İksirli İkili

5.5K 289 138
                                    

Bu kitap;
Her kitabımda, daha watty'ye geldiğim andan itibaren, arada ortadan kaybolsa da tüm desteğiyle geri gelen, tanımadan 'canım' saydığım, beni Let yapan Karbonmonoksitt e ithaftır.
Drarry aşkına
Medyalara göz atmadan geçmeyin 😘

***

"Yenildim, ben yapamıyorum!"

Düşen omuzlarıyla, dağılmış saçlarıyla savaştan çıkmış gibi kapıdan bana yalvaran gözlerle bakışına sırıttım. "Ah Altın Çocuk, Karanlık Lord'u Düşüren Büyük Kahraman Potter, bir bebeğe yenildi, öyle mi?"

Elimdeki çorabın eşini bulamadığım için geç kalacaktım belki ama bu telaşlara alışmıştım artık. Yıllardan sonra iksir kazanı sahibine benzer misali eşimin dağınıklığı ve vurdumduymazlığı beni de avcuna almıştı."Bana bir çift çorap bul, ben Lily'ye bakayım." diyerek elimdeki tek çorabı yatağa fırlattım. Bana bir teşekkür mırıldanarak çekmecelerin başına doğru ilerlediğinde, üzerinde hala yapmaya çalıştığı pastanın un izlerini taşıyan siyah mutfak önlüğü vardı.

"Babaaaaaaaa!!"

Gözlerimiz birbirini bulduğunda derin bir nefes çekip bağırdı, "Hangisi!?"

"Harry!"

"Geç kalacağım."dedim, bana yorgun bir gülümseme sunduğunda odadan çıkmak üzereydim."Albus hazır mı bari?"

"Hazır hayatım." dediğinde odadan beraber çıkıp ters yönlere ilerledik. Lily'nin çığlıkları dayanılmaz derecede yükselmiş durumdaydı. Beşiğinden sarkmış, kızıl saçlarını çılgınca sallayarak ağlayan kızımı son anda kucağıma aldım. Suratıma bakıp bir çığlık daha kopardığında sırıttım, "Sabah yemeğini yemiş olsaydın, bu durumda olmazdın, değil mi?" elimin bir hareketiyle biberonunu havadan çekip eline verdim.

Kızaran gözlerinin ardından bana attığı yaramaz bakışlarla biberonu boşaltmasını izlerken sandalyesine oturttum, saçlarını düzeltip taramaya başladım. Bunun bana verdiği huzura asla alışamayacaktım sanki.

Sekizinci sınıf bittiğinde, acı dolu hatıralar arasından, yaralanan ve biten arkadaşlıklar yeniden şekillenirken, aileler dağılıp tekrar toparlanırken, çukurumdan beni alan adam tabi ki Potter'dı.

***

Karanlık koridorda bana çöpmüşüm gibi bakan tablolardan tüm soyumun boyunduruğu altında bir çıkış yolu arıyordum. Hiç benzemese de Malfoy Malikanesi'ndeydim. En olmak istemediğim yerde. Dünyamda, küçük dünyamda, bana karşı en acımasız yer yuvam olmuştu.

Zamanında on jenerasyonun kalabalığına ev sahipliği yapmış, son zamanlarında ise tarihin en karanlık büyücüsüne karargah olmuş bina,  beni sanki bir tür hastalıkmışım gibi dışlıyordu. Aradığım kapıya asla ulaşamıyordum, koridor daraldıkça benim nefesim tıkanıyordu. Çaresizlikle bağırmaya başladıktan sonra kan ter içinde koşmaya çalıştım ama bu sefer sarsıntılarla dengemi kaybediyorum. Çırpındıkça daha çok sarsılı..

"Draco!"

Sıçrayarak rahatsız pozisyonumdan doğruluğumda Blaise'in tedirgin ifadesiyle göz göze geldim. "İyisin. İyisin, gel buraya."

Aktığının farkında olmadığım gözyaşlarımı silerken yamuk yattığım yatakta beni kolunun altına almış, hafifçe bir yandan sırtımı okşuyordu. "Revire gitmek ister misin?"

Aşk'ı Kucakla (Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin