyordu.

Ama en son kendine yenik düşüp, ellerini kızın yanağına koyarak uykuya bıraktı.

Uyandıktan sonraki yapacaklarını düşünerek yattı. Ve bundan zevk alacağını, asla kızı bırakmayacağına yemin ederek yattı...