Medyaya sevdiğim bir şarkıyı koydum..
Umarım okunur..
İyi okumalarr~__________________________________
Kalabalığın arasından sıvışarak ilerlemeye çalıştığımda buranın düzensizliğinden puan kırmayı aklımın kenarına not ettim. Eğer bir yer işletiyorsanız orayı başı boş şekilde bırakıp gitmemeliydiniz. Her ne kadar burası bar olsa dahi.
İçkilerinin tadına bakmak istediğim için bar tezgahına yönelmeyi seçtiğimde barmen kaşları çatık beni nasıl içeri aldıklarını düşünüyor olmalıydı. Aynı şekilde barmeni bende baştan aşağı süzdüğümde yaptığının ne kadar rahatsız edici olduğunu anlamasını istedim.
"Ne alırdınız efendim?" Puan vereceksem burada ki tüm içkileri tatmam gerekirdi ama bunun yerine her mekanda yaptığım gibi sadece en çok tercih edilenleri içip değerlendirirdim.
"En çok tercih edilen içkilerin hepsinden." Böyle diyerek en azından içkiler hakkında hiçbir şey bilmediğimi göstermemiş olduğumu düşünüyordum. Barmen anlamamış bakışlar ile bakıp arkasını dönüp içkilerin konulduğu yere gitmişti.
Elime telefonumu aldığımda bloguma girip düşündüklerimi yazmaya başlamıştım.
La Voz De Dios
İçeri girdiğinizde sizi düzensiz, gürültü içerisinde ve kirli yerler karşılıyor. Sanki işletilmeyi uzun zaman önce bırakılmış bir mekan gibi. Ayrıca şarkı seçimleri kulağa hiç hoş gelmiyor. Tabii herkesin şarkı zevki farklı.
Böyle yerlere alışkınlığınız var ise sizi davet eder ama yok ise gelmemenizi öneririm.
İçkiler teker teker önüme sertçe konulduğunda telefonumdan başımı kaldırıp sunuma bakmıştım yavaş yavaş. Orta halli bir sunum olsada beğenmemiştim.
"Sadece 7 tane içkiniz mi tercih ediliyor?" Alayla sorduğum soru ile karşımdaki sinirle kaşlarını çatmış ve derin bir nefes vermişti dışarıya. Müşteri her zaman haklıdır kuralı.
"7 büyük günahı bilir misiniz? Bu içkilerin her biri o günahlardan isim aldı. Eğer öfke içkisini seçersen gereğinden fazla öfkelenirsin. Diğerleri içinde böyle." Kaşlarım havalanmış bir şekilde karşımdakini dinlerken bunun nasıl böyle bir sisteme bağlı olduğunu düşünüyordum.
Nasıl öfke içkisini içersem daha çok öfkelenirdim? İçerisinde öfkelenmeme sebep olan ilaçlar mı vardı? Babam böyle pasta yapm- herneyse.
"Bana bu yer hakkında daha fazla bilgi verir misin?" Bu konunun ilgimi çektiğini fark edince alayla sırıtmış ve elindeki işi hallederken konuşmaya devam etmişti.
"Buranın adı neden La Voz De Dios onu da bilmiyorsun değil mi? İspanyolcadan geliyor bu isim. Tanrının Sesi demek. Burası Tanrının sesini duyurmaya çalışılan bir yerdi aslında. Kafe tarzındaydı ve seminerler düzenlenirdi tanrının bizlere verdiği görkemli hayatı insanlara aşılamaya çalışıyorlardı. Tanrının bizlere bir sürü şans verdiğinden, hayatımızı iyi değerlendirmemiz gereltiğinden ve daha bir sürü şey ile neredeyse burada Tanrı için dua ediyorlardı.
Ama 2 sene öncesine kadar. Bu barın sahibi Choi San o eski iş yerinin sahibi Yeosang'a aşık olduktan sonra değişiklikler oldu. Yeosang dinine o kadar bağlıydı ki seminerler verirken bile ona aşkla bakan kişiyi görememişti. San bir dine bağlı değil yaşamak için yaşar ama yaşarkende keyfini çıkartır. San ilk Yeosang'ı bir durakta görmüş. Ellerinde kutsal kitaplar ile saatine bakıp hızlı hızlı yürüyormuş. San'ın anlattığına göre Yeosang o kadar güzelmiş ki ben meleğim dese inanıcak seviyedeymiş.
Sonra arabasıyla takip etmiş ve en son bu yere girerken görmüş onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LVDD / WooSan ¤
Fanfiction"Bak, seni selamlıyorlar." Yavaşca arkamı döndüğümde beni selamlayan kimseyi görememiştim. "Ben kimseyi göremiyorum." Derin bir nefes aldığını işittim. Alıp, bir daha veremediği bir nefes. "Çünkü hala yaşayan bir insansın."