29, 𝗅𝗈𝖼𝗄𝖾𝗍

1.7K 110 217
                                    

Bölüm müziği;

Billie Eilish- You should see me in a crown

Frankie Valli- I love you baby

𖣔

"Bana daha ne kadar böyle bakmayı sürdüreceksin?"

Morgan rahatsızca yerinde kıpırdandığında elini her zaman yaptığı gibi çenesine dayamış, meşhur tekli koltuğunda onu dikkatle izleyen Mistik Sanatlar Ustasında bir değişim bekledi ama adam rahatsızlık verici derece olan dik dik bakmayı kesmemiş artı olarak konuşmaya başlamıştı.

"Buraya seni neden çağırdığımı biliyor olmalısın."

Morgan adamın geldiği andan beri yemin etmişçesine susup oturmasına sinirlenmişti. Mabedin üst katında, yuvarlak pencerenin önünde duruyorlardı. Stephen, Morgan'ı resmen sorguya çekmiş gibi önündeki sandalyeye yerleştirmişti.

Daha birkaç gün öncesine kadar 5 yaşında küçük bir kız olan Morgan, artık bambaşkaydı. Ortadan kaybolduğu 30 saniyelik zaman diliminde nasıl birden 10 yaş atabildiğini en ince ayrıntısına kadar açıklaması gerekiyordu.

Göğsüne bağladığı kolları giydiği dar kot ceketin üst kısmını sımsıkı sarmıştı. Altına giydiği dizinde biten siyah askılı elbisesi ile birbirinden farklı takıları kıza asi bir tarz biçmişti. Oysaki Morgan bir anda girdiği bu bedenin ve kişiliğin eksi yönlerinden birisi olarak kıyafetleri görüyordu. Babası ile daha dün inip alışveriş yapmışlardı. Giydiklerini baştan sona tekrar değiştirmiş ve kendine göre kıyafetler seçmişti.

Morgan'ın hayatında değişen tek şey kıyafetleri olsaydı keşke.

Oturduğu yerde Stephen'a doğru eğilerek iğneleyici ses tonuyla, "Anlatmazsam hemen zihnime girip bir şeyleri kurcalayacak birisi değil misin sen yoksa ben mi yanılıyorum?" diye konuştu.

Stephen aldığı çetrefilli cevap karşısında dudaklarında oluşan mutluluktan uzak düz bir gülümseyle kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Bana mı sinirlisin?"

"Ben kendimden başka kimseye sinirli değilim."

Kız açık açık üstüne basarak doğruları konuştu. Dedikleri ne eksik ne fazlaydı. Siniri vardı ama oklar sadece kendisine çevriliydi.

Stephen bir şey demedi. Anlamış gibi gözlerini açıp kapamakla yetindi. Morgan'ın yaşadıklarını hesaba katarsa şu an ki yaşı onun hırçın ve saldırgan olmasına sebebiyet veriyordu. Bunu normal gördü. Buraya psikologluk oynamaya çağırmamıştı zaten onu.

Titremesi geçmeyen elini yüzünden çekti. Kıza bakıp onu işaret ederek, "Bana düğünden kaçıp seni bulduğumuz zamana kadar yaşananları anlatacak mısın?" diye sorduğunda Morgan'ın nedensiz yere bakışlarına gölgeler indi.

Mavi gözleri gibi kırmızı biçimli dudakları endişeyle yavaş yavaş açılırken kendi kendine yer değiştiren kitaplardan birinin yanlışlıkla yere düşmesiyle irkildi.

Boşlukta süzülüyor gibi hissettiğinde irkilip gözlerini açtı.

Küçük çocuk değiştirdiği zaman ve mekan kavramlarının sersemliğine düşemeden etrafına bakınmaya başladı.

𝗌𝗎𝗉𝖾𝗋𝖿𝖺𝗆𝗂𝗅𝗒: 𝖼𝗈𝗇𝖿𝖾𝗍𝗍𝗂Where stories live. Discover now