19.Bölüm

5K 161 78
                                    

Denize ilk kez giren çocuk masumiyetiyle seviyorum seni. Boğulacakmışım gibi.

iyi okumalar millett ❣

Deniz

İnsanın canı en küçük darbeyle bile çok acı hasarlar alabiliyordu. Ayağınızı koltuğun kenarında sersem bir şekilde çarpınca nasıl da acırdı canımız. Bir insanın ağzından çıkan kelimeyle nasıl da acı çekerdi kalbimiz. Nasıl da kırılırdık küçük ama darbeci kelimelerle. Hele ki karşımızda ki kişi bizim için çok önemli biri ise. 

İnsanlara verdiğimiz değerin karşılığını almak isterdik her zaman. Elbette karşılık beklemek yanlıştı. En azından bana göre yanlıştı. Çünkü ben birine sırf karşılık için iyilik vs kötülük yapmazdım. Ama aynı şekilde karşılık alınca mutlu olurdum. Beni aynı şekilde önemsiyor diyebilirdim. 

Ama yaptıklarının yanında teşekkür etmesini bile bilmeyen insanlar yüzünden çok kırılır olduk. Çoğu zaman böyle insanlar hep üzülen taraf oluyordu. 

unutmamalıydık, bir insan bir kere hata yapıyorsa bir daha yapacağını unutmamalıydık. Çünkü yalana alışık olan insanlar tekrarlamaktan gocunmazdı.

Peki ya değer verdiklerimiz?

Evet, birde çok değer verdiklerimiz ve bu değeri sonuna kadar hak eden kişiler vardı. Onlar sonuna kadar hak ederdi her şeyi. Onlar için gözüm kapalı her şeyi yapardım. Çünkü dost kavramı çok çok farklıydı benim için. 

Değer verdiğim insanların gözümün önünde zarar görmesini kaldıracak bir bünyem hiç yoktu. Bende çöküşe uğruyordum. Onları öyle görmek en çok da benim canımı yakıyordu. 

Şimdi ise etrafta oluşan kalabalığa şaşkınlıkla bakıyordum. Gözlerim dolmuş, bedenim donmuş, ağzım hafif aralık bir şekilde korkuyla etrafa bakıyordum. Bir anda neler olmuştu? Niye, kim, neden yapmıştı? 

Ağzımdan kaçırdığım hıçkırıklarla ağladığımı henüz yeni fark ediyordum. Elimin tersiyle sildim göz yaşlarımı. Elimdeki kanlar yüzüme bulaşmıştı. Bunu hissediyordum ve bu çok iğrenç bir duyguydu. 

Ellerime korkuyla bakıyordum. Kerem'in kanı şuan ellerimdeydi. 

Onu öyle görür görmez kanayan yaraya ellerimi bastırmıştım. Ama o kadar çok darbe almıştı ki nereyi kapatacağımı bilememiştim. Nasıl ambulans çağırdık, nasıl onu omzumuza alıp kaldırdık, bilmiyorum. Şoktaydım ve sadece Emir ne dese onu yapıyordum. 

Ambulansın önünde durmuş ilk yardımı yapan hemşirelere odaklandım. O kadar uğraşıyorlardı ki umarım düşündüğüm şey olmazdı. 

Titreyen elimi sıkıp kendime gelmeye çalıştım. Etraftaki herkes toplanmıştı. Meraklı gözler, ağlayan akrabalar ve zehra. Onunda gelinliği hep kan olmuştu. Bir anda yere çöküp çığlık attı. Kafamı ağlayarak sallayıp yanına gittim. Titreyen ellerimle tuttum ellerini. 

"Zehra."dedim ve kuruyan dudaklarımı ıslattım.

"Ölüyor denizz!"dedi. 

Kafamı olumsuzca salladım."Hayır hayır kerem ölmeyecek."dedim. 

Daha hiç bir şey belli değildi. O güçlü bir Adamdı ve bunu da atlatırdı. 

Bugün onların düğünüydü. Nasıl olur da bir anda öldürmeye çalışırlardı onu? Bunu kim yapmıştı kim?!

Nefes aldı diyen hemşirenin ardından zehra hızla ayağa kalktı. Herkes çığlıklarla beraber bir oh da çekmişti. Yaşıyordu, kerem yaşıyordu!

KUM TANESİWhere stories live. Discover now