1/1: Taehyung, Jeongguk içindir.

23K 1.4K 3K
                                    

selammlar,

günlerdir bu bölüm için uğraşıyorum, o yüzden lütfen oy vermekten yahut yorum yapmaktan çekinmeyin hatta bolca yorum yapsanız hiç fena olmaz 😉

ve son olarak: bu fic öylesine yazılmıştır, eğer mantık hataları varsa ki var lütfen görmezden gelin, çünkü çerezlik bir fic ve bir kısmında da cinsellik(‼🔞) var, rahatsız olan atlasın direkt o kısımları...

bölüm şarkısı: hiraizerdüş, yok fark(medyaya koydum, lütfen dinleyin...)
dolu kadehi ters tut, anamız babamız yok deriz

NOT: BÖLÜMDE BİR KARIŞIKLIK VARSA EĞER FICI KÜTÜPHANENİZDEN ÇIKARIP YENİDEN EKLEYİN LÜTFEN, DÜZELMEZSE YAZIN BURAYA...

iyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum

••

Odadaki boğucu sıcaklıktan ötürü fazlasıyla terleyen parmaklarım hemen önümde duran bira şişesine uzandığı vakit dakikalardır yanımda oturan beden bir anda, "Jeongguk!" diye, oldukça sert fakat garip bir şekilde bir o kadar da mızmız çıkan sesiyle uyarır gibi ismimi zikretti. Şişeye odaklanmış yorgun bakışlarım anında onu bulduğunda görüş açımı dolduran ilk şey, çatılmış biçimli kaşlarıydı.

İçkiden dolayı kısılmış ve kızarmış gözleri bakışlarıma sıkı sıkıya tutunurken bira olmayan sol elinin işaret parmağını uyarır gibi havaya kaldıverdi, eklemleri oldukça şekilli olan parmağını gözümün önünde bir ileriye, bir de geriye doğru sallarken benim sol kaşım çoktan sorgularcasına alnıma tırmanmıştı bile.

"Bu kadar," diye sert bir sesle konuşmaya başladığında kulağıma ilişen sesinin tonu normalde hiç derin değilmiş gibi iyice derin bir hâl almıştı; derin, boğuk ve biri sanki kasıklarımda soğuk parmak uçlarıyla dolaşıyormuş gibi hissettirecek kadar hırıltılı. "bu kadar çok içmemelisin! İçki küçük çocuklara zararlıdır."

Dudaklarından dökülen yavan cümlelerle birlikte omuzlarıma binmiş olan yorgunluğumdan ötürü kısılmış bakışlarım baygın bakan gözlerinden tombul yanaklarına düştü; teni, cehennemi yüzüne tutmuşuz gibi kırpkırmızıydı fakat hayır, cehennemi tenine falan tutmamıştık, o sadece içmişti.

Tanrı aşkına, bir domates misali kızaracak kadar içen oydu ve sadece bir bardak içtiğim için bana ahkâm kesiyordu. Cidden, buradaki asıl çocuk kimdi şimdi?

"Sadece yarım bardak," diye sakin bir sesle konuşmaya başladım. "yemin ederim hyung, sadece bir bardak içeceğim, fazla değil, tamam mı?" Elbette ki sadece yarım bardak içmeyecektim fakat Taehyung'un mızırdanmasını da çekebilecek halim yoktu, başım, gözlerimde dahi yankısını hissedeceğim kadar fazla ağrıyordu ve hâl buyken minik bir yalandan zarar geleceğini düşünmüyordum.

"Tamam," diye mırıldandı kısık sesiyle. Konuşmaya başladığı anda içkiden ötürü şişmiş, kırmızı dudakları hafifçe büzüştüğünde bakışlarım da anında dudaklarını bulmuştu, kırmızı dolgunlukları yasağa davet eden tatlı bir elma misali karşımda parlarken sanki şimdi hiç canımı almıyormuş gibi dudaklarının hareketlerini daha da ağırlaştırıp, "yarım bardaktan bir şeyler olmaz." demişti benden çok kendini iknâ eder gibi.

Kıvırcık saçları dağınık bir şekilde alnını süslerken hafifçe burnunu çekiverdi, bakışlarım en fazla bir saniyeliğine burnuna tırmanarak burnunun bariz bir şekilde kırışarak sevimliliğine sevimlilik katışına şahit olurken ölecek gibi hissediyordum, Taehyung'un beni delirten iki farklı tarafı da bir anda üzerime çullanmıştı ve ben neye odaklanmam gerektiğini şaşırmıştım; sevimliliği yüzünden kocaman bir şekilde gülümsemeli miydim yoksa önümde duran dolgun kirazları için yaklaşık on saniyedir yaptığım gibi iç çekip tadını aldığımı mı hayal etmeliydim?

V FOR JEONGGUK ✓Where stories live. Discover now