Bölüm 2

2.5K 269 131
                                    


İnstagram:selma.kahraman.7

Her şeye rağmen, yine de buranın tadını çıkarıp, başka bir ülkeye gidecektim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her şeye rağmen, yine de buranın tadını çıkarıp, başka bir ülkeye gidecektim. Her yeri gezip görecektim. Kimse bana engel olamazdı. Ünlü Big Ben saatine gidecektim. Üzerimi giyinip kahvaltıya indim. Kahvaltımı edip, dışarıya doğru çıktım. Yürüyerek, ilerlemeye başladım. Böyle ilerlemeyi seviyordum çünkü, gözden kaçırdığım yerleri, yürüyerek görebilirdim.

Big ben tam karşıma çıkmıştı. Gerçekten de büyük bir saat kulesiydi. Onun fotoğrafını çekip Nisan'a yolladım. Bana "Gezeme inşallah" diye yine beddua etti. O böyle söyleyince, etrafıma bakındım. Kimse yok demi lan. Bu kız şom ağızlı, bir şey felan olmaz değil mi? Şöyle bir tur döndüm etrafımda yoktu kimse. İçimden güldüm. Bize bunlar, söker mi be Nisan. Biz nereleri korumuş ne kurşunlar yemiş insanlarız.

Big Ben, ötünce o sırada ödüm patladı. Zaten diken üstünde duruyorum. Yürümeye başladım. Birkaç tane fotoğraf çekinip, oturdum bir banka. Buraya arabaların girişi yasaktı. Ama önüme bir araba durdu. Ön taraftaki muhafız inip arka kapıyı açtı. İçinden Derek, gözlüğünü takıp, indi. Yanıma doğru gelirken, herkes onunla fotoğraf çektirmek istiyordu. Yanıma geldiğinde ona doğru döndüm.

Muhafız kolumdan tuttu, "Prensimizin önünde eğilmelisin" diye. Bir koluna bir muhafıza baktım. Tutup kolundan kıvırdım. Diğeri bana silahını doğrulttu. Derek, silahı indirmesini söyledi.

"Niye bir insanın önünde eğilim" diye ona doğru döndüm. "sende insansın bende" dedim başını salladı gülerek. "Ne işin var hem senin burada" dediğimde Muhafız tam bir şey diyecekken elimin tersini gösterdim. Muhafız korkup iki adım geriye çekildi.

"Bu zamana kadar benimle böyle konuşanı ilk kez görüyorlar ya ondan. Takma sen onları" dedi gülerek.

"Tamam tamam anladık, senin ne işin var burada" dedim sinirle.

"Korumam ol" dedi bana bakarak.

"Ben zaten koruma şirketimden istifade etmişim. Korumak isteseydim gider kendi ülkemde korurdum" dedim ona bakarak.

"Tamam o zaman, beni kurtardığın için yemeğe davet ediyorum seni" dedi gülerek.

"Yemeğe gelirsem beni rahat bırakacak mısın?"

"Söz" dedi gülerek. Ona baktım inanmayan bakışlarla "Erkek sözü" dedi gülerek.

"Tamam o zaman" dedim. Arabaya geçmem için eliyle buyur yaptı. Arabaya onun yanına geçtim. Bana baktı yandan. Bir restorana doğru giderken, konuşmaya başladı.

"Benim annemde Türk'tü" dedi üzülerek. Sanırım vefat etmişti.

"Nasıl evlenmiş ki babanla" dedim. Taa Türkiye'den kalk gel.

"Babam, Türkiye'ye okumaya gitmiş. Annemde orada öğrenciymiş, Kimseye söylememiş Prens olduğunu. Herkesten de gizlemesini istemiş. Annemle de o sayede tanışmışlar işte" dedi. Desene harika bir hikaye ye benziyor. "Annemden önce biriyle daha evliymiş ama iki tane daha kardeşim var"

Prens'in FedaisiWhere stories live. Discover now