4.6~Final~

1.1K 84 201
                                    

Jimin'in gidişinin ardından 3 yıl geçmişti. Bu süre zarfında her ne kadar kendime onu umursamadığımı söylesem de onu umursuyordum. Lanet olsun ki bana acıdan başka birşey vermeyen Park Jimin'i umursuyor hatta onu seviyordum. Aynı zamanda ondan nefret ediyordum. Park Jimin sırf babası onu tehdit etti diye beni bırakıp gitmişti. Bunu bana hastanede annem söylemişti. Bay Park Jimin'in bana aşık olduğunu öğrenmiş ve onu tehdit ederek yurt dışına gitmesini sağlamıştı. Tehdit ettiği şey sanırım babamın dava meselesiydi. Önemli olan Bay Park'ın tehditi değildi. Önemli olan o tehditi dinleyip giden Park Jimin'di. Bana söylemesi gerekirdi, eğer bana söyleseydi şuan beraber mutlu olurduk.

-Hyung ne düşünüyorsun?

Yanıma gelip kolunu omzuma atan Kook'la düşüncelerimden sıyrıldım.

-Senin sülük olduğunu düşünüyordum Kook.

Sırıtarak ona baktım.

-Ayıp ediyorsun hyung, ne sülüklüğümü gördün şuana kadar?

-Peşimden benimle aynı üniversiteye gelmen olabilir mi?

Kolunu omzumdan çekip kafasını iki yana salladı.

-Ben sırf sen yalnız kalma diye geldim, yoksa niye geleyim ki.

-Kesinlikle öyledir.

Ayağa kalktığımda o da ayaklandı ve beraber okulun çıkışına ilerledik. Okuldan beraber çıkalım diye ısrar etmesi üzerine yaklaşık yarım saat onu okulun bahçesinde beklemiştim.

Ah size anlatmamıştım değil mi? Ben ve Jungkook öğretmen olmaya karar vermiştik. Yoongi hyung psikolog olmak istemişti, Hoseok hyung ise veteriner. Aynı üniversiteye giden tek Kook'la ben vardım. Diğerleri farklı şehirde okuyorlardı. Ama ara sıra onlarla görüntülü konuşuyorduk.

-Hyung cidden ailenin yanına mı gideceksin?

İç çektim ve kafamla onu onayladım.

-Annemi yüz yüze neredeyse 2 yıldır görmüyorum Kook.

-Peki ya Bay Park? Onu görünce sinirlenmeyecek misin?

Omuz silktim.

-Onu umursayacağımı sanmıyorum.

-Hyung istersen seninle ben de gelebilirim.

Güldüm.

-Oldu olacak çiçek ve çikolata da al.

Elini çenesine koydu ve düşünüyormuş gibi yaptı.

-Almam mı gerekiyor? O zaman önce onları alalım.

Elimle alnına vurdum.

-Aptal çocuk.

Eliyle alnını ovalaya ovalaya beni takip etti.

-Bak eminsin değil mi hyung?

Elimi saçlarına attım ve saçlarını karıştırdım.

-Merak etme Kookie~ O benim annem, beni yemez.

Güldüm ve elimi omzuna koydum.

-Hadi sen git artık.

Kook zar zor yanımdan gittiğinde derin bir nefes aldım. Pekala, korkuyordum. Annemden değil de Bay Park'tan korkuyordum. Onu 2 senedir görmemiştim ve 2 sene sonra onu görecek olmak beni geriyordu. Bay Park'tan nefret etmiyordum, sadece ona sinir oluyordum. Bize pardon Jimin'e ve bana yaptıklarını affedemezdim.

Derin nefes alıp markete ilerledim. Sanırım bir yere misafirliğe giderken bir şeyler götürmeliydim. Misafirliğe gitmediğimden ne yapacağımı bilmiyordum. En sonunda içecek bir şeyler aldım ve marketten çıktım. Telefonumun titremesiyle yerimde durdum ve telefonumu cebimden çıkardım.

Brother ➳ Vminحيث تعيش القصص. اكتشف الآن