19

912 69 15
                                    

"Haneul geldik güzelim. Uyan."

Gözlerini açıp etrafa anlamaz bakışlar attı. Bana dönüp "Geldik mi?" Deyince kalbimin eridiğini hissetim. Kesinlikle ama kesinlikle saplanmıştım ben kıza. Ben küçük olması güzeldi. Istediğim şekilde seslenebilirdim.

Kafa sallayıp arabadan çıktım. Onun çantasını ve benim çantamı alıp annemlerin evine gittik. Demek isterdim ama o bana "Jungkook sen niye çantamı vermiyorsun?" Deyince. Benimle gelmeyeceğini anladım.

Denemekten zarar gelmezdi. "Bizim eve gidiyoruz."

"Saçmalama istersen. Baban, abin, annen ordayken sana 'bu kız kim?' Dediklerinde ne diyeceksin?"

"Benim dememe gerek kalmicak ki diyelim kaldı." Gözlerimi gözlerine sabitleyip kendimden emin bir şekil de " Sevgilim. " dedim. Bana kimse karışamazdı ki zaten babam öyle bir soru sorarsa annem direk 'Sanane canım. Hala hala herşeye de burnunu sokma diyecekti.' Bundan emindim. Veya bana laf falan sokardı. Yani beklenirdi annemden.

"Jungkook bunu yapma."

Ona döndüm. Uzatıyordu. Babam sorsa bile biz geçiştirirdik sıkıntı yoktu. Ya da ben direk sevdiğim kız veya sevgilim derdim.

"Haneul....kendini benden uzaklaştırıyorsun. Ve ben bunu istemiyorum."

"Çünkü seninle dost veya arkadaş dahil hiçbirşey olmak istemiyorum. Yapamıyorum. Neden beni umutlandırmayı bırakıp biraz olsun seni unutmam için çabalamıyorsun. Neden!!LANET OLSUN NEDEN!!"

Ağlamaya başlayınca dayanamayarak kollarımı ona sardım. Bunun sadece bir umut olduğunu veya gerçekleşmeyecek bir hayal olduğunu sayıyordu. Fakat bahsettiği durum benim için gelecekti. Bizim geleceğimizdi. Ben onu seviyordum o ise bunu sadece ona acıdığım için yardım ettiğimi düşünüyordu.

"Haneul....şuan sırası değil. O yüzden lütfen bu konuyu sonra konuşalım. Şimdi eve gidelim.  Annem bizi bekliyor."

Kafa salladı. Biliyordum. Onunla oyun oynadığı düşünüyordu. Vicdanımdan dolayı böyle yaptığımı düşünüyordu. Ama ben Onu seviyordum. Herne kadar ona bunu söylemek istesemde zamanı vardı. Şuan bana inanmazdı.

Beraber kapıyı çalıca ellerimizi birleştirdim. Ellini çekmeye çalışsa bile izin vermiyordum. Zaten gücü şuan çekilmiş gibiydi.

"Jungkook-" annemin kapıyı açmasıyla sözü kesildi. Zaferle gülümsedim. Eminim bana küfür bile ederdi elimi çekmezsem.

"Ahh kızım hoşgeldin." Annem Haneul'u elimden çekip sarılınca kaldım. Ben onun oğluydum. İlk önce bana sarılmalıydı. Ama bu tablo çok güzeldi. Haneul'da kollarını anneme dolayınca ne kadar uyumlu olduklarına baktım. Kesinlikle ilerde kayınvalide, gelin beni çıldırtıcaklarına emindim.

"Oğlum geçsene içeri. Ne dikiliyorsun kapıda." Kendime gelerek içeri geçtim. Babam ve abim işte olmalılardı.

Gülümseyi anneme sarıldım. "Hadi yemeğe geçelim. Açsınızdır siz şimdi." Kafa sallayıp mutfağa yöneldik annemle. Haneul'a baktığımda yemekleri tabağa koyduğunu gördüm.

"Kızım siz yoldan geldiniz ne zahmet edip bunları koyuyorsun. Ben yapardım."

Haneul gülümseyip" Yok efendim ben yolda uyudum. Yorgun olan Jungkook. Hem zahmet olmadı. Yemek yapmayı severim."

Annem bana göz kırpıp Haneul'un yanına oturdu. Gülümseyip onlara oturdum. Anneme başkasını seviyorum desem gene gelini olarak Haneul'u görecekti. Biliyordum onu.

"Kızım gelecekle alakalı bir planin var mı?"

Haneul kafasını sallayıp ağzında ki lokmayı bitirdi. Ne planı vardı bende bilmiyordum. Bana bile bahsetmemişti. "Ülkemi temsil etmeyi düşünüyorum. Bunun için yapılan yarışmaya katıldım.  Bildiğim kadarıyla o da 4 ay sonra."

Shadow  |JJK|  ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin