6.Bölüm |ÇÖZÜNME|

96 5 0
                                    

Her şey çok mu üst üste gelmişti sanki?
Evet! Bayağı hem de...

Ateş ve Bora karşı karşıya gelmişken, Melis usulca kardeşinin kolundan kavrayarak kulağına fısıldadı.

- Lütfen sakin ol, her şeyi anlatacağım.

Ateş ise ablasını duymazdan gelerek gözlerini Bora'ya dikmişti. Ve sakin kalmaya da hiç niyeti yoktu. Dakikalardır ablası ve Beril'in neden garip davrandıklarını şimdi çözüvermişti. Beş saniyeliğine gözlerini yumarak derince yutkundu. Kendisini kavrayan ablasından kurtularak, hem suçlu hem güçlü bakan Bora'ya tam adım atacakken yine önüne geçen Beril oldu. Bora kız kardeşine seslendi.

-Beril! Sen karışma.

Melis ise Bora'ya kaş göz yaparak "Sus" dercesine baktı. Mesajı alan Bora olacakları izlemek için Beril'e müdahale etmekten vazgeçti. Ateş, önünde ikinci kez direk gibi dikilen kızın adının "Beril" olduğunu öğrenince tuhaf hissetmişti. Ona ilhâm veren kızın adı Beril'di. Çok güzel bir ismi vardı. Ama konu bu değildi. Çünkü o kız gözlerine bu sefer öfkeyle bakıyordu. Ateş'in öfkesi ona değilken, onun öfkesi Ateş'i de etkilemişti.

-Çekilir misin önümden!

Beril net bir tavırla Ateş'e bir adım daha atarak sesini yükseltti.

-Sen canavar falan mısın ya?

Bu sözün üzerine " Ne saçmalıyorsun?" ifadesini takınan Ateş;

-Ne?

-Ablan, gerçekleri öğrenmenden neden bu kadar korkuyor anlamıyorum. Evet, bu olanların bir açıklaması var. Dinlemek istiyorsan otur konuşalım. Ama öfkene yenilip arkamda duran ağabeyimin suratına bir tane çakacaksan, buna asla izin vermem!

Ateş için ikinci seçenecek daha mantıklıydı. Ama Beril'in dediği gibi bu olanların elbette bir açıklaması vardı. Ve tabiki de sinirle dolan her hücresi aklıyla hareket etmesine engel oluyordu. O yüzden olduğu yerde kalıp ablasına döndü. Melis kardeşine karşı o kadar mahcuptu ki, ona yalan söylediği için yüzüne bile bakamıyordu. Ama kendini hızlıca toparlayarak elleriyle kardeşinin belini kavradı ve titreyen sesiyle fısıldadı.

-Ateş...

Ateş ablasının ikinci bir kelime etmesine fırsat vermeyerek eliyle "Dur!" işareti yaptı. Aslında bu daha çok "Sus! Dinlemek istemiyorum." demekti. Ardından sinirden dolan gözleriyle Bora'ya, daha sonra da kendisine çok yakın mesafede olan Beril'e baktı. Beril'de ondan bir cevap beklercesine, gözleriyle "Hadi artık bir şey söyle!" der gibi bakıyordu. Ateş ise iki seçeneği de es geçerek tek kelime etmeden sessizliğe büründü. Ateş'in gözünde Beril, dünden beridir "Şiirini gören harikulade kız" olarak değil de, "Küpeli'nin kız kardeşi" vasfını almıştı. Büyük bir hayal kırıklığıyla arkasını döndüğü gibi güçlükle market kapısından çıkarak evine doğru yol aldı. Melis ise kardeşinin ardından bakakaldı. Daha sonra Bora ve Beril'e dönerek umutsuzca başını iki yana salladı. Ona mahcupca bakan ikili de suskun kalmayı tercih ettiler...

●●●●●●

Ateş eve geldiği gibi anında kendisini odasına kilitlemişti. Öfkesinden duvarları yumruklamak istiyordu. Ne yani, ablası onu döven o serserinin yanında mı çalışıyordu? Hemde alt katlarında! Hem de ablasıyla! Beraber?!!! Ve en çok sinirlendiği nokta ise Melis'in bunları kabullenip ondan gizlemesiydi. Kim bilir şimdi öğrenmese, daha ne kadar kandırılacaktı... Bunları düşünüp sorguladığında krizlere giriyordu. Yatağın yanındaki su bardağını eline alıp tam duvara fırlatacakken, dış kapının sesiyle durdu. Melis gelmişti, "Ateş'e bir açıklamak yapmak için bolca dil dökecekti. Defalarca özür dileyecekti." Çünkü kendini direk bu moda ayarlamıştı. Kimse ona yalan söyleyemezdi. Hele ki ablası... Onun yalan söylemesi kalbini çok kırmıştı. Tam bir aptal gibi hissediyordu. Bunları gizlerken onlarla bir olup arkasından konuşmuş muydu? Bunun düşüncesi bile onu deli etmeye yetiyordu. Birden bire aklına polislere ve ablasına söylediği yalan gelmişti. Bunu düşünerek elindeki bardağı kırıp kırmamak arasında kalmıştı, sonra derin bir nefes alarak bardağı komidinin üzerine koydu. Sürahideki suyu bardağın ağzına kadar doldurup tek nefeste suyu kafasına dikti. Sonra da cebindeki naneli şekeri alarak ağzına attı. Usulca yatağına oturup ablasının af dilemesini beklemeye başladı. Ama beklediği gibi olmamıştı. Çünkü Melis bu sefer büyük bir olgunluk gösterip Ateş'in odasından çıkmasını bekleyecekti. Yüzyüze ve sakince konuşup anlaşacaklardı. Sessiz kalması kardeşini daha da çılgına çevirecekti. Onunla yüzleşmek için yanına geleceğini biliyordu.

ANORMALWhere stories live. Discover now